Haber Girişi : 21 Eylül 2016 00:28

ÜLKESİNDE BAŞ YASTIKTA ÖLMEK! -2

ÜLKESİNDE BAŞ YASTIKTA ÖLMEK! -2
MISIR
Mısırın siyasi tarihideki gelişmeler şöyledir:
I.Fuad asıl adı Ahmed Fuad Paşa, İngiltere'den bağımsızlığını elde eden Mısır'ın 1922-1936 yılları arasında hüküm süren  ilk kral oldu. 28 Nisan 1936'da Kahire'de Kubbe Sarayında baş yastıkta öldü.              Mısır başbakanı Ahmet Mahir Paşa parlamentoda 24 Şubat 1945 yılında öldürüldü.
Mısır Başbakanı Mahmut Fehmi en-Nukraşi Paşa  28 Aralık 1948 tarihinde makamında bir Müslüman Kardeşler örgütü üyesi olan Abdülmecit Ahmet Hasan adlı bir üniversite öğrencisi tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.
I.Faruk 1936-1952 tarihleri arasında Mısır kralıdır. Cemal Abdülnasır liderliğindeki Hür Subaylar Hareketi 1952'de Faruk'u tahttan çekilmeye zorladı. Ülkeden ayrıldı, 18 Mart 1965 yılında 45 yaşında  Roma'da öldü.
Yerine çocuk yaşlardaki oğlu II. Fuad geçtiyse de, bir yıla kalmadan Mısır'da Cumhuriyet ilan edildi. 1953'te cumhuriyetin ilan edilince ailesiyle beraber sürgüne gönderildi.
 Kral I. Faruk'un devrilmesinde önemli rol oynayan Mısırlı asker ve devlet adamı Muhammed Necib, 18 Haziran 1953'te cumhurbaşkanlığına getirildi. 1954' de Cemal Abdülnasır başbakanlığı üstlendi. 1954'te Abdülnasır'a karşı Necib'in de adının karıştığı bir suikast girişimi yapıldı. Necib, 1960'a değin ev hapsinde tutuldu, daha sonra da Mısır'ın siyasi yaşamında herhangi bir rol üstlenmedi.
Cemal Abdül Nasır  1956'dan 1970'e kadar Mısır'ın ikinci cumhurbaşkanı oldu.  28 Eylül 1970'te Arap liderlerle yaptığı zirve sonrası, ağır bir kalp krizi geçirdi ve ülkesinde öldü.
5 Kasım 1970'te Başkan Cemal Abdül Nasır'ın ölümü üzerine onun yerine geçen Muhammed Enver Sedat 6 Ekim 1981' kadar Mısır'ın ikinci cumhurbaşkanı oldu. 1981 yılında, Mısır'ın bağımsızlığının kutlandığı resmigeçit tören sırasında silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü.
Muhammed Hüsnü Said Mübarek  1981-2011 yılları arasında Mısır cumhurbaşkanı oldu. 2011 İstifa ettikten kısa bir süre sonra tutuklandı ve yargılanmaya başlandı. Bir süre idamla yargılandı. 2 Haziran 2012 günü yardımcısı ile birlikte ömür boyu hapis cezasına çarptırılması sonucunda depresyona girdi ve sonradan berat etti.
Muhammed Hussein Tantavi Soliman;  11 Şubat 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek istifa ettiğinde, yetkiyi Tantavi başkanlığındaki Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyine devretti.  Bu yetkiden sonra Tantavi  Mısır devlet başkanı oldu.
12 Ağustos 2012'de, Mısır'ın seçimle ilk defa başa gelen yeni Devlet Başkanı Muhammed Morsi, Silahlı kuvvetler ve Savunma Bakanı olarak görev yapan Tantavi'yi emekli etti.
Muhammed Mürsî Îsa el-Eyyat,   Mısır'ın 5. cumhurbaşkanı seçildi. 3 Temmuz 2013 tarihinde Mısır Silahlı Kuvvetlerinin askeri darbe yapması sonucu devrildi.  16 Mayıs 2015 günü mahkeme tarafından idam cezasına çarptırıldı.
Abdülfettah Said Hüseyin Halil el-Sisi,  darbeyle gelerek 26, 27 ve 28 Mayıs 2014 tarihlerinde gerçekleşen ve katılımın %40 olduğu seçimlerde %97 oy alarak cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı.
Sonuç:  Demokrasi tarihiyle uzun bir geçmişi olan Amerika Birleşik Devletlerinde 40'ı aşkın devlet başkanı gelmiştir. Buna rağmen siyasi suikastlar tarihi zengin olan ABD'de de bugüne kadar 4 başkan uğradıkları saldırılarda can verirken; 2'si yaralı, 3'ü yara almadan kurtuldu. Ahlaki erdemler siyasi ihtirasların önünde değil, ardında olduğu sürece insanlık kendini bu kavgalardan kurtaramaz. Afrika, Latin Amerika ve Asya ülkelerindeki siyasi çalkantılar büyük oranda insan ölümleriyle sonuçlanmaktadır.
 Adı geçen ve yazmadığım İslam coğrafyasındaki devletler; bilimi, aklı, vicdanı, demokrasiyi, laikliği, milli egemenliği, insan haklarını ve hukukun üstünlüğü gibi değerleri siyasetlerine temel ilke ve amaç kabul etmeyince baş yastıkta ölen devlet ya da hükümet başkanına az rastlamaktayız. Dahası İslam coğrafyasındaki İslam adına ortaya çıkan cemaat liderleri, devlet ya da hükümet başkanları ülkelerinden kovulduklarında aşağıladıkları ve sövdükleri Batı'nın vicdanına sığınarak orada yaşamayı ve orada ölmeyi yeğlemelerini de anlamakta zorluk çekiyorum.

Her türden emperyalizme karşı olmak, emperyalizmin sinsi oyunlarıyla mücadele etmek  başka, yukarıda sıraladığım adı geçen değerleri almak ve siyaseten içselleştirmek  başkadır. Bu değerleri ülkemizde yerleştirmeye çalışan tüm emeği geçenleri alkışlamalı ve desteklemeliyiz.

Batı düşmanlığı maskesi altında Türkiye siyasi yüzünü bu değerlerden çevirirse 200 yıllık bu kadar emeğe yazık olur diye düşünüyorum.

Demokrasinin en değerli yanı; iktidara kan dökmeden gelip, kan dökmeden de iktidarı teslim etmektir.


Etiketler : zübeyir
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.