Bazı insanlar vardır ki; duruşuyla, olaylar karşısında aldığı tutarlı tavrıyla ve zikzak çizmeyen ilkeli görüşleriyle "numune" şahsiyettir. Benim yakından tanıdığım bu numune insanlardan biri de Sebahattin Öztürk'tür...
Dört yıla yakın bir süre Erzurum'da vali olarak görev yaptı. Bu zaman içinde kimse çıkıp diyemedi ki, "Vali Bey görevini layıkıyla yapamıyor."
Adildi, vicdan sahibiydi ve ölçülü bir yöneticiydi.
Her devirde olduğu gibi O'nun döneminde de "kraldan çok kralcılar" etrafta fing atıyordu. Ama Sebahattin Bey, hiç bir zaman konjonktürel davranmadı.
İnandıklarını açıkça söyledi ve söylediği gibi de davrandı.
Bazen alışılagelmişin dışına çıkardı ama hiç bir zaman haksızken haklı olmaya çalışmadı.
Erzurum'dan Antalya'ya atandığında, Erzurum iyi bir valisini kaybetmiş Antalya'da iyi bir vali kazanmış oldu.
Bugün kimi sahte kahramanların, "ben böyle mağdur edildim, şöyle hak kaybına uğradım" dediği 28 Şubat Süreci'nde, Sebahattin Bey, ciddi anlamda örselenen mülki idarecilerden biriydi. Ama O, bunu hiç bir zaman "mağduriyet edebiyatı"na dönüştürmedi.
Yani "zor zaman"ların devlet adamlarından biridir.
Değerli hemşerimiz Efkan Ala, Sebahattin Bey'in bu yanına, en yakın tanıklardan biri olduğu için, içişleri bakanı olduğunda, bu "kadim" arkadaşını da müsteşarlık koltuğuna oturttu ve Türkiye'nin içerisinden geçmekte olduğu şu en çetrefilli döneminde, şer odaklarına karşı omuz omuza mücadele ettiler.
İşte o Sebahattin Öztürk, yaklaşık bir aydan beri de, emaneten de olsa İçişleri Bakanı...
Dün Erzurum'daydı.
7 Haziran seçimlerinin kazasız-belasız geçmesi için ne lazım geliyorsa yapan ve bu uğurda ekibiyle birlikte yedi gün yirmidört saat çalışan bir bakan...
Erzurum'da bölge toplantısı yapıldı. Jandarma genel komutanının yanısıra emniyet genel müdürü, MİT başkanları, jandarma komutanları, emniyet müdürleri ve onlarca kaymakam, Erzurum Valiliği'nin evsahipliğinde biraraya geldi.
Seçim öncesi provakasyon çıkarmanın peşinde olan odaklara fırsat vermemek için, hükümet olağanüstü bir çaba sarfediyor.
Sebahattin Bey, meselesine vakıf, üstündeki sorumluluğa müdrik bir kişi olarak, çok da iyi tanıdığı bölgede atılması icap eden tüm adımları atıyor.
Yeter ki seçimler huzur ve sağlık içinde geçsin.
Etraf karışsın, Türkiye yangın yerine dönsün diye dua seansları düzenleyen şer odaklarına karşı devlet de tüm unsurlarıyla görevinin başında...
Dün Sebahattin Bey'le şöyle kısa bir sohbetimiz oldu. Orada gördüm ki omzuna binen yük öyle böyle değil. Fakat O, her zaman olduğu gibi bu yükten ne müşteki ne de şaşkın...
Bu da bana güven verdi...