Erzurumspor-Rizespor maçı, bir futbol karşılaşması değildi. O maçta, bize bir mesaj verildi: Sizin ne işiniz var burada?
Kasaplar, Erzurumspor'u doğruyor!
Haydi ben futboldan anlamıyorum tamam, peki Mustafa Çulcu da mı anlamıyor?
Ya da bu ülkede hala vicdanı kararmamış bunca futbol otoriteri de mi bu işi bilmiyor?
Hepsinin müşterek tespiti şu:
"Futbolu tekellerine almış baronlar, Erzurumspor'un üstünü çizmeye karar verdiler!"
Evet, dedikleri mealen tam da buydu.
Baksanıza...
Yılların futbol duayeni Çulcu, dün gece ekranlarda bas bas bağırdı; "Erzurumspor'un hakkını yediler, Erzurumspor'a kıydılar" dedi.
Sevgili dostlar, perşembenin gelişi nasıl ki çarşambadan belliyse,Erzurumspor'un başına bu tuzakların kurulacağı da, kimi sözde futbol hocalarının, "O soğukta top mu oynanır" yahut da "Erzurum'da top oynanması demek, futbolcuların sağlığının tehlikeye atılması demektir" şeklindeki hezeyanlarından anlaşılıyordu!
Açıkça dedikleri şu: Sizin neyinize, Süper Lig, sizin neyinize futbol şehri olmak!
Teravih namazının Ramazana gelmesi nasıl ki tesadüf değilse...
Rizeli Yusuf Namoğlu Merkez Hakem Kurulu Başkanı...
Erzurumspor, kasap elinde dilim dilim doğrandığı maçı Rizespor'la oynadı!
Kötü oynayıp da yenilseydik, eyvallah diyecek hiç bir sözümüz olamazdı.
Lakin birader, futboldan anlamayan ben bile dün saçımı başımı yoldum.
Hani takım kayırma olur da, bu kadarına pes yahu!
Herifçioğlu dün sahada hakem namına eline aldığı satırla, önce bu şehrin kafasını yardı, sonra dönüp bütün samimiyetiyle bu takıma ve bu şehre katkı sunmaya çalışan Şifo Mehmet'i acımadan biçti, hızını alamadı sahada alın teri döken o çocukları katletti, bu kadarıyla da doymadı, bu kulübün yaşaması için maddi-manevi her türlü fedakarlıkta bulunan yöneticileri kesip doğradı!
Dün Başkan Sayın Erdoğan ekranlarda, kendi kurduğu Başakşehirin nasıl başarılar elde ettiğini, doğup büyüdüğü semtin takımı olan Kasımpaşaspor'un nasıl çıkışlar yaptığını ve nihayet de memleketinin takımı Rizespor'un deplasmanda iyi bir sonuç alarak tırmanışa geçtiğini anlatıyordu.
Elbette ki, Başkan Sayın Erdoğan'ın muradı, kendi sevdiği takımların bu başarıları, başkalarının hakkını yiyerek elde etmesi gerektiğini söylemek değildi.
Lakin bu ülkede, o kadar çok kraldan çok kralcı var ki; sırf Sayın Erdoğan bu duygularını dile getirdi diye, durumdan vazife çıkararak vicdanını da adaleti de anında silip atacak ucuz adamlar var.
Uzun yıllardan beri biliyoruz, bu ülkede futbol iyi top oynamak veya centilmen takım olmaktan geçmiyor!
Bazı alanlarda olduğu gibi futbolda da, ne yazık ki çeteler ve futbol baronları var!
1997-1998 Sezonu'nda Erzurumspor, yine bin bir türlü ayak oyununa ve iğrenç tuzaklara rağmen birinci lige çıkmıştı.
Hep beraber sonucu gördük. Futbolun mafya babaları koro halinde nara atmıştı:
"Sizin ne işiniz var bu kümede!"
Çıkmamızla düşmemiz ikindi güneşi kadar kısa sürmüştü...
Demişlerdi ki, "Haydi hevesinizi aldınız, karlı dağlarınıza dönün!"
Aynı durum bugün de geçerli...
İsimler değişti, fakat anlayış değişmedi:
"O soğukta top oynanır mı, bu takımın yeri bura değil!"
Dünkü maçı yöneten hakem heyeti, adınız şanınız nedir bilmiyorum,ama size diyeceğim var.
O maçın görüntülerini, daha doğrusu bir takımın kaderini nasıl kararttığınızı izlediğinizde ve de başınızı yastığa koyup, "Vicdanen çok rahatım, oh be nasıl da adil bir yönetim yapmışım" diyorsanız eğer...
Varsın biz alt kümeye düşelim...
Değil mi ki, zalimlerin önünde aman dilemektense şereflice ölmek evladır.
Sevgili dostlar, futbolda uğradığımız haksızlıktan yola çıkarak bu durumu, hoş "Erzurum'un milli mücadelesi" haline getirmek gibi bir niyetimiz yok...
Yok da...
Ey futbol dünyası, anladık sizin saray yavrusu tapınaklarınızın duvarları taştan, tamam da; sizin bacanızdan tüten duman da mı taştan?
Çıkmaz mı içinizden bir babayiğit, haykırmaz mı zalimlere karşı?
"Susalım" diyor kimileri, biraz daha sabır telkin ediyor bize...
İyi de...
Be muhterem, bu olup bitenler artık arımıza bed geliyor!
"Esselam esselam, bu işin sonuna da geldik vesselam"
Biliyorum, bu dediklerimi dikkate almayacaklar, ama ben yine de futbolu kendi dar dünyalarından ibaret zanneden o zevata seslenmek istiyorum:
Hazır Başkan Erdoğan sizi övmüşken kanun hükmünde bir kararname çıkarttırın ve orada şunu yazdırın:
Başakşehirspor (adı bile zoraki bir şey) birinci, Kasımpaşaspor ikinci, Rizespor düşmeyecek, kalan takımlar da kendi aralarında sıralama yapsın, düşen de düşsün!
Yusuf Namoğlu, hani şu Yıldız Üniversitesi mezunu mühendis ve de eski hakem...
O da, niye o göreve getirildiğini bilsin ve "kim oluyor da şu Erzurumspor, Rizespor'u yenmeye cüret ediyor?" biçiminde soran şaşkınlara,"kardeşim siz manyak mısınız o maçta illa da Rize galip gelmeliydi" desin!
Cancağızım ipin ucuna gitmek bir şey değil de, ipin ucunun puştun elinde olduğunu bilerek ölmek adama koyuyor.