PKK ile aralarına sınır koymadıkları gibi her fırsatta da PKK hamiliğine soyunan ve terörist cenazelerinde Türkiye'ye meydan okuyan HDP'li vekiller, nihayet olmaları gereken yere gittiler...
Türkiye, bir yanda darbe girişiminde bulunan ve ülkede kan akıtan FETÖ ile amansız mücadele veriyor, diğer yanda Batı'nın desteklediği terör örgütü PKK'nın kökünü kazımaya çalışıyor.
Türkiye aynı zamanda da Suriye ve Irak'ta, akla hayale sığmayan küresel sorunlarla boğuşup duruyor.
Türkiye, neredeyse aynı anda yedi düvele karşı bu mücadeleyi sürdürürken içeride de bu devletin tanıdığı tüm hakları istismar ederek, kanlı PKK'nın değirmenine su taşıyan hatta milletvekili sıfatını bir kalkan olarak kullanıp terör örgütünün ağzıyla konuşan sözde seçilmişlerin ihanetlerine hedef olmaktaydı.
Dün yapılan operasyonları bir cümleyle özetlemek gerekirse tam tercümesi şudur: Bıçak kemiğe dayanmıştı!
İçeride CHP, dışarıda sözde demokrasi savunucuları, Türkiye'nin bu meşru müdafaasını ve yasalardan aldığı hakkını kullanmasını, "demokrasi dışı tutum" olarak
sunmaya çalışıyor. Ne bu millet ne de ehli vicdan bu algı operasyonlarını yemiyor artık. Ne yani, Türkiye öylece durup bu hainlerin ihanetlerine seyirci mi kalacaktı? Ne yani her gün Doğu ve Güneydoğu'da bu milletin has evlatları PKK kurşunlarına hedef olup şehit düşerken hükümet, ihanetlerini saklama bile ihtiyacı duymayan ve de suç üstüne suç işleyen bu sözde
seçilmişlere gül mü atacaktı?
Ne yani Allah korusun Türkiye Irak ya da Suriye gibi bir büyük felaketin
eşiğine gelsin diye bütün bir millet böylece oturup bakmalı mıydı?
Yargı, geç kalmakla beraber doğru bir adım atmıştır. Demokrasilerde hiç kimsenin ve hiç bir grubun suç işleme ya da devlete meydan okuma özgürlüğü yoktur. Hele hele de hiç kimse ekmeğini yiyip suyunu içtiği ülkesini arkadan hançerleyemez.
Hançerlerse eğer işte FETÖ ve PKK gibi devletten-milletten gereken cevabı alır.
Çünkü başka Türkiye yok...