‘TÜRKİYE YÜZYILI’NIN EĞİTİM SİSTEMİNİ NASIL OLUŞTURURUZ -VI-

Önceki yazımızda, Milli eğitim sistemimizin çözümlenmesi ve geliştirilmesi gereken temel/yapısal sorunlarını incelemeye başlamıştık. Bugün de onlara devam ediyoruz.

B- Milli Eğitim Bakanlığında, Yeni Yönetim ve Organizasyon Modeline Duyulan İhtiyaç:

Milli Eğitim camiamız 20 milyonluk bir kitledir. Dünyadaki pek çok devletten daha büyük bir yekûn teşkil etmektedir. Ancak bu büyük kitle sadece Bakanlık Merkez teşkilatından yönetilmektedir. İller ve ilçeler ise sadece uygulayıcıdır. Bakanlığın görevi hem eğitim sistemini yenilemek, geliştirmek, güncellemek hem de uygulamayı eksiksiz olarak yürütmektir. Ayrıca hem merkez teşkilatını hem de il ve ilçeleri yönetmektir. Bu ise, yıllardan beri görüldü ki, arzu edilen şekilde yapılamıyor. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığında, merkezde ve illerde bizi daha yönetici ve atak, daha yenilikçi ve üretken bir işbirliği ve işbölümüne götürecek yeni bir yönetim ve organizasyon modeline ihtiyacımız vardır. Eğitim sistemleri gelişmiş ülkelerde de artık bizim bugünkü modelimiz gibi eskimiş, bir işe yaramayan bir model kalmamıştır. Onlar da “merkezden” ve yerinden yönetime, giderek te “yönetişime” geçmişlerdir.

Geliştirilmesi gereken diğer konuları, zamanınızı fazla almamak için başlıklar halinde arz ediyorum:

     C- Millî Eğitim Bakanlığında, Türkiye Yüzyılı’na göre yeni bir vizyon-misyon, politika ve strateji geliştirilmesi,

     D- ‘Okul’, ‘öğretmen’, ‘öğrenme’, ‘bilim-bilgi’, ‘öğrenci’ ‘eğitim-öğretim hayatı’ gibi eğitimin temel kavramların yeniden ve gerçekçi bir şekilde tanımlanması,

     E- İlkokul, ortaokul, lise; mesleki teknik lise ve İmam Hatip Liselerindeki derslerin hedef, (muhteva) içeriklerinin ve sınav durumlarının geliştirilmesi,

   F- Milli Değerlerimizin, bütün okul kademelerindeki derslerin hedef, (muhteva) içerik ve sınav durumlarına yedirilmesi,

   G- Eğitim Sistemimizde DÜŞÜNME VE DÜŞÜNMENİN ÖĞRETİLMESİ ya da Eğitim Sistemimizin Her Aşamasında, O aşamaya Uygun Olarak Düşünmenin Öğretilmesine Olan İhtiyaç:

   H- Eğitim Sistemimizde ÖĞRENMENİN ÖĞRETİLMESİ ya da Ülkemizde, Öğrenme Öğretme Sürecinde Paradigma Değişikliğine Olan İhtiyaç:

Bugünün eğitim dünyasında iki türlü model vardır. Bunlar; öğretme modeli ve öğrenme modelidir. Birbirine zıt iki paradigmayı temsil eden bu modellerden

“Öğrenme Modeli”, hem bizim tarihte uygulamış olduğumuz modeldir, hem de bugünün gelişmiş ülkelerinin eğitim modelidir. Bugün eğitim dünyasında şu tartışılmaktadır: Bu model mi ülkeleri geliştirdi, yoksa, gelişmiş ülkeler mi bu modeli geliştirdi. Bu modelin ülkeleri geliştirdiği açıktır.

Öğretme modeli ise, 1800’lü yıllarda Davranışçı Psikoloji Akım’ın ortaya attığı modeldir. Hayvanlar üzerinde çalışarak bulmuş oldukları prensiplere göre oluşturulmuş bir öğrenme modelidir. Bugün dünyada bu model eğitim öğretimde zorlanmanın, donukluğun, ezberlemenin; dolayısıyla insanları ve ülkeleri geri bırakmanın sebebi olarak görülmüş ve terk edilmiştir. Ancak biz hala okullarımızda bu çağdışı yöntemi uygulamaktayız. Bunun yerine dünden de yararlanılarak bugün üretilmiş olan daha doğru yöntemler mevcuttur. Bunlar Beyin Temelli Öğrenme Kuramları, Yapılandırıcı Yaklaşım Kuramı, Buluş Yoluyla öğrenme Modeli, Bilgi-İşlem Modeli ve benzeri kuram ve modellerdir. Biz engin tarihimizde uygulamış olduğumuz bire-bir öğrenme modeli ve günümüz modellerini inceleyip en doğrusunu üretebiliriz. Bundan hem ülkemiz hem de diğer ülkeler yararlanırlar.

   Yarın devam edelim.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.