Haber Girişi : 24 Eylül 2013 09:40

TABYALARDA İLK DERS

TABYALARDA İLK DERS

Ağaçların köklerinden beslenmeleri gibi, toplumlar da tarihsel süreç içerisinde üretmiş oldukları kültürel miraslarından beslenerek varlıklarını sürdürürler.

Kültürel mirasına sahip çıkamayan toplumların, tarih sahnesinde mevcudiyetlerini korumaları oldukça zordur.

Hür ve bağımsız devlet olmanın yolu; bilim ve teknoloji ile donanmış, kültürel değerlerinin farkında olan şuurlu nesiller yetiştirmekten geçmektedir.

Bu inançtaki nesillerin yetiştirilmesi, elbette ki uygulanan eğitim sistemi ile yakından ilgilidir.

Bilindiği üzere bilim ve teknolojide dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri Japonlardır.

Japonlar; ilkokula başlayan çocuklarını önce teknolojinin baş döndürücü örneklerinin yansıdığı fabrika, yol, köprü vs. gibi yerlere götürerek, onlara bu muazzam teknolojiyi; Japon milletinin çalışkanlığının ve disiplininin somut örnekleri olarak gösterirler.

İnanılmaz görüntüler karşısında bir nevi şok yaşayan çocukları daha sonra İkinci Dünya Savaşı’nda atom bombası yemiş ve yerle bir olmuş Hiroşima’ya veya Nagazaki’ye götüren Japonlar, onlara ikinci bir şok daha yaşatırlar.

Japonlar bu iki örnekle genç nesillerine, çalışarak nasıl yükseldiklerini ve güç kazandıklarını, zayıf ve güçsüz oldukları zamanda başlarına nasıl felaketlerin geldiğinin örneklerini göstererek, onlara güzel bir tarih bilinci vermektedirler.

Bilindiği üzere Erzurum, geçmişin önemli hatıralarını bağrında taşıyan tarihi mirasın zenginliği ile göz doldurmaktadır.

Bu miras içerisinde, Erzurum halkının ordusu ile birlikte işgalci Ruslara karşı vermiş oldukları mücadelenin izlerini taşıyan Aziziye Tabyaları’nın çok özel bir yeri vardır.

Özetle; Aziziye Tabyaları doğunun Çanakkale’si olduğu gibi, Erzurum’un da kalbidir.

“Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” diyen dadaşların, bu tabyada kazanmış oldukları zaferin hatırasını yâd etmek, o günleri genç kuşaklara anlatmak ve hissettirmek, dolayısıyla onlara tarih şuuru vermek için, uzun yıllardan beri eğitim ve öğretim başladığı gün, ilk dersin tabyalarda yapılması yönünde düşüncelerimiz vardı.

Erzurum Kalkınma Vakfı olarak “Tabyalarda seninde bir ağacın olsun” etkinliği ile bu düşüncemizi bir nebze olsun hayata geçirmiş olsak da eğitim ve öğretimin başladığı gün, ilk dersin tabyalarda verilmesi arzumuzu bir türlü gerçekleştirememiştik.

İşin doğrusu, sesimizi yetkililere yeterince duyuramamıştık.

Milli Eğitim Müdürlüğü’nden, Pazartesi tabyalarda ilk dersin yapılacağı yönünde bir etkinliğin olacağını öğrenince, sesimizin duyulduğunu anlamış ve bir hayli heyecanlanmış olduk.

Hava muhalefetinin olmamasını temenni ederken, bundan kırk yıl önce Tahsin Aşıroğlu Hoca’dan tabyalarda aldığımız ve hafızalarımızdan silinmeyen ilk dersi hatırladık.

Tahsin Aşıroğlu, işgal yıllarını yaşamış, Ermeni çetelerinin Erzurum’da yaptığı vahşete tanık olmuş bir hocamızdı.

“Erzurum Tabyaları” isminde kitabı da bulunan Tahsin Hoca, bize tabyaların önemini, Aziziye Destanı’nı ve Ermeni çetelerinin Erzurum’da yaptıkları katliamları anlatırken gözyaşlarına boğulmuş, etkileyici konuşması ile dimağlarımızda derin izler bırakmıştı.

