‘Z KUŞAĞI’ KAVRAMI VE ONUNLA HEDEFLENENLER -IV-

Önceki yazımızda, emperyalizmin z kuşağı oyununa karşı önerilerimizi sunmaya, Milli bünyemizin, saldırılara karşı dirençli olması gerektiğini belirterek başlamıştık. Bu yazımızda diğer önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede:

 

2- Ülkemizde Genç Kuşağa Bir Bütün Halinde Sahip Çıkılmalıdır:

Emperyalizmin z kuşağı oyununa karşı şu hususa da özen gösterirsek, onun oyununu daha işin başında bozabiliriz:

a- Z Kuşağı Projesi ile, Ülkemizde, üzerinde oynanmak istenen genç neslin tamamı bizim çocuklarımızdır, bizim gençlerimizdir. Senin, benim, akrabamızın, komşumuzun, köylümüzün, hemşehrimizin, daire arkadaşımızın, yol arkadaşımızın kısaca milletimizin evlatlarıdır. Bir bölgeye, bir gruba veya bir siyasal kesime yönelik bir oyun değildir. Aksine topyekun milletimize ve onun genç nesline yöneliktir. Önce bunu iyi tespit etmek gerekir.

b- Bu konuya dünya görüşü, ideolojik ya da siyasal, cemaat ya da klik bakışıyla bakmamak gerekir. Çünkü oyun hepimize, hepimizin gençlerine dolayısıyla Milletimize yöneliktir.

c- Gençlerimiz arasında inancını tarihini ve kültürünü içselleştirmiş, onu kuşanmış, yaşantısını ona göre düzenlemiş olanlar olduğu gibi; çok değişik anlayış, yaklaşım ve yaşam biçimlerine mensup olanlar da vardır. Hatta o bilinçle değil ama z kuşağı kavramının afişe ettiği ve bizim tasvip etmediğimiz özelliklerin bir kısmını kuşanmış olanlar da mevcuttur. Ancak her ne olursa olsun, eksiğiyle-yanlışıyla, hatasıyla günahıyla bu gençler bizim gençlerimizdir, onlar bizim evlatlarımızdır. Emperyalizm, hiçbir ayırım yapmadan bizim gençlerimizin tamamını bizden koparıp, ilerde bize karşı kullanmak istediği gibi, biz de bir tane bile genç yavrumuzu onlara asla vermemek için gayret göstermeliyiz. 

d- Ülkemizde kimi gençlerde, tasvip edemeyeceğimiz bazı düşüncelere, inançlara, bakış açılarına ve davranışlara şahit oluyoruz. Bunları bir kısmımız hoş görsek ya da büyük çoğunluğumuz hoş görmesek te; bunları yanlış, hata, günah olarak görsek ya da görmesek te, bu gençleri z kuşağı olarak damgalayıp, onlara cephe alma, onları suçlama, aşağılama ve dışlama yoluna asla gitmemeliyiz. Çünkü bu gençlerde görülen o tasvip etmediğimiz davranışlar, kirli z kuşağı projesi olmadan önce de vardı, şimdi de devam etmektedir. Onlar z kuşağı projesinin bir parçası oldukları için değil, zaten öteden beri içinde yaşadıkları aşırılıkları ve yanlışlıkları yaşamaya devam etmektedirler. Bizler yetişkin nesil olarak, tasvip etmediğimiz o davranışları en aza indirmek için zaten çalışmalar yapıyoruz ya da yapmalıyız. Ancak bu ikisini birbirinden ayırt etmenin özellikle bugün için şart olduğuna inanıyorum.

Mücadelemiz bir bütün olarak z kuşağı projesine ve onun yaygınlaştırmaya çalışacağı aşırılık, yanlışlık ve millet olarak asla tasvip edemeyeceğimiz davranışlara yönelik olmalıdır, asla genç nesle karşı değil. Genç nesle karşı tavrımız da yapmakta oldukları ya da işledikleri yanlışlara, uygun görmediğimiz davranışlara karşı uygun bilgi, belge, yöntem ve tavırlarla dikkatlerini çekmek olmalıdır.

Gençlere yönelik olarak milli düzeyde bir çalışma başlatılmalıdır. Onların bu milletin evlatları olarak milli bir kimlik, bir duruş ve Milli bir davranış silsilesi kazanmaları için muhakkak çeşitli çalışmalar yapılmalıdır. Ama bugünkü davranışlarından dolayı, yukarıda belirttiğimiz gibi, onlar asla z kuşağı olarak damgalanmamalı, suçlanmamalı, aşağılanmamalı ve asla dışlanmamalıdır. Çünkü bu hem emperyalizmin istediği şeydir hem de kendi yavrularımızla aramızı açmak, koparmak ve onların kucağına atmak olur. Bu duruma asla düşülmemelidir.

Eğer 1960’lı, 70’li yıllarda, ABD-Avrupa emperyalizmi gençlerimizi daha sağcı-solcu; komünist-muhafazakar diye ayırmağa başladığında, bütün gençliğimize sahip çıkıp o oyun bozulabilseydi, o dönemdeki gençlerin birbirini katletmesinin önüne geçilebilirdi.

Bu bağlamda bugünü, emperyalizme karşı, gençlerimize sahip çıkma, gençlerimiz için milli birlik, beraberlik ve kenetlenme günü olarak görmek gerekir.

Nasıl, bir taşını bile kimseye vermediğimiz, şehit kanlarıyla yıkanmış kara topraklarımıza ANAVATAN deyip can pahasına sahip çıkıyorsak; nasıl MAVİVATAN deyip denizlerimizde onun için yedi düvele karşı omuz omuza mücadele ediyorsak; GENÇLİĞİMİZE de en az öyle sahip çıkmalı, onlar için emperyalizme karşı topyekun mücadele vermeliyiz.

ANAVATAN, MAVİVATAN, GENÇVATAN; işte bu üçlü bizim için son derece önemlidir. Ben aralarında derecelendirme yapmayacağım ama herkes kendi içinden değerlendirsin, konunun ne kadar önemli olduğunu görsün.

Bir sonraki yazımızda önerilere devam edeceğiz.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Yılmaz Yaprak 17 Temmuz 2022 15:59

    Sn hocam Z kuşağı ile ilgili bu yazınızda'da önemli tespitlerde bulunmuşsunuz ilgili kuşağı hiçbir zaman karşımıza almamalıyız akisi taktirde gençlerimizi tamda emperyalizmin kucağına itmiş oluruz eskilerin tabiriyle temsilde hata olmaz iti yanınıza alınız karşıya ürsün denir bizim kuşak şanslıyız mücadeleyi zorlukları yokluğu gördük yerine göre zirai alanda çalışarak arpa yulaf bırçak yolduk hayatın zorlukları bize çok şey öğretti şimdi gençler bunların hiç birisini görmedi onlara karşı hassas davranlmalıyız bu önemli konuları gündeme getirneye devam etnelisinz sn hocam sekam olsun dualarımla

  • Cumaali Demirtaş 17 Temmuz 2022 14:47

    Milli Eğitimde 20 yıldır emanet ehline verilmedi her nedense. Muhtevada İşin özüne yönelik hiç bir köklü değişiklik yapılmadı. Ticari ve piyasa amaçlı suni işlevsiz uygulamalar ile yap bozla da geriye gidiş oldu maalesef.