YÖK, bu sene 57 devlet üniversitesinde ve 6 vakıf üniversitesinde öğrenci alan felsefe programı destek bursları kapsamına felsefe programı da aldı. Kendi sayfasında aldığı kararı gerekçeleriyle yayınladı. Basında bu karar genişçe yer aldı.
YÖK bu kararına gerekçe olarak şu düşünceyi öne sürer:
Son yıllarda bu programlara rağbet azalmakta, kontenjanlar bazı üniversitelerde dolmamakta ve vakıf üniversiteleri bu programları açmaya ilgi duymamaktadır. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal bilimlerin, maalesef pek çok alana nispeten geçmişte sahip olduğu ve hak ettiği yerde olduğunu söylemek zordur. Felsefe de alaka ve talep kaybına uğrayan bu önemli bilim dallarından biridir. Bu durum, bilimin gelişimi için endişe vericidir. Zira her şeyin ölçülmeye çalışıldığı, maddiyat ile değer biçildiği ve ölçülemeyenin dışarıda bırakıldığı bir dünyada felsefenin giderek önemini kaybetmesi, özelde bütün sosyal bilimler için, genelde ise tüm bilimler için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Eleştirel ve mantiki düşünce ile tahlil kabiliyetinin gelişmesinde felsefi ve mantiki düşüncenin rolü büyüktür. Diğer taraftan üniversiteler sadece bilgiye sahip insanlar yetiştiren değil, aynı zamanda dünyayı ve hayatı yorumlayabilme kabiliyetine sahip insanlar da yetiştiren kurumlardır. Felsefenin, üniversiteleri araştırma merkezlerinden veya şirketlerden ayıran özelliği bu durumla ilgilidir. Felsefe üniversite öğrencisinin entelektüel düzeyini yükselten, onu münevver kılan, onun şahsiyetini olgunlaştıran bir programdır. Dolayısıyla bir üniversitenin diğer programları ile ilişkisinin kurulması ve seçmeli dersler havuzunda olması gerekmektedir. Bundan dolayı üniversitelerimizde felsefe eğitiminin desteklenmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir.
Bu düşünceler ile Yeni YÖK" konsepti içinde felsefe lisans programları YÖK Destek Bursları kapsamına dâhil edilmiş olup devlet üniversitelerinde bu programlara ilk 15 tercihinde yer vererek ilk 3 sırada yerleşen başarılı öğrencilere öğrenimleri boyunca yıllık 12 ay üzerinden karşılıksız 800 lira burs verilecektir. Bu yaklaşımın bu programın önemine yönelik önemli bir farkındalık oluşturmasını bekliyoruz. Felsefe bölümleri süreç içinde başkaca tedbirler ile de güçlendirilecektir.
Öğrenci dostu YÖK olarak, tüm programlara yerleşecek öğrencilerimize üstün başarılar diliyoruz.
Geçte olsa doğru olan bu karar takdire şayandır. YÖKü bu kararı almaya sevk eden düşüncesini ayakta alkışlarım. Önemli bir karar olarak gördüğümü bildirmek isterim.
YÖKte Yükseköğretim Proje Geliştirme ve Destekleme Dairesi Başkanlığını arayarak bu olumlu ve doğru kararın Eğitim Fakülteleri Felsefe Grubu Eğitimi Anabilim Dalı Bölümü Programını kapsayıp kapsamadığını öğrenmek istedim. Bana verilen bilgiye göre kapsam dışı kalmışız. Sadece Edebiyat Fakülteleri Felsefe Programını kapsadığı bilgisini verdiler.
YÖKün bu kararında Eğitim Fakülteleri Felsefe Grubu Bölümünü kapsam dışı bırakmasını da anlamakta zorluk çektiğimi belirtmek isterim.
Yukarıda YÖKün ısrarla belirttiği üniversitelerimizde felsefe eğitiminin desteklenmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir denmektedir. Her türden liselerde felsefe, sosyoloji, mantık ve psikoloji gibi dersleri vermekle yükümlü olan Eğitim Fakülteleri Felsefe Grubu Eğitimi Bölümü Programı öğrencilerinin de bu kapsama alınmasını düşünüyorum. Son yıllarda Eğitim Fakültesindeki birçok bölüme öğrenci gelmiyor. Bunlardan birisi de Felsefe Grubu Öğretmenliği Bölümüdür. Buraların da desteklenmesi gerekmez mi?
Yirmi yıldan bu tarafa Eğitim Fakültesinde felsefe, sosyoloji üzerine dersler veriyorum. 40 yılı aşkın da bu konular üzerine okuyup yazıyorum. Felsefeyi kapı dışarı ederseniz iyi, erdemli, güzel ve doğru hayat da sizi kapı dışarı eder. Filozofu olmayan milletler ve uygarlıklar birinci ligde yer alamaz. Felsefesiz olanlar hayatta kendi sorunlarını çözemediği gibi insanlığın sırtında da bir yük olarak yaşarlar. Dünya milletleri ve uygarlıkları buna şahittir.
YÖK, bu seneki üniversite tercihlerinde olmasa da önümüzdeki yıldan itibaren Eğitim Fakülteleri Felsefe Grubu Bölümü Programını da bu kapsama alırsa çok iyi olur. Sanırım tüm akademisyen meslektaşlarım da aynı istek ve düşüncededirler.
YÖKün bu kararını bir daha gözden geçirmesini ve genişletmesini umut ediyorum.