Nasıl ki maaşını devletten alan bir insanın yazacağı anayasa, nalıncı keseri gibi devlete yontarsa, kamu eliyle yürütülen insan hakları savunuculuğu da kadük kalır.
Çünkü aralarında polisin, jandarmanın, yargı mensuplarının, üniversite hocalarının, kamu görevlilerinin ve yeşillik olsun diye araya konulan bir iki sivilin yer aldığı insan hakları kurulları da bir fantezidir!
Niye mi bu kadar iddialı bir hüküm cümlesi kuruyorum?
Naçizane yirmi yıla yakın zamandır Erzurum İl İnsan Hakları Kurulu üyesiyim de o sebeple…
Bu süre içerisinde, kurul olarak yüzlerce defa toplandık ve muhtemelen on bin civarında yazılı başvuruya baktık.
Esasa taalluk eden hiçbir meselede, ne sonuç alabildik ne de yazışmalarımız başkentte karşılık buldu.
Buna rağmen…
AK Parti ile başlayan bu süreç, hakikaten saygı değerdir ve son derece anlamlıdır.
En azından bu devlet, her vatandaşını işkenceye karşı muazzam bir şekilde koruma altına almıştır.
Bunun yanı sıra tüm dünya genelinde olduğu gibi ne yazık ki ülkemizde de hala ciddi biçimde insan hakları ihlali mevcuttur.
Onlarca örnek veririm de bir tekiyle yetineyim:
Belediyeler tamamen iyi niyetle hareket ederek parklar bahçeler yollar düzenliyor.
Ama adına “engelli parkı” diyor.
Niye sadece “park” demiyor?
Kafadan negatif ayrımcılık…
Neyse…
Bugün öğleden sonra Erzurum’da kayda değer bir toplantı vardı.
“Erzurum İl İnsan Hakları İstişare Kurulu”
Toplantıya, Erzurum Valiliği ev sahipliği etti.
Toplantının öznesi ise…
Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu…
Bir devlet kurumu: Başkanı ve üyelerini Cumhurbaşkanı atıyor.
Başkanı da Prof. Dr. Muharrem Kılıç…
İbrahim Erkal Kültür Merkezi hınca hınç doluydu.
Sivil toplum da oradaydı, kamu mensupları da…
Besbelli ki Muharrem hoca da nitelikli biri ve alanında temayüz etmiş bir isim…
Güzel de bir konuşma yaptı.
Lakin asıl dokunaklı konuşmayı kim yaptı biliyor musunuz?
Cevap vereyim:
Vali Okay Memiş…
Meğerse bizim valimiz, aynı zamanda uzmanlık derecesinde bir insan hakları savunucusu ve gözlemcisiymiş.
Hem nalına vurdu, hem de mıhına…
Tabiri caizse maşeri vicdana tercüman oldu.
Ben de kişisel görüşlerimi ifade etmek için çok çaba harcadım, ama başkanın takdiri başka suallerden yana oldu!
Canı sağ olsun…
Bizim iyi kötü kendimizi ifade ettiğimiz bir mecramız var.
Belki de doğrusu oydu; sesini yeterince duyuramayanlar konuşsun…
İnsan hakları, asla fantezi konusu edilecek bir alan değildir.
İnsan hakları, sırf Avrupa müktesebatı gereği geçiştirilecek bir konu değildir.
İnsan hakları, bazı kamu görevlilerinin vatandaşlara dilerse bahşedeceği bir lütuf değildir.
En önemlisi de şudur:
İnsan hakları, tali derecede bir mesele hiç değildir.
Vali Okay Memiş’i sever ve sayarım…
İyi ki doğru bir tercihte bulunmuşum.
Zira, Vali Memiş herkesin gözünün içine baka baka bu insan hakları meselesinin nasıl milli ve insani bir mesele olduğunu tane tane anlattı.
Not:
Toplantıda, tevafuk eseri avukat Turan Çınar’la yan yana oturduk. O Turan Çınar ki, çok iyi bir hukukçu ve avukat olmasının ötesinde bu şehrin hakiki bir münevveri, halis bir sakini ve dik duruşu olan bir insanıdır.
Ben daha çömez bir muhabirken Turan ağabeyi, o devrin muktediri DYP’nin il başkanıydı ve davasının yılmaz bir savunucusuydu.
