Erzurum gibi kalkınma çabasındaki iller için bölgesel kalkınma planlarının önemi malum. Aslında bu yararlı yapılanmanın gerekliliğini Türkiye erken görmüş, ama uygulamada epey geç kalmıştı. DPT metinlerinde okumuştum; bölgelerde ajans türü yapıların kurulması gerekliliği, 1963’te hazırlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında açık bir şekilde ifade edilmiş. Ancak hem merkezde, hem de bölgelerde ihtiyaca elverişli teşkilat ve yeterli personelin eksikliği, istikrarsız ekonomik ve siyasi konjonktür ve siyasi irade eksikliği nedeniyle hayata geçirilememiş, bu önemli proje.
Yanlış bilmiyorsam şu anda 22 Kalkınma Ajansı yerel kalkınma için çaba gösteriyor. Bunun yanı sıra GAP, DAP, KAP gibi yerel kalkınma örgütleri bölgesel ihtiyaçlara göre kalkınma reçeteleri hazırlamaya çalışıyorlar. Ortaya güzel metinler çıktığından hiç kuşkum yok... Merak ettiğim bir husus var. Acaba kalkınma ajansları ve DAP gibi diğer kuruluşlar meseleye derinlemesine nüfuz edebildiler mi? İşleri kolay değildi çünkü. Hadi DAP’ın önünde GAP gibi bir tecrübe, başarılı bir numune var. Ama aynı şeyi kalkınma ajansları için söylemek mümkün değil. DPT gibi muazzam bir çatı kuruluşları var. Yine de her bölgenin kendine has sorunları, zorlukları, stratejik farklılığı bulunuyor.
Her şeye rağmen Türkiye’de, 2009 yılından bu yana, yeni bir yerel kalkınma anlayışının geliştiğini söyleyebiliriz, Kalkınma Ajanslarının devreye girmesiyle… Artık illerin mikro kalkınma planları merkezden dayatılmıyor, yerel ihtiyaçlar önceliklerin belirlenmesinde ekili oluyor. Yeni anlayışta kilit role sahip ajanslar, bölgesel kalkınma planlarının hazırlanmasında ve kaynakların dağıtımında da rol oynuyorlar. Teorik olarak öyle olmaları gerekiyor. Uygulamayı tam değerlendirecek güncel verilere sahip değilim.
Özellikle KUDAKA ve DAP’ın hizmet planlaması ve icrası yönünden önemli sorumlulukları var. İlçe ilçe, köy köy sahaya inmeleri lazım… Kırsal kalkınma ve kentsel ekonomik dönüşümde bu kuruluşların titiz çalışmaları, yerel üst yönetimin doğru yönlendirilmesi için hayati önem taşıyor. Siyasi kadroların proje ve faaliyet bazında doğru projelerle beslenmesi o kadar mühim ki… Kalkınma seferberliğinde kurumsal danışmanların çizecekleri yol haritası, menzile erişmenin ana etkenidir, unutmayalım.
Netice olarak diyeceğim şu;
Diğer ajanslar gibi KUDAKA da “girişimcilik ruhunun önde olduğu, bilgi odaklı, yenilikçi, rekabetçi, teknoloji ile bütünleşmiş, yatırım çekmeyi başarmış ve istihdamı sağlayan” bir ekonomi yaratmayı hedefliyor.
Metinleri incelediğimizde bu büyük hedeflerin zikredildiğini görüyoruz.
KUDAKA ve DAP inşallah ‘ isabetli gelişme eksenleri’ tespit eder… Şehre uygun planlar hazırlar, doğru projeleri destekler, paydaşların seçiminde ve onlarla ilişkide titiz davranır. Daha somut adımlar bekliyoruz bu önemli kuruluşlardan…