Haber Girişi : 19 Eylül 2016 01:18

Tarihi fırsat

Tarihi fırsat
Hükümetin, "cazibe merkezi" seçtiği iller arasında yer alan Erzurum'un, bu kez treni kaçırmaması için harekete geçen Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, bayram süresince Ankara ve İstanbul arasında mekik dokudu. "Bu yeni fırsatı en iyi biçimde değerlendirmemiz gerekir" diyen Sekmen, ilgili bürokratlar ve bakanlarla yoğun bir görüşme trafiği yaşadı.
Sekmen şunları söyledi:
"Görüşmelerimiz gayet verimli geçti. Yalnızca bir kaç noktada bize göre eksikler vardı, onları düzeltmek için gerekli temaslarımızı yaptık. Buna göre, devletin cazip imkanlar sunacağı yatırım alanlarının başında hayvancılık, tekstil, plastik sanayi ve organik tarım geliyor. Tabii ki, beraberinde bir çok sektör daha olacak. Yapılan taslak düzenlemede misal; hayvancılık yoktu, biz son anda yaptığımız müdahale ile bu yanlışı düzelttirmiş olduk"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kalkınması için neredeyse son otuz yıldan beri, hemen her hükümet tarafından çeşitli teşvik paketleri açıldı, bir çok ekstra imkanlar sağlandı ve onlarca yeni düzenleme yapıldı. Ancak tüm bu olumlu adımlara ve uygulamalara rağmen, her iki bölge de Ankara'nın arzuladığı ölçüde bir sıçrama yapamadı, hatta  son yirmi yılda hız kazanan göç bile bir türlü frenlenemedi.
2002 yılından beri tek başına iktidar olan AK Parti hükümetleri, önceki hükümetlerden farklı olarak yatırımcı için daha cazip gelebileceğini düşündüğü birbirinden farklı teşvik paketleri açtı ve bu paketlerin sürelerini uzun tuttu. Kabul edelim ki, eskiye göre bir canlanma ve iyileşme olmasına karşın yine de ne Doğu'da, ne de Güneydoğu'da beklenen "büyük kalkınma hamlesi" bir türlü olmadı...
Aksine yıllar içinde sermaye ve insan göçü sürüp durdu, şehirler git gide güç kaybetti, ilçe ve köyler eridi durdu...
Hükümet, önceki teşvik paketlerinden bağımsız olarak bu kez, çerçeveyi dar tutarak, her iki bölgeyi kapsayan bir cazibe merkezleri ilan etti. İşte o cazibe merkezi kapsamına giren illerden biri de Erzurum...
Eski politikacıların, "bu şehrin makus talihini yeneceğiz" dediği ve zaman içinde neredeyse artık çocukların dahi ezberlediği bir hamaset sloganı olan o anlayışa, tekrar dönmemek için AK Parti hükümeti bu sefer önceki paketleri kıskandıracak daha somut bir adım attı:
Sen yatırımı yap, arsa ve bina bizden...
Dün Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'le bu konuyu görüştüm. Çünkü biliyordum ki, Başkan Sekmen bayramdan önce başlayıp bayram boyunca devam ettiği Ankara-İstanbul mesai trafiğinde, ilgili bürokrat ve bakanlarla bu hususu görüştü.
Erzurum'un gerçek anlamda bir büyük şehir olması için olağanüstü bir çaba harcayan Sekmen, Erzurum'un cazibe merkezi ilan edilmesini, amacına giden yolda en önemli bir kilometre taşı olarak görüyor. Haklı olarak inanıyor ki, cazibe merkezi yasası ile  Erzurum'a hem kamu, hem de özel sektör eliyle yeni imkanlar ve yeni yatırımlar gelecek.
Öyle ki hükümet, cazibe merkezi ilan ettiği illerde yatırımcıya, bedava arsa, yapacağı yatırım için bedava bina, vergi muafiyeti, ürün alım garantisi, yetişmiş insan desteği, ihracat kolaylığı, hammadde temini, enerji desteği gibi ancak rüyada olabilecek imkanlar sunuyor.
Başkan Sekmen, gelişmelerden son derece umutlu...
Sekmen dün telefonda şunları söyledi:
"Görüşmelerimiz gayet verimli geçti. Yalnızca bir kaç noktada bize göre eksikler vardı, onları düzeltmek için gerekli temaslarımızı yaptık. Buna göre, devletin cazip imkanlar sunacağı yatırım alanlarının başında hayvancılık, tekstil, plastik sanayi ve organik tarım geliyor. Tabii ki, beraberinde bir çok sektör daha olacak. Yapılan taslak düzenlemede misal; hayvancılık yoktu, biz son anda yaptığımız müdahale ile bu yanlışı düzelttirmiş olduk" dedi.
Herkes kabul etmektedir ki Erzurum olması gereken yerde olan bir şehir değil. Yetişmiş insan gücüne, iki üniversitesi ve sahip olduğu bir çok artı değere rağmen kalkınmasını tamamlayamadı, iki arada bir derede kaldı! Kendi doğusunda kalan şehirlere göre gelişmiş, ancak kendi batısındaki şehirlere göre de hayli geri düşmüş bir şehir. Oysa çok değil, otuz yıl önce Erzurum, ülkenin en büyük on ili içerisinde sayılmaktaydı.
Başkan olduğundan beri Erzurum'u bir üst lige çıkarmak için ciddi bir mesai harcayan ve bu uğurda 7 gün 24 saat esasına göre çalışan Başkan Sekmen, bu cazibe merkezi imkanını Erzurum için son fırsat olarak görüyor. Bu yüzdendir ki, "Bu treni de kaçırmak gibi bir lüksümüz yok. Bütün bir şehir el ele verip hükümetimizin sağladığı bu ciddi imkanı şehrimizin kalkınması ve gelişmesi yolunda değerlendirmeliyiz" diyor.
Yüzde yüz haklı...
Çünkü geçmişte, bu çapta olmasa bile nice esaslı fırsatları bir türlü layıkıyla değerlendiremedik.
Şu kadarını yakından biliyoruz: Bugün Erzurum'a yatırım yapmak istediği halde gerekli arsayı bulamadığı için üzülerek başka şehirlere giden onlarca yatırımcı oldu ve buna rağmen hala imkan verilmesi halinde yatırım yapmayı bekleyenler var.
Özellikle tekstil alanında Erzurum'u tercih eden bir çok firma kendilerine arsa tahsis edilmesini istiyor. Keza enerji alanında da aynı manzara söz konusu...
Tabii ki bu, Başkan Sekmen'in tek başına vermesi gereken bir mücadele değil. Tamam kaptan köşkünde O olsun ama bu şehrin milletvekilleri, bakanımız, sivil toplum kuruluşları, üniversitemiz, medyamız ve iş dünyamız da yola çıkan bu kervana katılmalı ve destek vermelidir.
Erzurum'u sevmek, hamasetle olsaydı eğer bugün bu güzeller güzeli şehrimiz Paris'e nispet yapıyor olurdu.
Sevgi, fedakarlık ister...
Sevgi, saygı ve güven ister...
Erzurum'u en çok seven, Erzurum en çok dost olandır.
Dost ise, dostunun güçsüz olmasını asla istemez...
Mehmet ŞENER


Etiketler : şener
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.