Çocukları profesör, doçent olmuş tamam da…
Bir öğrendim ki torunları bile kendi yolunda acayip kariyer yapmışlar.
Niye Erzurum’u canım pahasına seviyorum biliyor musunuz?
Çünkü bu şehirde, oturduğumuzda Turan Çınar gibi geçmişe dönük konuşabileceğim nice kıymetli ağabeylerim var.
Ve elbette ki Nefi’nin, Emrah’ın ve tabi ki Sümmani’nin şehri olduğu için çok seviyorum.
Yıllardır şunu haykırıyorum:
İnsan hakları, otoritenin vatandaşa bağışladığı bir hak değil; Allah’ın kullarına yaradılıştan ihsan ettiği bir nimettir.
Dadaşkentteki yollar da facia belediye domates biber işini bırakıp yolları asfaltlasın. özellikle dadaşkentte 3 kısımda yollara 2 metre aralıkla konulan atlatmalar kaldırılsın. önemli birisinin evi var diye sadece o bölgeye bu kadar atlatma yapılması ayıp günahtır. siz nasıl müslümansınız. (evin kime ait olduğunu yzmıyorum)
Erzurumumuz Mehmet şener gibi duayen bir basın mensubu ile gurur duymalıdır.
Sayın valimiz efsane vali Recep bey olma yolunda tebrik ediyorum bir okuyucu yorum yazmış gerçekten üniversite içine yapılan atlatmalar tehlike arz ediyor özellikle hastane yoluna yapılanlar nedir oraya hasta gidiyor o atlatmalar insanda iç kanama yapar lütfen bu atlatmaları sayın valimiz bir inceletsin. Hastane otoparkına giriş çıkış koskoca bir üniversiteye yakışmıyor ana yola atlatma 40 yete konurmuş zaten yolları köstebek çukuru gibi birde üstüne atlatma konulmuş. Lütfen bakanlık incelesin bunu.
Yönetici ve memurlardan ölmüşmüş bir komisyon. Komisyonun toplantılarına çok katıldım. Kim kime hesap soracak. Hemşehrimiz Ziya Paşa şöyle ya: Kadı ola davacı mübaşir dahi şahit Ol mahkemenin hükmüne derler mı adalet
İnsan Hakları komisyonunda üye olarak bulundukm.Şeklen kurulmuş bir komisyon. Genelikle memurlarîn oluşturduğu komisyon. Kim kimden hesap soracak? Ne diyor hemşehrimiz Ziya Paşa;Kadı ola davacî münmbaşîr dahi şahit Ol mahkemenin hükmüne derler mı adaket
Somada 301 kişi 1,5 saniyede öldüğümde ilgili bakana demiştilerki iki gündür beyaz gömleğini değiştirmedi. Mevzu aynı değil ama çizme giydi diye bu kadar güzelleme niye? Erzurum un başka sorunumu yok? Akaryakıta zam geldiğinde anında yansıtanlar, zam geri alındığında aynı hıza erişemiyorlar ne hikmetse. Zam gelecek diye çiftçiye mazota yok çekenlerin peşine kim düşecek.?Bunu görmek için çizme giymekmi lazım. Çizmenin peşine dolaşana kadar halkın sorunlarının peşine düşün daha makbul olursunuz vallahi.
Mehmet bey İnsan hakları diye bir hak Erzurum’da var mi. Araçlarımızla normal normal hızda gidiyoruZ ama üniversite kampüsünde adım başı atlatma konulmuş sebep gözlü giden araçları yavaşlatmakmış. Peki gözlü gitmeyen insanları niçin cezalandırıyorsunuz mecbur değilim defalarca sarsılmaya strese girmeye mereee benim hakkım. Hersey sözde sayın valimden rica ediyorum lütfen kampüsteki bu atlatmaları kaldırılmasını sağlasın.
I Q sıralaması yapılmış. 20 şehir içinde konyadan bu tarafa bir tane il yok. Birinci Eskişehir 2.ankara 3.izmir.kalkınma ile birlikte düşünecek olursak bunu nasıl yorumlamalıyız? Araştırma sonucu diyordu internetten ulaşılabilir galiba.
