GÜNDEMHaber Girişi : 08 Mart 2025 06:34

YÖK Tematik Meslek Yüksekokulları destekleyecek

YÖK Tematik Meslek Yüksekokulları destekleyecek
Bölge Üniversiteleri Koordinasyon Toplantısı Erzurum’da yapıldı.

Bölge Üniversiteleri Koordinasyon Toplantısı Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar ve bölgedeki üniversite rektörlerinin katılımıyla Atatürk Üniversitesinde gerçekleştirildi.

Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’nde düzenlenen toplantının açılış bölümünde konuşan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, günümüz dünyasında yükseköğretim alanının, pek çok ekonomik ve stratejik zorlukla karşı karşıya olduğu belirterek, "Bunların başında finansal problemler ve sürdürülebilirlik konuları gelmektedir. Üniversiteler gerek öğrenci hizmetleri gerekse araştırma faaliyetlerini devam ettirebilmek için ciddi mali kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Ancak kamu kaynaklarının yetersizliği ve özel sektör desteklerinin her ülkede eşit düzeyde sağlanamaması, üniversitelerin mali sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir" dedi.

Özellikle Covid-19 pandemisi sonrası dönemde uluslararası öğrenci hareketliliğinde gözle görülür bir azalma yaşandığını ifade eden Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, "Bu durum, yükseköğretim kurumlarını daha fazla burs ve teşvik vermeye, stratejik iş birlikleri geliştirmeye zorlamaktadır. Ancak, rekabetin yoğun olduğu küresel yükseköğretim piyasasında, tüm üniversitelerin bu değişimlere ayak uydurabilmesi fevkalade zor bir mesele haline gelmiştir.

Yükseköğretimde artan rekabet, kaliteyi ve inovasyonu teşvik ederken aynı zamanda kaynak dağılımındaki adaletsizlik sorununu da beraberinde getirmektedir. Bazı ülkeler, yükseköğretim sistemlerini güçlendirerek dünya sıralamalarında yükselmeyi başarırken, daha az kaynağa sahip üniversiteler bu yarışın dışında kalma riskiyle karşı karşıyadır. Bu durum, ülkeler arasındaki eşitsizliği derinleştir mekte ve yükseköğretimde küresel bir kutuplaşmayı beraberinde getirmektedir.

Tüm bu zorluklar, üniversiteleri sadece kısa vadeli finansal sorunlara değil, uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejilerine de odaklanmaya zorlamaktadır. Üniversiteler, gelir kaynaklarını çeşitlendirmenin yanı sıra, araştırma ve inovasyon kapasitesini artıracak ortaklıklar kurmak suretiyle ayakta kalmaya çalışmaktadır.

Türk yükseköğretim sisteminin küresel çaptaki bu tür sınamalara ne şekilde cevap vereceği bizim öncelikli meselelerimizden biridir. Yükseköğretimin bütün paydaşları olarak mevcut sorunlara karşı birlikte hareket etmemiz ve daha dirençli bir sistem oluşturmamız önem arz etmektedir. Kaynakların daha etkin kullanımı ve sürdürülebilir bir yükseköğretim için üniversitelerimiz arasındaki iş birliğini geliştirmemiz gerektiği açıktır" diye konuştu.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, üniversitelerin bölgesel olarak bir araya gelerek iş birliği ve güç birliği yapmasının yükseköğretim sistemine yeni imkanlar sağlayacağına inandığını belirterek, "Bölge üniversitelerimiz ortak dersler, müfredatlar ve programlar oluşturmayı ciddi bir şekilde değerlendirmelidir. Her bir üniversitemiz diğer üniversitelerimizin tecrübelerinden faydalanmalıdır.