Yıllar önce hocamızın anlattığı dersi tekrar dinlemek, o havayı tekrar teneffüs etmek ve hayalimizdeki düşüncenin gerçekleştiğini görmek için tabyalardayız.

Aziziye Tabyası’nın önü, ellerindeki Türk bayraklarını sallayan öğrencilerle dolu…

Her zaman olduğu gibi protokol ve basın yerlerini almış, yağmur ihtimaline karşı iki büyük çadır kurulmuş.

Tören için kurulan kürsü, rölyeflerin hemen önüne yerleştirilmiş, sol tarafta Kayakyolu Ortaokulu Bandosu yerini almış.

Bugün sanki tabyaların yüzü gülüyor, etraf bayraklarla donatılmış, belli ki her şey iyi plânlanmış.

Projenin mimarı Sn. Valimiz Ahmet Altıparmak’ın teşrifleri ile birlikte tören başlıyor.

İstiklâl Marşımızı Kayakyolu Ortaokulu Bandosu eşliğinde okuyoruz.

Sunucunun “Sarı Gelin” türküsü müziği eşliğinde okuduğu “Erzurum Tabyalarında” isimli şiir, ortama müthiş bir heyecan veriyor.

Milli Eğitim Müdürü Sn. Abdullah Bilge’nin konuşmasında, bu projenin daha önce de düşünüldüğünü ve isminin “Gençliğin Ecdatla Buluşması” olduğunu anlıyoruz.

Beş gün sürecek bu organizasyonun, günde dört seans olarak yapılacağını ve her seansta 200 öğrencinin tabyalara getirileceğini öğreniyoruz.

Duygu ve düşüncelerini almak için kürsüye davet edilen ilkokul öğrencisi erkek çocuğunun “Tabyaları hiç görmemiştim, ilk defa görüyorum, burada dinleyeceğim ilk dersin, geleceğim için çok faydalı olacağına inanıyorum” demesi, gerçekten mesajın alındığını gösteriyordu.

Kayakyolu Ortaokulu öğrencilerinin çalıp söyledikleri “Seyreyle Güzel” ve “Benim Anam Erzurumludur “ türküleri bir hayli etkileyici idi.

Son olarak kürsüye gelen Sn. Vali Ahmet Altıparmak’ın ikinci kez dinlediği bu Erzurum türkülerinden oldukça etkilendiğini belirtmesi ve Japonların çocuklarına tarih şuuru vermek için onları Hiroşima ve Nagazaki’ye gönderdiklerini, bizim için Çanakkale’nin bu yerlerden daha önemli olduğunu, tabyaların da doğunun Çanakkale’si olması münasebetiyle bu projeye önem verdiklerini anlatmasından sonra, ilk dersi vermek için kürsüye gelen Muzaffer Taşyürek Hoca’nın çocuklara hitaben vermiş olduğu ilk ders, tek kelime ile harikaydı ve küçük dimağlara eğitici profesyonelliği ile fevkalade yansıtılmıştı.

Muzaffer Hoca’nın konuşmasından sonra, geleceğimizin teminatı çocuklarımız hocaları eşliğinde tabyaları gezmek için araçlarına binerlerken, bu etkinliğin içerisinde olan büyüklerin mutlulukları gözlerinden okunuyordu.

Bugün tabyalarda çok güzel bir gün yaşandı.

Kültürel mirasımızın gelecek nesillere anlatılması konusunda hayırlı bir iş yapıldı.

Sn. Vali Ahmet Altıparmak, uzun yıllar anlatılacak ve duvardaki kan gibi silinmeyecek güzel bir etkinliğin başlamasına vesile oldular.

Bu ecdat yadigârı mekânda bizlere bu heyecanı yaşatan Sn. Valimize ve bu fikri uzun yıllardan beri savunan gönül erlerimize ve emeği geçenlere, tabyalarda destan yazanların torunları olarak en kalbi duygularımızla şükranlarımızı sunuyoruz.