Haber Girişi : 26 Ağustos 2016 14:24

Türkiye'nin ateşle imtihanı...

Türkiye'nin ateşle imtihanı...

15 Temmuz meşum darbe girişiminden sonra ülkemizde ortaya çıkan fotoğraf, başta FETÖ ve PKK olmak üzere Batı'yı dehşet biçimde rahatsız etti:

Vay nasıl olur da bir çağrı üzerine milyonlar sokağa dökülür, vay nasıl olur da yine bir çağrı üzerine milyonlar meydanları doldurup neredeyse bir ay boyunca vatan nöbeti tutar, vay nasıl olurda bir ülkede iktidar-muhalefet aynı kürsüde bulup aynı meydanda birlik beraberlik mesajları verir, ülkenin geleceği için neredeyse yüzde doksandokuz omuz omuza verip ülkesine sahip çıkar...

Bugün dört bir koldan uğradığımız saldırının arka planında bu ve daha nice gerekçeler(!) var. Çünkü onların öngördüğü ya da kafalarına göre çizdikleri Türkiye panoramasında, kaos, ekonomik kriz, anarşi, terör, iç savaş ve yıkılmış bir devlet vardı!

Gezi olayları ile başlattıkları "yıkım" süreci,17-25 Aralık yargı darbe girişimine ve irili ufaklı daha nice sabotaja rağmen zerre işlemedi. Malum, son olarak da FETÖ, üzerlerine askeri üniforma giymiş kimi alçak ve şerefsizlerin eliyle darbe yapmaya kalktı.

Yani kurdukları tüm tuzaklara ya kendileri düştü ya da bomba kucaklarında patladı.

Allah'ın izni inayetiyle bu büyük devlet ve bu asil millet bu badireleri de atlatacak ve tıpkı FETÖ'nün üstesinden geldiği gibi PKK ve diğer terör örgütlerini de layık oldukları lağım çukurlarına gömecek. 

Ne yazık ki bu süreçte canımız yanacak, şehitlerimiz,gazilerimiz olacak... Çünkü Türkiye, yedi düvele karşı tek başına istiklal mücadelesi veriyor.

Görüyorsunuz işte, asker ve polisimizin yanı sıra yüzlerce sivil insanımız da bu uğurda şehit düştü. Zalimler, kundaktaki bebeklere dahi acımıyorlar. Fakat inşallah tıpkı Çanakkale'de ve tıpkı Milli Mücadele'de olduğu gibi bu kez de, zaferle çıkan bu şerefli millet olacaktır. Allah ülkemize ve milletimize yardım etsin; Allah ordumuzu çıktığı Suriye harekatında muzaffer kılsın, Allah canlarını dişlerine takarak bölücü hainlere karşı mücadele veren polis ve askerimizi galip getirsin; amin...


Öztürk Akkök'e cevabımdır


Ülkemizin içerisinde bulunduğu şu günlerde, ne kimseyle polemiğe girecek bir atmosferdeyim, ne de yazılması gereken çok daha önemli yüzlerce konu varken, şahsıma yapılan bir eleştirinin peşine düşecek boş vaktim var.

Lakin meslektaşım Öztürk Akkök, Erzurumdanhaberler.com adlı internet haber sitesinde, şahsımı doğrudan doğruya hedef alan ve ne yazık ki hiç de şık olmayan bir üslupla kaleme aldığı o yazısına da bir çift söz etmeden geçemeyeceğim.

Öztürk Akkök, benim bir yazımda ki, "...FETÖ seviciler ayaklandı" şeklindeki ifadem üzerine, aman Allah'ım destan gibi bir uzun yazı yazmış ve "...ben FETÖ sevici değilim" demiş.

İyi hoş, "değilim" diyorsan değilsindir de...

Niye bu kadar gocundun anlayamadım...

Mevzu çok uzun, her bir cümleye ayrı ayrı cevap veririm de, sizleri bu gereksiz tartışmayla meşgul etmek istemiyorum.

