TAS İTMİŞ (KAYBOLMUŞ)

Erzurum gravürlerinde Yakutiye Medresesinin yakınında bir çeşmenin varlığından haberdarız.

Rivayet edilir ki bu çeşmenin altın kaplamalı güzel bir tas’ı varmış.

Numune-i misal dadaşların yaşadığı o devirlerde, ahlaki değerler o kadar yüksekmiş ki bu çeşmeden su içenler, altın tas’ın maddi değeriyle hiç ilgilenmezlermiş.

Elinden ve dilinden emin olunan topluluk sayesinde tas uzun yıllar yerinde kalmış.

Ne vakit, sosyal dengeler bozulmuş, ahlaki zafiyet başlamış, değerlerde yozlaşmalar meydana gelmiş, çeşmeden su içmeye gelenler bir gün tas’ın yerinde olmadığını görmüşler “Eyvah! tas itmiş” diyerek feryat etmişler.

Halkın belleğine yerleşen bu kavram, Erzurum’da artık bir milat olmuş. İşler yolundan çıktığında, toplumda alışık olunmayan uygulamalar baş gösterdiğinde, ahlaki değerler, örf ve adetler kulak arkası edildiğinde, Erzurumlular böyle durumları  “Bey, tas itmiş” diyerek ifade ederler.

Günümüzde, sosyal medya veya haber kanallarında “tas itti” kelimesinin bile izah edemediği çok ilginç olaylar işitiyor ve izliyoruz.

Okuması, yazması olmayan ama komşusunun yardımı ile sosyal medyada prensini arayan 64 yaşındaki bir bayanın aşk hikayesi “bu kadarı da olmaz” dedirten cinstendi.

Sosyal medyada tanıştığı 72 yaşındaki evli bir adama kaçan bayanın, sabah programına çıkıp yaptıklarını rahatça cümle âleme duyurması, kaçtığı adamında programa katılıp pişkinlik göstermesi hele hele adamın kart bir zampara olduğunun ifşa edilmesi kepazeliğin son noktasıydı.

Eskiden genç kızlar kaçtıklarında yanlarında bohçalarını götürürlerdi. Bu ablamızın ise kaçarken düdüklü tenceresini yanına almış götürmüş olması çok ilginçti.

Aslında işin detayına girince aile yapılarımızda ciddi bir sarsıntı geçirdiğimizi anlayabiliyoruz.

Alkolik bir evlatla yaşayan ve her gün dayak yiyen bu ablamızın canını kurtarmak isterken arayışa girmesi ve mantıksız bir tezgâha düşmesi toplumsal yaramızın kanayan tarafıdır.

Geçen sene yufkacıya kaçan iki eltinin hikâyesi de yine toplumsal yapının nereye gittiğini gösteriyordu.

Bu haftanın hutbe konusu anne, baba ve aile ilişkileri üzerineydi. Ne kadar tesir eder bilmiyoruz ama ortalıkta “tas itmiş” diyeceğimiz yaşantıları görünce gelecek için endişelenmekteyiz.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Murat GÜREL 09 Nisan 2025 11:57

    Vicdanı temiz akıl sahipleri için ibret vardır (ayet) böyle necip bir milletin o günden bugüne nasıl ve neden bu hale düştüğünün incelenip ortaya konup gerek eğitim gerrk hukuktan başlanarak hayatın yeniden dizayn edilmesi gerekmektedir çeşitli bahanelerle sığınma dan şeriatın kestiği parmak acımaz deyip vücudun bütünlüğünü korumak için bir iki parmaktan vazgeçmek mazlumun yanında olmak erdem sahibi olmak kendine has kültür sahibi olmak yoksa kıçını yıkamayı bilmeyen Avrupa'nın kanunları ile modern köle olmak arasında tercih yapmak

  • Ali er 06 Nisan 2025 16:16

    Vatandaşı tası itmeye mecbur bırakıyorlar. Eskiden Herseyin bir usulu üslübu vardı parası olan et alır Olmayan ciğer alır kelle pöç alırdı. Şimdi maşallah pöç veya ciğer etten pahalı olmuş. Aynı şekilde yağsız civil peyniri fakirin katığı idi şimdi civil beyaz peynirden pahalı. Denge denen şey bozuldu fakirin ekmeğine aşına göz koydular. Bu vatandaş ne yesin bir çare bulun. Paça çorbası olmuş 300 tl bu nasıl iş. Kıyamet kopsun kurtulalım. Artık yaşanılacak şey kalmamıştır.