Teravih namazının ramazanda olması tesadüf müdür?

İran Cumhurbaşkanı Reisi ve beraberindekilerin helikopter kazasında(!) hayatlarını kaybetmelerinden bir hafta sonra da, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı taşıyan helikopterin arızalanarak zorunlu iniş yapması, ister istemez “…sınırlarımızda neler oluyor, emperyalist egemenler neyin peşinde?” sorusunu akıllara getirdi.

Paşinyan daha iki gün önce, ırkçı Ermenileri hop oturtup hop kaldıran bir değerlendirme yapmıştı.

Demişti ki:

“Erivan’da kafelerde oturup Ağrı Dağı’na bakarak hayaller kuranlar bilsin ki, böyle yapmakla günün birinde Erivan’ı kaybederler.”

Paşinyan, adeta aklın yolu bir çizgisine gelmiş bir başbakan…

Türkiye ve Azerbaycan’la kavga etmenin, Ermenistan’a hiçbir yararı olmadığını söylemeye başlamıştı.

Paşinyan’ın bu tespitine ilk tepki, Erivan’daki ırkçı fanatiklerden önce (niyeyse) Fransa ve İngiltere’den geldi!

Zaten bölgesel güç olan Türkiye’nin artık küresel güç olma yolundaki yürüyüşü, Amerika ve AB’yi acayip derecede rahatsız ediyor.

Baksanıza Amerika, Gazze’de çevirdiği entrikalar yetmiyormuş gibi Suriye’de, terör örgütleri eliyle yeniden bir yapılanmaya gidiyor.

Malumunuz; merhum Reisi hem Türkiye hem de Azerbaycan’la, dürüstlüğe dayalı bir diyalog ve işbirliği peşindeydi.

Bütün dünya canlı yayında izledi:

Bedelini hayatıyla ödedi ne yazık ki…

Bu kadarı da tesadüf olamaz, denilen kimi haller vardır.

Misal; teravih namazının ramazanda olması nasıl ki tesadüf değilse, bölgemizde ve evvel emirde de sınırlarımızda cereyan eden pek çok hadise tesadüf sonucu vuku bulmuyor.

Batı’da senaryosu yazılıyor, planları çiziliyor; içerideki işbirlikçiler marifetiyle de kuvveden fiile geçiriliyor.

“Bu Türkler artık çok olmaya başladı” sözü, reklam metni olmaktan çıktı!

Türkleri, Türkiye’yi durdurmanın zamanı geldi de geçiyor diyen Batı, gözünü büsbütün karattı!

Eskiden gizli saklı yaptığı karanlık operasyonlarını, artık aşikar hale getirdi.

Merhum Erbakan, hani o meşhur tespitinde demişti ya…

“Önce Suriye, ardından İran, sonra da Türkiye’dir hedef.”

Suriye bitti, istedikleri noktaya getirdiler.

Bilmem kaç parçaya bölünmüş tutsak bir ülke…

Şimdi de aynı mikseri İran’ın kalbinde çalıştırmak istiyorlar!

Şayet başarabilirlerse hiç kuşkunuz olmasın ki sırada Türkiye var.

Baksanıza…

FETÖ ve PKK mikser olmak için can atıyor.

Bir de erketeleri var, onlar da legal görüntü altında ihanet değirmenine su taşıyor!

Ne yazık ki…

Kimi aklı kıt, izan fukarası ve kini vicdanını esir almış çevreler, mütemadiyen aynı nakaratları tekrarlayıp durmakta:

“Bedeli ne olursa olsun, Türkiye Tayyip’ten kurtulmalı!”

Aslında bilinçaltlarında besledikleri dilekleri tam da şudur:

“Türkiye de, Suriye gibi olsun!”

Güneydoğu’da “Kürdistan”, Doğu’da “Ermenistan!”

Kurtuluş Savaşı öncesine dönülmesini istiyorlar yani…

Bereket versin ki…

Türkiye’de elan güçlü bir devlet aklı, milli bir hükümet, cesur bir ordu ve tabii ki vatan sevgisiyle harmanlanmış onlarca milyon vatandaş var.

