Yaşlı nüfus oranı son beş yılda yüzde 17 arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 istatistiklerle yaşlılar verilerini açıkladı. Buna göre; yaşlı nüfus (65 ve daha yukarı yaş) 2013 yılında 5 milyon 891 bin 694 kişi iken son beş yılda yüzde 17 artarak 2017 yılında 6 milyon 895 bin 385 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2013 yılında yüzde 7,7 iken, 2017 yılında yüzde 8,5e yükseldi. Yaşlı nüfusun yüzde 44ünü erkek nüfus, yüzde 56sını kadın nüfus oluşturdu. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde 10,2, 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6 olacağı öngörüldü. Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2013 yılında yaşlı nüfusun yüzde 60,3'ü 65-74 yaş grubunda, yüzde 32,2'si 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,5'i 85 ve daha yukarı yaş grubunda iken, 2017 yılında yüzde 61,6'sı 65-74 yaş grubunda, yüzde 29,7'si 75-84 yaş grubunda ve yüzde 8,6'sı 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü.
Dünya nüfusunun 2017 yılında yüzde 8,9unu yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 32,2 ile Monako, yüzde 27,9 ile Japonya ve yüzde 22,1 ile Almanya oldu. Türkiye bu sıralamada 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı.
Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2013 yılında 30,4 iken 2017 yılında 31,7 oldu. Ortanca yaş 2017 yılında erkeklerde 31,1, kadınlarda 32,4 olarak gerçekleşti. Nüfus projeksiyonlarına göre, ortanca yaşın 2023 yılında 33,5, 2030 yılında 35,6, 2040 yılında 38,5, 2060 yılında 42,3 ve 2080 yılında 45 olacağı öngörüldü. Bir birey 65 yaşına ulaştığında yaşaması beklenen ömür ortalama 17,8 yıl oldu.
Hayat Tabloları, 2014-2016 sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 78 yıl, erkekler için 75,3 yıl ve kadınlar için 80,7 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu. Ülkemizde 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17,8 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 16,1 yıl, kadınlar için 19,3 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,2 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,8 yıl iken 85 yaşında 6 yıl oldu.
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2013 yılında yüzde 11,3 iken bu oran 2017 yılında yüzde 12,6ya yükseldi. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2023 yılında yüzde 15,2, 2030 yılında yüzde 19,6, 2040 yılında yüzde 25,3, 2060 yılında yüzde 37,5 ve 2080 yılında yüzde 43,6 olacağı öngörüldü.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2017 yılında yüzde 18,2 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 16,8 ile Kastamonu, yüzde 15,4 ile Artvin ve Çankırı izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,2 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 3,3 ile Hakkari ve yüzde 3,7 ile Van izledi.
Yaşlı nüfusun yüzde 0,1ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2017 yılında 5 bin 416 oldu. Türkiyede 100 yaşın üzerinde en fazla yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 691 kişi ile İstanbul, 262 kişi ile Şanlıurfa ve 251 kişi ile Mardin iken en az yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 3 kişi ile Ardahan, 5 kişi ile Bayburt ve Bartın oldu.
Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı, 2012 yılında yüzde 25,4 iken 2016 yılında yüzde 20,8'e düştü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, yaşlı erkeklerin oranından 4 kat fazla olduğu görüldü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı, 2016 yılında yüzde 31,1 iken yaşlı erkeklerin oranı yüzde 7,5 oldu.
Eğitim durumuna göre yaşlı nüfus incelendiğinde, 2012 yılında yaşlı nüfusun yüzde 40,4ü ilkokul mezunu, yüzde 4,4'ü ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, yüzde 4,7si lise veya dengi okul mezunu, yüzde 4,4ü yükseköğretim mezunu iken 2016 yılında ilkokul mezunu olanların oranı yüzde 43,7ye, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı yüzde 5,6ya, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı yüzde 5,9a, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise yüzde 5,8e yükseldi. Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu gözlendi. Tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.
Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Yaşlı erkek nüfusun 2017 yılında yüzde 1,2sinin hiç evlenmemiş, yüzde 83,4ünün resmi nikahla evli, yüzde 3ünün boşanmış, yüzde 12,5inin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,5inin hiç evlenmemiş, yüzde 44,3ünün resmi nikahla evli, yüzde 3,4ünün boşanmış, yüzde 49,8inin ise eşi ölmüş olduğu görüldü.
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60ına göre hesaplanan yoksulluk oranı, 2012 yılında Türkiye geneli için yüzde 22,6 iken 2016 yılında yüzde 21,2 oldu. Bu oran, yaşlı nüfus için 2012 yılında yüzde 18,7 iken 2016 yılında yüzde 16 oldu. Yaşlı nüfusun yoksulluğu cinsiyete göre incelendiğinde, yoksul yaşlı erkek nüfus oranı 2012 yılında yüzde 17,7 iken 2016 yılında yüzde 14,7 oldu. Yoksul yaşlı kadın nüfus oranı ise 2012 yılında yüzde 19,4 iken 2016 yılında yüzde 17 oldu.
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında 15-64 yaş grubunda işgücüne katılma oranı yüzde 57 iken yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 11,8 olarak gerçekleşti. Yaşlı erkek nüfusta bu oran yüzde 19,9 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 5,5 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının ise yüzde 2,6 olduğu görüldü.
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2016 yılında yaşlı nüfusun yüzde 70,2sinin tarım sektöründe, yüzde 22,8inin ise hizmetler sektöründe yer aldığı görüldü.
Ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2016 yılında ölen yaşlıların yüzde 45,6sı dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 16,3 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 13,9 ile solunum sistemi hastalıkları takip etti. Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en önemli farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü. İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yaşlı kadınların oranının yaklaşık iki katı oldu. İyi ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yüzde 21,4 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 11,3 oldu.
Ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2012 yılında 7 bin 524 iken 2016 yılında 12 bin 900'e yükseldi. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2012 yılında yüzde 3,4 iken bu oran 2016 yılında yüzde 4,5'e yükseldi.
Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, her iki cinsiyette de artış olduğu görüldü. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2012 yılında erkeklerde yüzde 2,7, kadınlarda yüzde 4,2 iken bu oranlar 2016 yılında erkeklerde yüzde 3,5e, kadınlarda ise yüzde 5,4e yükseldi.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 64,5 iken bu oran 2017 yılında yüzde 66,1e yükseldi. Genel mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde, 2017 yılında yaşlı erkeklerin yüzde 66,3ü, yaşlı kadınların ise yüzde 65,9u mutlu olduğunu beyan etti.
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre, yaşlı bireylerin 2017 yılında en önemli mutluluk kaynağı yüzde 65,8 ile aileleri oldu. İkinci sırada gelen mutluluk kaynağı ise yüzde 16,5 ile çocukları oldu.
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki yaşlı bireylerin oranı 2013 yılı Nisan ayında yüzde 4,2 iken bu oran 2017 yılının aynı ayında yüzde 11,3e yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü. İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2017 yılında yüzde 15,6 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 7,5 oldu.(iha)