Uzun bir aradan sonra üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlayacak olması, üniversitesi olan şehirlerde hatırı sayılır bir hareketliliğe yol açtığı gibi, öğrenciler ve velileri için de bir takım sıkıntıları beraberinde getirdi.
Öğretimlerini sürdüren ve yeni bir fakülteye yerleşen öğrencilerin bu aşamada barınma, burs temin etme ve ikinci eğitim için harç yatırma gibi sorunlarla karşı karşıya kaldıkları, haber kanalları vasıtasıyla kamuoyuna duyurulmakta, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle, öğrenci ve velilerin bu sorunları aşmak için bir hayli zorlandıkları ve çaresiz kaldıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ülkemizde son yıllarda çok sayıda üniversite açıldığı için, üniversitede okuyan öğrenci sayısı da bir hayli artmış bulunmaktadır.
Devletin elindeki yurtların mevcut öğrenci sayısına yetmemesi, özel yurtların neredeyse asgari ücretin yarısı kadar bir ücret istemeleri, ev kiralarındaki anormal artışlar, öğrencilerini okutmak isteyen velilerin uykularını kaçırmaktadır.
Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden yola çıkılarak, gençlerin cemaat, tarikat ve siyasî yapılanmaların kucağına düşmemeleri için Devletin bu gençleri kanatlarının altına alması ve onları kimseye kaptırmayarak eğitimlerini sürdürmelerini sağlaması gerekmektedir.
Hatırlanacağı üzere yakın zamana kadar öğrenciler, yeteri kadar Devlet yurdu bulamadıkları için her türlü karanlık örgütlerin yurtlarına, evlerine adeta yönlendirilmiş, istikbalimiz olan gençler bu kurulan tuzaklarla onların kirli emellerine alet edilmişlerdi.
1980 öncesin de öğrenci yurtları sağ ve sol düşüncelerin eğitim yuvaları haline dönüştürülerek bir nevi üs gibi kullanılmış, burada kalan öğrenciler kalıplara sokulmuş ve hâkim ideolojinin yılmaz savunucuları olmuştu. Ülkenin kayıp yılları olan o günlerde gençlik ağır bedeller ödemişti.
1980 İhtilâli’nden sonra soruna sağlıklı çözümler sunamayan yetkililer, dinî cemaat ve yapılanmaların yurt yapma ve öğrenci evleri açma gibi planlarını görmezlikten gelmişler, yeni bir kuşağın da emperyalist güçler tarafından zehirlenmelerine seyirci kalmışlardı.
Günümüzde de, aynı planlarla gençleri kendi siyasî görüşleri doğrultusunda etkilemek ve bu saf ve temiz Anadolu çocuklarını ağlarına düşürmek isteyen zihniyetlerin ve organizasyonların olmadığını kimse söyleyemez!
Unutulmaması gereken konu, bu tür siyasî ve dinî yapılanmaların asla gençlik üzerindeki emellerinden vaz geçmeyecekleridir.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin kimseye muhtaç olmadan, kimsenin himayesine girmeden özgürce tahsillerini sürdürmeleri, yalnızca derslerine odaklanması Sosyal Devletin öncelikleri arasında olmalıdır.
Bu münasebetle artan öğrenci sayısına paralel olarak ihtiyaca cevap verecek, yeni Devlet yurtlarının açılması ve maddi konuda sıkıntı yaşayan öğrencilere burs temin edilmesi acilen çözülmesi gereken konulardır.
Gelişen inşaat teknolojileri sayesinde kısa zamanda on binlerce TOKİ konutları yapan; yol, köprü, tünel inşa eden Devletin ihtiyaç duyulan bu yurtları yapması son derece kolaydır.
Dememiz o ki, istikbalimizi teslim edeceğimiz gençlerimizin her türlü tehlikeli akımlardan uzak tutulması, onların yurt ve burs ihtiyaçlarının karşılanması Devletin itibarıyla ilgili hassas bir konudur.
Üniversite gençliğinin muhatap olduğu sorunların çözüme ulaştırılması Devletin gelecekteki en büyük itibarı olarak hafızalarda kalacaktır.