100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk, o kahpe tuzakları, kumpasları ve oyunları tersyüz etti; bugün de Erdoğan aynı istikamette…

Bir de hiç kuşkusuz ki adı gibi olan, Devlet Bahçeli…

Gelin bu yazıyı sevimsiz bir espriyle noktalayalım:

Düşmanlarımız ve içimizdeki hainler amaçlarına ulaşacak olurlarsa Erzurum, “Kürdistan” topraklarında mı kalacak yoksa Ermenistan’a mı bağlanacak!?

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali er 28 Mayıs 2024 18:36

    Atatürk ün izinde dedikleriniz Atatürk ün ilan ettiği cumhuriyet bayramını bir defa kutlamamış insanlar her bayramda hasta olan Anıtkabir’e zorla giden milli bayramları kutlamamak için hertürlü bahanelwri bulanlar. TC ibaresini heryerden kaldıranlar andımızı yasaklayanlar mı Atatürk ün izinde. Yani ben utanıyorum yazmaktan ama lütfen ama lütfen aklımızla dalga geçmeyin. Gerçekten istemeden de olsa bu varana ihanet içindesiniz

  • ahmet tekin 28 Mayıs 2024 13:01

    evet yazdığım gibi tesadüf olamaz hiçbir şey. GATA nın kapatılması, kulelinin kapatılması, orduevlerinin yıkılması kozmik odaya girme, askeri kışlaların kapatılması bakın hepsi askeriyenin yok edilmesiyle alakalı ve bunlar tesadüf mü sizce. askeriyeye kumpas kurulmuş açık ve net. yakında işgal ederlerse bizi askeriye mi koruyacak yoksa 2. organizedeki tuvalet kâğıdı fabrikası mı. 13 milyon suriyelinn arasına karışan ajanların sayısını kimse bilmiyor bu da mı tesadüf. dünyanın neresinde 3 milyon göçmen bir anda kabul edilmiş. Resmen truva atı gibi içimizdeler. Artık uyanın ve sizde uyarın sayın yazar. inanın çok çok önemli.

  • ahmet tekin 27 Mayıs 2024 20:21

    yine sayın doğan ortada sadece işleyen BOP planı var. Bu plan takır takır işliyor. suriyeden sonra türkiye diyorsunuz ve bunu milletin kafasına sokuyorsunuz buda bir planın parçası adeta insanları buna yavaş yavaş alıştırıyorsunuz. sıra sana gelecek misali. böyle olunca da vatandaş buna alışıyor uyuşuyor nasılsa sıra gelecek bana. O halde ne yapmalı. Sıra türkiyeye gelecek diyorsunuz ama askeriyenin arsalarını egitim alanlarını kışlalarını kapatanlara hayvan pazarı yapanlara 2. organzeyi kışlaya kuranlara birşey demiyorsunuz. sıra türkiyeye gelecekse niçin kuleliyi kapattılar niçin GATAYI kapattılar. savaş çıksa asker nerede ameliyat olacak. buharada mı meorial de mi. askeri cerrahları cepheye gönderebilirsiniz ama memoriyaldeki doktoru oraya götüremezsiniz. Suriye den sonra sıra bize gelecekse tüm tedbirleri almıyoruz hastanelri kapatıyoruz kışlaları iptal ediyoruz ve sanki gelin bizi teslim alın diyoruz. aynen böyle. BOP un bir planıda iha siha lar üretildi türkiye güçlü safasatası yayıldı. o ihalar sihalrdan günde 50 tane rusya düşürüyor bunlar ilk savaşta hepsi düşecek. Bu ülkede askeriyenin kışlasını kapatan parti bop partisi olan akp dir. çünkü cahiller ve ne yaptıklarının farkında değiller isteseniz olaylara birde böyle bakın. resmen işgale hazırlık yapılıyor. pkk bir yandan akp bir yandan ülke uçuruma gidiyor.