Araştırmacı-Yazar Ömer Faruk Kızılkaya, bu kazıların BOTAŞ'ın boru hattı üzerinde tarihi yerlerin olması nedeniyle Müze Müdürlüğü tarafından yapılan küçük çaplı kazılar olduğunu söyledi.
Mutluhan ÇAMUR/ ERZURUM
Erzurum Müze Müdürlüğü tarafından geçen yıl Yakutiye ilçesine bağlı Köse Mehmet Mahallesi'nde Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi( BOTAŞ)'ınyeni kazdığı boru hattı üzerinde tarihi bir yerleşim yeri bulundu. BOTAŞ bünyesinde çalışan arkeologlar tarafından şüphelenilen yerde gerçekten tarihi bir yerleşim olup olmadığının tespit edilebilmesi için Erzurum Müze Müdürlüğüne müracaat edildi. Erzurum Müze Müdürlüğü bölgede boru hattının geçeceği bölgede kazı çalışması başlatıp sezon sonuna kadar kazıyı sonuçlandırdı. Kazılar neticesinde bölgenin bir yerleşim yeri olduğu tespit edildi ve kazıda çıkarılan materyaller müzeye kaldırıldı. Daha sonra da kazılan bölgenin üzeri toprakla örtülerek kazı çalışması bitirildi. BOTAŞ'a verilen bilgi neticesinde boru hattı yaklaşık 150-200 m güneye doğru kaydırılarak yerleşim yerinin etrafından dolaştırılarak devam ettirildi.
Sadece boru hattının geçeceği alan kazılmış
Köse Mehmet kazısından geçen sene haberdar olduğunu, kazının yapıldığı zamanda bölgeye gittiğini ancak kazı çalışmaları devam ettiği için bölgeye giremediğini bildiren Kızılkaya, bölgeyi bu yaz gezdiğini ve yapılan çalışmanın çok küçük bir alanı kapsadığını, kazılan alanın kazılması gereken alanın yaklaşık %10'uolduğunuüzülerek gördüğünü belirtti. (özne eklenecek)Bu durumu bazı akademisyenlerle ve yetkililerle paylaştığını, olayın geçmiştebölgeye yakın olan ve "Tasmasor" olarak bilinen yerdeki kazıyla karıştırıldığını belirtti.
Kızılkaya, " Bölge halkı buraya Viranşehir demekte. Köy halkının geçmişte bölgede birçok materyal bulduklarını, alandaki taşların bir kısmının inşaatlarda kullanıldığını, köyün bir de efsanesi olduğunu belirtti. Köy sakinlerinin bölgede çok fazla yılan olduğunu ve yılan istilası yüzünden bölgenin terk edildiğini anlattılar. Bölgenin doğusundaki tepede bir de kale bulunduğunu, bunun da eski yerleşim yerlerinin en tipik özelliği olduğunu söyledi.
Bölgenin Erzurum tarihi açısından önemli bulgular içerebileceğinin altını çizen Kızılkaya, bölgenin tamamının kazılması gerektiğini, hatta kalenin de ortaya çıkarılması gerektiğini, oradan çıkabilecek malzemeye göre bölgenin çevresinde güvenlik tedbiri alınması ve bir müze kurulmak suretiyle de alanın Alacahöyük, Çatalhöyük, Sardes, Artemis Tapınağı vb. alanlar gibi turizme kazandırılması gerektiğine inandığını söyledi.
Alanın tamamen kazılması gerek
Erzurum'da çok fazla höyük ve eski yerleşim yeri olduğunu belirten Kızılkaya,"Bu şehirde çok fazla höyük var, çok eski yerleşim yerleri var. Bunların değerlendirilmeden ufak kazılarla geçiştirilmiş olası da ayrıca düşündürücü. Bu şehir eğer bir kültür ve turizm şehriyse o zaman tarihiyle deön planda olmalı.Tabyalar yeni yeni konuşulmaya başlandı. Bunun yanı sıra eski dönemlere ait yerlerinde kazılarla gün yüzüne çıkarılarak şehrin tarihinin aydınlatılması lazım. Bunları da Müze Müdürlüğü, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün yanısıra üniversitede tarih, arkeoloji, sanat tarihi, Türkoloji bölümündeki akademisyenlerin yapması lazım." diye konuştu.
Alaybeyi Köyü'nde yapılan kazılarda atla birlikte gömülü kurgan bulunduğu yönünde bilgiler aldığını iddia eden Kızılkaya şunları kaydetti: " Yine aynı şekilde Aziziye ilçemize bağlı Alaybeyi Mahallesi'nde de aynı manzarayla karşılaşıyoruz. BOTAŞ'ın boru hattı üzerinde yer alan bir kazı yapılmış. Burada yapılan kazıda bir kurgan bulunduğuna dair bilgi aldım, böyle bir iddia var. Yine aynı şekilde buranın da tamamı kazılmamış.
Benzer bir durumun da Aziziye ilçesinde bağlı Alaybeyi Mahallesi sınırları içerisinde yaşandığı öğrenildi. Yine Müze Müdürlüğüne müracaat edildi ve Müze Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapılan kazıda bir kurgan bulunduğu ve kurganda bir oda içerisinde bir insan ile bir at iskeleti bulunduğu istihbaratına ulaşıldı. Bu durumun Müze Müdürlüğü yetkilileri tarafından teyit edilmesi halinde Anadolu Türk tarihi açısından önemli bir gelişme sayılabileceğini belirten KIZILKAYA "Bu durumda Orta Asya'daki mezar yapısının Anadolu'da da görülmesi İslamiyet öncesi geleneğin yaşatıldığı Türk boylarının Anadolu'ya gelmiş olduklarının başka bir yönden ispatı olacak niteliktedir." dedi. 1071 yılında Anadolu'ya gelenlerin Müslüman Türkler olduğunu belirten KIZILKAYA, bu tarihten daha önce de Türklerin Anadolu'ya gelip yerleştiklerinin, hatta Bizans tarafından Erzurum ve çevresine yerleştirilmiş olan Kıpçak Türkleri sayesinde doğudan gelebilecek olan Türk akınlarının engellenmeye çalışıldığını söyledi.