23 Mart 2021’de 400 bin adet basılan Orhan Pamuk’un Veba Geceleri romanını büyük bir heyecanla ben de edindim. Bundan önce yazarın Yeni Hayat romanını henüz orta okul sıralarındayken okumuş ve okuduğum en başarısız romanlardan biri olduğunu düşünerek Orhan Pamuk okumaya uzunca bir süre ara vermiştim. Daha sonra Kafamda Bir Tuhaflık ve Kırmızı Saçlı Kadın romanlarını okumuş ve yazarı efsane yapan unsurların o zaman farkına varmıştım. Alana yönelik bilimsel kitaplardan veya fikir kitaplarından sıyrılmak isteyenler için bu tarihi roman ile elinizden bırakamayacağınız bir kurgu sunuyor Orhan Pamuk.
Eserin kurgusu ilk bakışta adında da belli olduğu üzere salgınla mücadele üzerine kurulu. Çin’den Hindistan’dan yayılan ve Osmanlı topraklarını da etkisi altına alan kolera, veba salgınları işleniyor romanda. Batı’daki bilimsel gelişmeleri takip etmeye çalışan, pozitif bilimin ışığında hareket etmeye gayret ederken siyasi, bürokratik engellere takılan, tekkelerle, üfürükçülerle adeta savaş veren bilim insanları ise kurgunun baş kahramanları. Tarihsel olarak romana ışık tutan kaynakların başında V. Murat’ın kızı ve karantina hekimlerinden birinin karısı Pakize Sultan’ın İstanbul’daki ablasına yazdığı mektuplar geliyor. Salgın hastalıkla mücadelenin yanında romanın en çarpıcı kısmı şüphesiz karantina siyaseti, bir diğer ifadeyle salgın hastalıkla mücadelede kullanılan stratejiler ve bu stratejilere yön veren politik arka plan. Bir tarih kitabından daha derin bilgiler edineceğiniz Ortodoks ve Müslüman topluluğa ilişkin bilgiler, sosyal, siyasi hayatın dinamikleri sizi II. Abdülhamit dönemine Minger Adasına ışınlıyor. Romanı yayınlanmadan önce OT Dergisi’ne verdiği röportajda “Roman anlamanın alanıdır” diyen Pamuk, bu romanında da yine hak vermeyeceğiniz ama neyi niçin yapmış olabileceğine dair fikir edindiğiniz birçok farklı düşünceden insanı psikolojik tahlilden geçiriyor.
Romanın en ilginç kısmı ise 1800’lerin sonlarının nasıl 2020’lerle benzerlik gösterdiği. Yine bilimin üstüne düşeni yaptığı, hekimlerin canla başla çalıştığı ve fakat siyasi ve ekonomik nedenlerle salgınla mücadelenin herkes için eşit seyretmediği bir dönemdeyiz. Yine insanlığın yüz yıllar içinde gelişim gösterdiği bunca konuya rağmen gelişim gösteremediği adalet duygusunun eksikliği ve insaf ihtiyacı ile karşı karşıyayız. Belki salgınla mücadelenin yalnızca bugünün konusu olmadığını görmek ve polisiye romanı tadında bir tarihi roman okumak için inanılmaz bir fırsat Veba Geceleri fakat aynı zamanda insanlığın zor zamanlarda içine düştüğü bencilliği, kendi politik ve ekonomik çıkarlarını diğer insanların sağlığının önüne koyabildiğini görmek açısından karamsarlığa sürükleneceğiniz bir roman.