Geçtiğimiz hafta gazetelerde, twitterda gündem olduğunu gördüğümüz bir konu AKP Grup Başkanvekili Özlem Zenginin TBMM Genel Kurulunda AK Parti gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu ifadesi oldu. Bu sözlere muhalefetten, kadın örgütlerinden birçok eleştiri gelirken Zengin de çeşitli kanallarla ifadelerinin ne anlama geldiğini açıklamaya uğraştı. Zengin, bu sözleri ile kadınların neredeyse yüzde yetmişine tekabül eden başörtülü kesiminin meslek edinemediğini, üniversitelere giremediğini ve bu mağduriyetlerin de AKP ile ortadan kalktığını kastettiğini söyledi. Belki de bu açıdan sözlerinde gerçekten bir yanlışlık yoktu ancak bu sözler türbanlı türbansız ayrımı yapmaksızın başta Medeni Kanun ile kadına verilen haklar olmak üzere Cumhuriyetin kadın için getirdiklerini göz ardı ederek sarf edildiğinden konuşmanın içeriğindeki isabet de azalıyor. Daha açık olmak gerekirse, Zenginin Cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan kadın haklarına yönelik iyileşmelerin AKP ile daha önce türban açısından yapılan ayrım kaldırılarak devam ettiğini söylemesi kuşkusuz daha doğru olacaktı. Ancak Zengin de sanıyorum polemik kültürünün alkış toplayan yapısına alışmış olacak ki bizden önce de olumlu gelişmeler oldu ancak biz olumsuz yönleri de ortadan kaldırarak yola demokrat biçimde devam etmemize olanak verecek politikalar benimsedik demeyi uygun görmedi. Zira bu ortamda, sözleriniz ne kadar sivri ve uzlaşmadan uzaksa topladığınız taraftar grubu da o kadar kalabalıktır maalesef.
Zenginin AKPden önce bu ülkede kadına dair iyi hiçbir şey olmamış tavrı yalnızca cumhuriyetin kurucularına değil başörtüsü konusunda mücadele veren ve yaşadığı mağduriyete rağmen yola devam eden seleflerine de yapılmış bir haksızlık. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi kastettiğim dönem Refah Partisinin yani milli görüşün kadına yönelik faaliyetlere ağırlık verdiği ve bunun seçim başarılarına da yansıdığı 1995 genel seçimlerinin öncesi ve onu takip eden süreç. Türkiyedeki kadınların önemli bir kısmını oluşturan başörtülü kadınların kamusal alanda bulunmayışlarını, siyasette aktif olamayışlarına çare olmak isteyen Refah Partisi; Hanımlar Komisyonunu kurmuş, özellikle başörtülü kadınların konferanslar, ev ziyaretleri gibi faaliyetlerle hem siyasetten haberdar olmasını hem de siyasette aktif olmasını hedeflemişti. Hal böyle olunca bir grup başkanvekili olarak elbette partisinin icraatlarına vurgu yapması anlaşılabilir sayın Zenginin ancak geçmişte yapılanları yok saymakla da gerek Cumhuriyetin gerekse siyasetin, sivil toplumun kadın haklarına yönelik çalışmalarını yok sayması doğru olmamıştır.