Erzurum, tarihi İpekyolunun en önemli duraklarından biri olduğu kadar, kriminal bir kavşaktır da aynı zamanda...
Öyle ki Afganistandan İrana sokulan uyuşturucu, Türkiye üzerinden de Batıya taşınır.
Erzurum, bir nevi ara istasyondur.
Fakat o ara istasyon aslında öyle stratejik ve jeopolitik bir önem arzetmektedir ki, dünya uyuşturucu baronlarının da, uyuşturucuyla mücadele eden ülkelerin de gözü kulağı hep üzerimizdedir.
Bu yüzden Erzurumda başta MİT olmak üzere, polis de jandarma da teyakkuz halindedir.
"Su uyur düşman uyumaz" misali, uyuşturucuyla mücadele de asla ihmale gelmez. Çünkü uyuşturucu denilen bu zehirin ne zaman, hangi şekilde ve hangi araçta çıkacağı, davul zurna çalınarak haber verilmiyor.
Her daim uyanık olacaksınız...
Zor bir mücadele biçimi.
Bir yandan hayatın normal akışına fazla müdahale etmeyeceksiniz, yani insanların seyahat ve ticaret özgürlüğünü cehenneme çevirmeyeceksiniz, diğer yandan da hangi araçta uyuşturucu geçirilmek istendiğini bileceksiniz.
Bunun için her şeyden önce çok güçlü bir istihbarat ağına sahip olmak zorundasınız.
Sonra çok sağlam kadrolarınız olacak...
Eskiden Erzurum güzergâhı kevgir gibiydi, gelen geçiyordu.
Sonra ne olduysa oldu, arada sırada o kevgire takılanlar oldu!
Bu son aylarda ise, o kevgirin delikleri öyle bir tıkandı ki, her gelen takılmaya başladı.
İşte son örneği...
Erzurum polisi, son operasyonda rekor sayılabilecek bir miktarda (yarım ton) eroini ele geçirdi.
Piyasa değeri nedir bilmiyorum ancak eroin denilen meretin hiç de ucuz bir zıkkım olmadığını duyuyoruz. Dolayısıyla onlarca milyonluk bir uyuşturucu anlamına geliyor bu...
Şu sıralar Polis Haftasını kutlayan ve bu vesileyle birbirinden renkli etkinliklere imza atan Erzurum polisi, en esaslı etkinliğini bu operasyonla yapmış oldu.
Emeği geçen herkesi kutluyoruz.
Fakat çok esaslı bir alkışı, Erzuruma atandığından buyana gece gündüz demeden koşturan ve memleketin huzuru için cansiperane çalışan Emniyet Müdürü Kâmil Karabörk hakediyor.
Kâmil Bey, Erzuruma işlerin tıkırında yürüdüğü bir dönemde gelmedi.
Emniyeti kuşatan paralel yapı, gemi öyle bir azıya almıştı ki, suç ve suçlularla mücadele yerine, kulağını dayamış şehri dinliyordu.
Polisin asli işi neredeyse tali derecede öneme sahipti.
Şimdi şartlar çok değişti.
Baksanıza gün geçmiyor ki Erzurum polisi büyük bir operasyona imza atmasın.
Yarım ton eroin, Türk polisinin sıkça yakaladığı bir miktar değil.
Oysa Erzurum aynı Erzurum...
Kaçakçılar dün bu güzergâhı gözleri bağlı geçiyordu, şimdi armut gibi polisin kucağına düşüyorlar.
Niye?
Her şey ortada...
Polis işini bihakkın yaptığı zaman ne şehirler kevgire döner, ne de suçlular tef çalıp oynayabilir.
Ama polis asli işini bir kenara bırakıp, yasadışı bir amaç uğruna tüm mesaisini harcarsa, eroinden de kaçak sigaradan da haberi olmaz.
Adam, zula yapma ihtiyacı dahi duymamış. TIRın dorsesini ceviz çullarıyla doldurmuş, üstüne de yeşillik olsun diye tam yarım ton eroin yüklemiş.
Bu nasıl bir cürettir böyle...
Zahir, "nasılsa kimse durdurmaz" diye inanıyordu.
Erzurum polisi, "buyur geç" demedi.
Bu durumda sanki de Erzurum polisi birilerinin ezberini bozmuş oldu.
Yarım ton eroin dünyanın her yerinde dudak uçuklatacak bir miktardır.
Ve dünyanın her yerinde bu miktarda eroin yakalayan polis, çok büyük bir teşekkürü hakeder.
"Ben devletimi ciddi, yolumu düz isterim" demiş Tortumlu...
Biz de polisimizin, jandarmamızın, askerimizin ve istihbarat örgütlerimizin yalnızca ve yalnızca kanunla tanımlanmış asli işlerine odaklanmalarını, şunun ya da bunun adamı olmadan milletin esenliği için çalışmalarını istiyoruz.
"Bu çok zor, nasıl olacak ki?" demeyin.
Oluyor işte...
Kamil Karabörk ve ekibi, son 3.5 ay içinde toplam 1 ton eroin ele geçirerek, o zoru başardı.
Muğlada da Veysel Tipioğlu namındaki bir yiğit başarıyor.
Ve daha başka örnekler de çıkıyor.
Sonuç olarak Erzurum her ne kadar kriminal bir yapıya sahip olursa olsun, her zehirin panzehiri olduğu gibi, o kriminal yapıyı bozacak güvenlik güçleri de vardır.
Tüm polislerimizin, Polis Haftasını kutluyorum...