Türkiye, doksanbeş yıllık cumhuriyet tarihinde, ortalama on yılda bir ya doğrudan ya da dolaylı yoldan darbeye maruz kaldı!
Bunların en şedit olanları ise, 27 Mart 1960 ve 12 Eylül 1980 darbeleridir.
Meclis'in kapatılması, demokrasinin ve hukukun rafa kaldırılması bir yana...
Her iki darbede de kan aktı, idamlar oldu, yüzbinlerce insan işkenceye maruz kaldı, yüzbinlerce insan yargılandı, milyonlarca insan mağdur oldu.
Bir de adına tam olarak "askeri darbe" denilmeyen ama,netice olarak demokrasinin ve hür iradenin ırzına tasallutta bulunan muhtıralar, ihtarlar,uçurulan jetler, yürütülen tanklar var!
Hasılı, doksenbeş yıllık cumhuriyet tarihi, başka bir ifadeyle de aslında "darbeler tarihi"dir.
Amerika, canı istediği her vakit siyasi politikalarını beğenmediği Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerini devirip, yerine önceden dörtbaşı mamur şekilde iğdiş ettiği askerler eliyle cunta yönetimleri kurmuş!
Amerika yönetimi, 27 Mayıs'ı, "bizim çocuklar yaptı" diye sahiplenmişti, 12 Eylül'ü de, (darbecileri kastederek) "hepsini tanıyoruz, endişe edecek bir durum yok" diye kayıtlara geçirmişlerdi.
Yanlış bilmiyorsam Amerika, bir tek Talat Aydemir ve avanelerinin kalkıştığı darbe girişimlerine sahip çıkmadı.
O'nun dışındaki darbelere, muhtıralara, 28 Şubat Süreci'ne ve nihayet de FETÖ kalkışmasına sonuna kadar sahip çıktı, hatta savundu.
Aynı Amerika bugün de, 15 Temmuz'da FETÖ eliyle başaramadığı son darbe girişimini menziline eriştirmek için ekonomik açıdan saldırılarını sürdürüyor!
Öyle ki...
Amerika 15 Temmuz'un hala şokunu üstünden atamadı. Bu yüzden kendi kendine öfkelenip duruyor. Diyor ki, "Yahu biz, Türkiyede iki tanesi doğrudan diğerleri de dolaylı yollardan olmak üzere, on kadar darbe yapmış bir ülkeyiz. Üstelik hiç birinde de başarısız olmamışız! Şimdi ne oldu da, yetiştirdiğimiz bu badem çocuklar,esasında darbelere pek bi alışık olan Türkiye'de bu sefer halkın sinesine tosladılar!"
12 Eylül'den sonra, aklı başında herkes "Artık darbeler tarihi bir daha açılmamak üzere kapanmıştır" demişti.
O günden sonra 28 Şubat Post Modern Darbesi'ne, sonraki yıllarda da aba altından sopa göstermelere, internet ortamında mektup yazmalara, kaş çatmalara ve üstü açık tehditlere tanık olduk!
15 Temmuz'u zaten demiyoruz. Çünkü o meşum gün, Amerika'nın,alenen Türkiye'ye bize benzeyen askerler eliyle bir saldırısıydı.
Kanlı girişimin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti. Çok şükür ki, devlet-millet el ele bu büyük ihaneti alt etti ve hainleri yakaladı,şifrelerini çözdü, plan programlarını bozdu.
Fakat bu demek değil ki, bu ülkede artık bundan böyle asla yeni bir kalkışma yahut da silahlı darbe girişimi olmaz.
Çünkü bu coğrafyada olduğumuz sürece kolay kolay başımız beladan kurtulmayacaktır.
Hesabımızı kitabımızı bu gerçeğe göre yapıp, yeni bir ihanete açık düşmemek için her daim uyanık ve dikkatli olmalıyız.
Sonuç olarak, Türkiyede yeni bir darbe girişimi olur mu? sorusuna her kim ki, asla böyle bir şey olamaz derse anlayın ki, o kimse yakın uzak tarihten bi haberdir. Ve olup bitenleri tahlilden acizdir.
Çünkü siz ne kadar iyi niyetli ya da meselenizde haklı olursanız olun, her zaman içimizden hainler çıkacaktır ve o hainler her zaman düşmanla iş tutacaktır.
