Fillerin nasıl terbiye edildiğini bilir misiniz?
Terbiye edilecek filler kaçamayacakları bir çukurun içine alınır. Siyah elbise giymiş adamlar filleri günlerce aç susuz bırakırlar. Sonra fillere kemikleri kırılmayacak şekilde saatlerce dayak atarlar ve gözlerini bağlarlar. Bu iş günlerce sürer. Her dayak öncesi gözler açılır ve dayaktan sonra gözler bağlanır.
Fillerin bir gün gözleri açılır karşılarında beyaz giyimli adamlar vardır. Aslında adamlar aynı adamlardır ancak üzerlerine beyaz elbise giymişlerdir. Beyaz kıyafetli adamlar, susamış fillere su verir, sevdiği yemekleri ikram ederler ve gözlerini tekrar bağlarlar. Bu oyun böyle devam ederken filler beyaz adamlara kul köle olurlar ve onların her dediğini yaparlar. Sonuçta fili döven de seven de aynı adamlardır. Sadece üzerindeki elbiseler değişmektedir.
Türkiye coğrafyasında fil yoktur; ama Milleti fil yerine koymaya çalışan birileri var.
Küresel muktedirler kırk yıldır siyah, beyaz kostümlü efendilerine hizmet eden iki örgüt üzerinden Anadolu'yu terbiye ve köle etmek derdindeler.
PKK ile FETÖ terör örgütlerini ayırmaya çalışmak hangisi siyah hangisi beyaz diye konuşmak vakit kaybından başka bir şey değildir. Zira büründükleri kıyafetler çıkarıldığında ikisinin de küresel efendilerine hizmet eden aynı yapılar olduğunu göre bilirsiniz.
Örgüt mensuplarının mercimek ebadına düşmüş beyinlerinin içinde hep "Kazanacağız zevzekliği" hazır bulunur.Her şeyi göze alabilmiş olmalarının cesaretle ya da kendilerini adadıkları ideolojiyle ilgisi yoktur. Örgütler, onlara yalnızca ileride kendi devletlerini yahut cenneti vaad ederler.
Yufka yüreklilikle milli savunma yapılmaz. Bu örgütlerin içine kim, nerede, ne şekilde bir türlü girmişse, darbe teşebbüsünün yanında, kenarında, arkasında, sağında, solunda durmuşsa bunun hesabını ödemelidir.
Türkiye bir olağanüstü halden geçiyor. Devletimizin tüm kurumlarından örgüt mensuplarını temizlemek en önemli görevdir. Elbette bu konuda dikkatli olunmalı, kurunun yanında yaşın yanmamasına dikkat edilmeli, devletimiz bu konuda adaletli olmaya devam edecektir.
Türkiye, bugün o hain darbe girişiminin öncesine göre çok daha güçlüdür. Mağdur edebiyatı üzerinden FETÖ operasyonları ve bu hain çetenin devletimizin içerisinden temizlenmesini engellemeye çalışanlara da ayrıca dikkat edilmelidir.
Mücadele devletimizin beka mücadelesidir. Kimse devletimizin 15 Temmuz hiç olmamış gibi, böylesine büyük bir ihanet hiç yaşanmamış, bu ihanetin arkasında on binlerce insan yokmuş gibi davranmasını beklemesin.
FETÖ mağdurları lafının çıkarılması, kasıtlı olarak çıkarılmış bir algı operasyonudur. Bir mağduriyet olursa adaletle devletimizin bunu düzelteceğinden emin olun. Bu tip algı operasyonları yapıldığında darbe olsaydı mağdur olacakların sayını bir düşünün lütfen.
Kendini fil terbiyecisi, milleti fil zannedenlerin şimdi o filin altında kalma korkusuyla hareket ettiği açıktır.
Sosyal Medya da yer alan Ömer Halisdemir'in mirasçıları eşi ve çocukları aleyhine açılmış tazminat davası söylentileri devletimizin en üst düzeyinden yalanlandı. Aksinin olmasına devletimizin izin vermeyeceğine şüphe yok. Ancak böyle bir durum olması halinde o haini ben vurdum diyecek milyonlar vardı...