Akademisyenlerimiz halihazırda bir araya gelerek ortak projeler ve araştırmalar yürütüyor. Ancak bunu daha sistematik bir iş birliğine dönüştürebileceğimizi düşünüyorum. Özellikle ortak araştırma merkezlerinin kurulması ve ortak proje sayısının artırılması gibi uygulamalar sahip olduğumuz insan gücü ve teknik kapasitenin en verimli şekilde kullanılmasına imkan sağlayacaktır. Her üniversitemiz güçlü olduğu alanlarda sahip olduğu kapasiteyi diğer üniversitelerin istifadesine sunabilir. Üniversitelerimizin ortak araştırma merkezleri kurabilmesi için yasal mevzuat uygundur. Ankara’da Gazi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve ODTÜ iş birliğiyle kurulan NÖROM bunun bir örneğidir. Benzer ortak araştırma merkezlerini, Doğu Anadolu Bölgesindeki üniversitelerimiz de bir araya gelmek suretiyle kurabilir. Bunun için üniversitelerimizin vakit geçirmeden aralarında istişarelere başlamalarının ve gerekli adımları atmalarının fevkalade faydalı olacağına inanıyorum. Yükseköğretim Kurulu olarak biz de üniversitelerimize her türlü desteği vereceğiz."

Son yıllarda yaşanan hızlı teknolojik değişimler, otomasyon ve yapay zekâya dayalı yeni çözümler, bazı geleneksel mesleklerin önemini yitirmesine neden olduğunu anlatan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Bu değişim, bir yandan mezunları farklı ve yeni beceriler edinmeye zorlamakta, diğer yandan eğitim kurumlarını işgücü piyasasında değişen beceri beklentilerine uyum sağlamaya yönlendirmektedir.

Eğitim ile sektör ihtiyaçları arasında ortaya çıkabilecek uyumsuzluğu önlemek amacıyla Yükseköğretim Kurulu olarak son yıllarda çeşitli önlemleri hayata geçirdik. Bu önlemlerden ilki, program müfredatlarını sektör temsilcileriyle iş birliği içinde güncellemeleri için teşvik edilmesidir. Böylece, yeni ortaya çıkan ve talep gören yetkinliklerin öğrencilere kazandırılması amaçlanmıştır.

Aldığımız bir diğer önemli önlem, işgücü piyasasında istihdamı kolaylaştırmak amacıyla üniversitelerde sunulan staj ve iş yeri uygulama imkanlarının çeşitlendirilmesi ve sürelerinin artırılmasıdır. Organize Sanayi Bölgelerinde Meslek Yüksekokulu uygulamaları bu alandaki başarılı örnekler arasında sayılabilir. Ayrıca, sektörün beklentilerini karşılamak üzere tematik Meslek Yüksekokulların desteklenmesi de uygulamaya alınan bir diğer modeldir.

Önümüzdeki günlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile çok önemli bir protokol imzalayacağımız bilgisini sizlerle paylaşmak isterim. Bu protokolle, Türkiye'nin farklı illerindeki meslek yüksekokulları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bağlı oda ve borsalar arasında güçlü bir bağ kurulacaktır. Böylece, üniversitelerimiz iş dünyasının taleplerini yakından takip edecek, sektörel beklentilere uygun eğitim programları geliştirilecek ve öğrencilerimiz iş dünyasına daha donanımlı bir şekilde hazırlanacaktır.

Meslek Yüksekokullarına yönelik izlediğimiz politikaların son derece stratejik ve derinlikli olduğunun altını önemle çizmek isterim. Yükseköğretimde geleneksel kalıpların dışına çıkarak daha dinamik, daha uygulanabilir ve sektörle iç içe bir yükseköğretim anlayışını yerleştirmek istiyoruz. Üniversitelerimizin özellikle meslek yüksekokulları aracılığıyla sanayi, teknoloji, sağlık, tarım ve hizmet sektörleri ile daha güçlü bir bağ kurmasını ve ülkemizin istihdam dinamiklerine katkıda bulunmasını hedefliyoruz. Bu anlamda önemli bir yapısal dönüşüm gerçekleştirdiğimizi ifade etmek isterim.

