Müslümanlığı seçen ve 1 yıldır imam olarak cuma hutbelerini okuyan 28 yaşındaki Heidelberger (Müslüman olduktan sonra aldığı isimle Bilal), büyükannesinden öğrendiği Hıristiyanlığı çocukluğundan beri sorgulamış. İlk kez Faslı bir arkadaşıyla camiye giden Alman imam Suriye’de Arapça öğrenmiş. Müslüman olarak Bilal adını alan ve Türkçe öğrenen Alman genç, şimdiden Ramazan ayında teravih namazı kıldırmak için hazırlıklara başladı. Liseyi bitirmek üzereyken İslam dinini seçen ve Tübingen Üniversitesi İslam Bilimleri Fakültesi'nde dini bilgisini ilerleten Heidelberger, ailesi Stuttgart`ta yaşadığı ve aynı zamanda üniversite öğrencisi olduğu için Türk Kültür Derneği Camii'ne bir an önce tam kadrolu yeni bir imam bulunmasını dört gözle bekliyor.
Uyum konusunda da görüşlerini açıklayan Alman imam, “Bence bu uyum sorunu tek taraflı olmaz. İki tarafın da hataları ve eksikleri var iki tarafta uyum için çaba sarf etmelidir. Burada yaşayan Türklerin bazıları yeterince Almanca öğrenmeyince sorunlarla karşılaşmış ve karşılaşmakta bu arada çok iyi Almanca bilen eğitim alan genç Türkler de var bunu göz ardı etmeyelim. Bu konuda Alman tarafında yapması gereken ödevleri yapmadığını görmekteyiz” dedi.
Nasıl Müslüman olduğu ve Müslüman olduktan sonra aldığı tepkileri de anlatan Alman imam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çevremde gerçekten dostlarım olduğu için olumsuz bir tepki almadım. Herkez bu kararıma saygı gösterdi. Lise yıllarında bir Faslı arkadaşımla camiye gittim, etkilendim. Bundan sonra İslamiyet’e ve Müslümanlığa karşı ilgim arttı. Bir yıl Suriye'ye gittim, Arapça öğrendim. Tübingen’deki bağımsız Türk Derneği Camii bana kucak açtı Müslüman oldum. Bilal adını aldım. Din görevlisi olmayınca namazı ben kıldırıyorum. Büyükannemden Hıristiyanlığı öğrendim. Çocukluğumdan beri Hıristiyanlığı sorguladım, Hıristiyanlıktaki baba oğul ve kutsal ruh şeklindeki teslis inancının manasını zaten hiç anlamamıştım. Ayrıca vaftiz gibi başka adetlerin insanların imanından ve yaptıkları ibadetlerden neden daha önemli olduğunu bir türlü anlayamadım. Bu konular bende sorun yaratıyordu. Ben şimdi doğru yolu buldum”
Almanya’nın kendi imamını yetiştirmek istemesi ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Bilal, “Bence çok iyi olur doğru bir karar destekliyorum. Alman üniversiteleri ilahiyat eğitimi bölümlerinde yetişecek Türk ve Müslüman din görevlileri daha verimli olacaklarını düşünüyorum” dedi.
Ailesinden bir baskı görmediğini ifade eden Bilal, “Babam üniversitede profösör. Bana dinini seçmekte özgürsün dedi. Ev hanımı olan annem de buna destek verdi. İspanya'da yaşayan kız kardeşim hayat senin hayatın istediğini yapmakta özgürsün dedi” ifadelerini kullandı.
“Türk ve Müslüman toplumundan nasıl tepkiler alıyorsun?” şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan Bilal, “Tübingen ve çevresindeki Türk ve Müslümanlar bana her konuda kucak açtı. Ellerinden gelen yardımı yapıyorlar. Seviliyorum ve seviyorum” dedi