Çocukları iyi izleyiniz göreceksiniz kendi kendileriyle konuşur, oyun oynarlar. Kiminle konuşuyorsun dendiğinde kendimle konuşuyor, oyun oynuyorum derler. Hayat tek kişiyle oynanan oyun değildir. Yunus Emre “Bir ben vardır benden içeri” demişti. Hep birisiyle olmak isteriz, bulamayınca kendimizle beraber olmak isteriz. Gençlikte pek yalnız kalmayan insan bu duyguyu yoğun yaşamıyor, yaşlılıkta yalnızlık duygusu insanda daha yoğunlaşmaktadır.
Size ihtiyaç duyulduğu zaman etrafınızda fır dönenler varken yalnız değildiniz, siz ihtiyaçlı duruma düşünce etrafınızda fır dönenler, köşe bucak bir yerlere savrulurlar. Yollarını değiştirler, hatta gördükleri halde görmemezlikten gelirler. Bunu en çok devlet ve hükümet başkanları, yönetici durumundakiler yoğunluklu yaşarlar. Düşmeye göresin. O yalakalar perem perem olur uçuşurlar da sanki yer yarıldı da yerin içersine girdi dersiniz.
İnsanı korkutan yalnız olmak değil, yalnızlık duygusu içerisinde olmaktır. Yalnızlık duygusu tek başına kalmış olma korkusunun sonucudur. Yoksa kendisiyle kalabilme, kendisi olma, kendine yeter olma, kendi ayakları üzerinde durabilme yalnız olan insanın harcıdır.
Çıkarcı kişilikler yalnız yaşayamazlar. Yalnız kalmayı beceremezler. “Yalnızlık Allah’a mahsustur” atasözü kalkanlarıdır. Bu atasözünün farkında olmasalar da gökyüzünde uçan kuşları seyredin; kartal yalnız uçar, turnalar, alacakargalar toplu uçar.
Kişiliği gelişmemiş, küçük hesaplar peşinde koşan, türlü desiseler çevirenlerin çok olduğu toplumda yalnız olmak erdemliliktir. Kendine zaman ayırmak, kendinle vakit geçirmek ne güzel şey diye düşünüyorum. Ailenle, gerçek dostlarınla olmak kalabalıklarda yok olmak değil, yalnız kalarak ve yalnızlığını koruyarak var olmaktır. İdeoloji, parti, mezhep, takım ve aşiret mensubu olanlar genelde mensubu olduğu kalabalıklarda kendilerini güçlü hissederler. Yalnız kaldıklarında ise kendilerini bir hiç olarak hissederler. Gençlere her türlü suç işletmenin nedeni işte bu kalabalıklarda kahraman olma güdüsüdür. Ben de gençliğimde az hayâlî kahraman olmadım. Bu sır bende kalsın söyleyemem. Hz. Âdem Cennet’te yaratıldığında yalnızdı ve günah işlemiyordu. Tevrat’ta şöyle geçer : “Ve Rab Allah dedi: Adamın yalnız olması iyi değildir; kendisine uygun bir yardımcı yapacağım.” Sonra insanlığın atası olan Hz.Adem ve eşi yasak meyveden yiyerek günah işlediler. Kalabalıklarda olmamak insanı üzmemelidir. Hiç olmazsa kötülükten uzak durmuş olursun. “Her kötülük yalnız kalamamaktan gelir” der La Bruyére.
İnsandan kaçın denemez, ancak insandan kendinizi koruyun demek daha doğru olur kanımca. Yalnızlığı kutsamak istemem ama olumlu ve saygıya değer yalnızlık; kişiliğini kalabalıklarda yok etmeden onurunla yalnızlık içerisinde kalmaktır. Çünkü “Yalnızlık bir ahlak ve bilgi sorunudur.” der Afşar Timuçin Ahlaksızlık Üzerine adlı eserinde. İğreti ve yapmacık olan her şeye yabancı olmak ve yalnızlık içerisinde olmak ne güzel şey.
Yalnızlıktan değil, sizi eriten yok eden kalabalıklardan korkunuz derim.