Kısa bir süre önce, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, akademisyenler, sivil toplum ve sağlık sektörü temsilcilerinin katılımıyla "Sağlıkta Dijitalleşme" başlıklı bir çalıştay gerçekleştirdik. Bu çalıştayın başlıca hedefi, Sağlık Bakanlığıyla iş birliği içinde sağlık eğitiminde dijitalleşmeyi sağlama, istihdama duyarlı ve sektörle uyumlu bir eğitim modelini ortaya çıkarma yönünde bir yol haritası belirlemekti.

Yine geçtiğimiz ay Tarımda Dijital Teknolojiler Çalıştayını gerçekleştirdik. Bu çalıştayda tarım sektöründe dijital dönüşüm sürecini destekleyecek eğitim modellerinin oluşturulmasını ve istihdam dostu programların nasıl yaygınlaştırılabileceğini tartıştık. Tarım eğitiminin; dijital yetkinlikleri artıran, veri temelli karar alma becerilerini güçlendiren ve teknolojiyi etkin kullanabilen insan kaynağı yetiştirmeye odaklanan bir yapıya kavuşturulmasını önemli görüyoruz. Yükseköğretim Kurulu olarak, tarımda dijital teknolojilere dayalı lisans ve ön lisans programlarının oluşturulmasını, mevcut programların revize edilmesini ve sektörle iş birliklerinin derinleştirilmesini teşvik ederek, ülkemizin tarımsal üretim kapasitesini ve küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz.

Uzun süredir gündemimizde öncelikli şekilde yer alan bir diğer konu da yapay zeka ve bilişim temelli programlardır. Günümüzde yazılım ve yapay zekâ tabanlı dijital meslekler, en fazla talep gören kariyerler arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda, geçtiğimiz yıl yürüttüğümüz kapsamlı çalışmalar sonucunda 20 üniversitede 72 yeni ön lisans ve lisans programı açılmıştır. Söz konusu programlar, tam doluluk oranıyla eğitim vermeye başlamış olup ülkemizin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacaktır.

Yaklaşık bir ay önce, geçtiğimiz yıl yapay zekâ ve bilişim tabanlı programlar açan 20 üniversitenin rektörleri ve gelecek yıl benzer programlar açmayı planlayan 50’den fazla üniversitenin rektörleriyle bir araya geldik. Bu toplantıda, mevcut programların durumunu ve açılması planlanan programlara ilişkin önerileri değerlendirdik. Bu programların sayısını, kalite standartlarından ödün vermeden önümüzdeki yıllarda artırmayı hedefliyoruz."

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, konuşmasının son bölümünde rektörlere hitaben ise "Yükseköğretim Kurulu olarak, üniversitelerimizin kendi bulundukları bölgelere daha fazla katkı sağlamalarını, ülkemizin kalkınma hedeflerine doğrudan hizmet etmelerini önemsiyor ve bunu destekleyici adımlar atıyoruz. Bu bakımdan Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Programını çok kıymetli görüyoruz. Üniversitelerimizin güçlü yönlerini ön plana çıkararak, bilimsel araştırmalarının ve akademik faaliyetlerinin bölgesel ihtiyaçlarla daha fazla örtüşmesini sağlamak istiyoruz. Bu program kapsamında yer alan üniversitelerimiz, bilimsel çalışmalarının yanında bulundukları bölgelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişiminde önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Doğu Anadolu Bölgesi çok zengin doğal kaynaklara, tarım ve hayvancılık potansiyeline ve kültürel mirasa sahiptir. Bu büyük potansiyelin en verimli şekilde kullanılması, bölgemize ve ülkemize daha fazla katma değer üretilmesi fevkalade önemlidir. Bu bakımdan, özellikle Misyon Farklılaşması Programına dahil olan üniversitelerimizden daha fazla proje ve somut çıktı bekliyoruz. Bu konuda atılacak her türlü faydalı adımı Yükseköğretim Kurulu olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da desteklemeye devam edeceğimizi belirtmek isterim" dedi.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.