Benim dediği ayan beyan ortadır. Zerre kadar tevil götürür bir yanı da yoktur. Diyorum ki, "... Devlet tarafından FETÖ'cü olduğu için mahkeme kararıyla el konulan ayrıca yine mahkeme kararıyla tüm ortakları için yurtdışı yasağı konulan ve yine mahkeme kararıyla bu ortakların tüm mal varlıklarına tedbir konulan bir tesisi her kim ki, rivayet ve kahvehane dedikodusuyla aklamaya kalkıp, 'yok böyle bi şey, Mehmet Şener yalan yazdı'dedi ve diyorsa; o kişi; bu yanlışı bilmeyerek yapmadıysa eğer, yüzde yüz ya FETÖ'cüdür ya da FETÖ sevicidir."

İşte bu kadar basit...

Bu gerçeğin aksini savunan varsa buyursun ispatlasın

Gelelim, "...Ey Mehmet Şener, sen de vaktiyle cemaat için şunları yazdın, el konulduğunu söylediğim o tesisi övdün" kısmına...

Öztürk Akkök, ben çiğ yemedim ki karnım ağırsın. Tabii ki o yıllarda bazı gezilere hatırlarsan eğer birlikte katılmıştık ve bizim dışarıdan gördüğümüz eğitim hizmetlerini son derece iyi niyetle övmüştük. Söyler misin Allah aşkına, bunu o yıllarda bu ülkede en tepeden en tabana kadar sen dahil kimler yapmıyordu ki. Biz bu şerefsizlerin terörist olduğunu ve darbe yapmaya çalıştıklarını bildiğimiz halde mi bilmem kaç yıl önce haklarında hüsnüzanda bulunmuşuz?. Bu, kimse için bir kir ve leke olamaz. Kaldı ki, nicelerinin bunların önünde eğildiği zaman benim bu sistemi eleştiren en az 20 tane yazım var. Onları niye bulup çıkarmıyorsun? Ama illa da bir kir ve leke arıyorsan sana söyleyeyim:

Kir ve leke hatta vatan hainliği ve alçaklık tam da şudur: 17-25 Aralık yargı darbe girişiminden yani benim devletimin, "...bunlar terör örgütüdür" dedikten sonra, bu FETÖ'cülerle iş tutmak ve onlara erketecilik yapmaktır.

Bu sütunun yazarı, son üç yıl içinde yüzlerce FETÖ ve paralel yazısı yazdı, FETÖ'cülerin açık hedefi oldu ve istemesi halinde koruma verilecek derecede bu şerefsizlerle savaşan bir gazetecidir.

İlla da öğrenmek istersen git adliyeye bir bak bakalım ki benim hakkımda 200 civarında soruşturma ve dava açılmış mı açılmamış mı?

Herkesin tercihine saygı duymakla beraber, bir meslektaşım olarak sana soruyorum: Sen bu mücadelenin neresindeydim, niye seni adliye koridorlarında paralele bindirdiğin için hiç göremedik? Niye ucundan kan damlayan o keskin kalemin bir kere bile paralel için (15 Temmuzdan önce) oynamadı?

Dedim ya, mevzu uzun ve niyetim de kimseyle sidik yarıştırmak değil; hele le de kimseden edep dersi almaya da hiç niyetim yok. Çok şükür ki, edebi doğuştan biliriz. Ve en önemlisi de, burası bir avuç bir şehirdir herkes kimin ne olduğunu gayet iyi bilir.

Dedim ya...

Öztürk Akkök benim gibi düşünmek zorunda değil, tıpkı benim de onun gibi düşünmek zorunda olmadığım gibi...

Allah herkesin yolunu açık etsin...

Öztürk Akkök, yazısını güzel bir atasözü ile noktalamıştı. Eyvallah kimin karın ağrısı varsa üstüne alsın. Zira o atasözü beni zerre kadar ilgilendirmiyor.

Haydi geleneği bozmayalım. Biz de meslektaşımıza, bir atasözü olmasa bile değerli hemşerimiz Ziya Paşa'nın bir beyitiyle veda edelim:

·İdrak-i maâlî bu küçük akla gerekmez
Zira bu terâzi o kadar sıkleti çekmez.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.