Haber Girişi : 20 Mart 2014 20:16

Suyumuzun da suyu çıktı ya!

Suyumuzun da suyu çıktı ya!

Efendim su’yun su’yu da çıkar mı hiç, diye sormayın.

Çıkar beyefendi çıkar; hele burası Erzurum’sa...

İşte çıktı da nitekim...

İktidarın da muhalefetin de yegâne seçim propagandası "su"

İddia şu:

"Erzurum’un suyu sağlıklı değil"

(Sanki barajdan önce kuyulardan elde edilen su yeterince sağlıklıymış gibi)

Peki gerçekten de öyle mi, yani biz senelerdir sağlık açısından sorunlu su mu içiyoruz?

Önce şu gerçeğin altını çizelim:

Dünyanın hiç bir yerinde barajdan elde edilen suyun kalitesi, kaynak suyunu tutmaz.

Bu sebepledir ki pek çok büyük şehirde insanlar, musluklarından akan suyu öncelikle içme suyu olarak görmez ve de kullanmaz.

Sorabilirsiniz:

Bir insan musluktan akan şehir şebekesi suyunu içse ölür mü?

Ölmez...

Bilakis içenler de var tabii ki...

Erzurum da buna bir örnektir.

Eğri oturup doğru konuşalım demiş atalar...

Biz hem doğru oturalım, hem de doğru konuşalım:

Kaynak sular hariç, Erzurum’un şehir şebekesinden akan içme suyu hiç bir zaman ideal kalitede olmamıştı.

Olamazdı da...

Çünkü:

Erzurum’un su şebekesi miadını doldurmuş ve en az otuz yıldan beri artık ihtiyacı karşılayamaz durumdadır.

Siz kaynağından ne kadar kaliteli su elde ederseniz edin, bu şebekeden şehre su vermeniz halinde o su’dan kalite beklemek saflık olur.

Şebeke ilkel ve sağlıksız...

Erzurum’un temel sorunu bu işte.

Zaman içinde gördük ki belediye başkanlarının en hazzetmedikleri yatırım şekli altyapıdır. Zira altyapıya yapılan yatırım yerin altında kaldığı için görünmez ve büyük bedel tutar. Sırf bu sebeptendir ki günü kurtarmanın peşinde olan başkanlar makyajla uğraşır, yerin altına gömülecek yatırımlardan kaçınır.

Erzurum da ne yazık ki yıllar yılı bu arızalı anlayışla yönetildi.

Belediye başkanı diyor ki, "Barajdan alınan numuneler temiz çıkıyor"

Doğru...

Fakat kelime oyunu ile dolu olan bir doğru...

Barajdan alınan suda en azından içilmez raporu yok.

Tamam da ya musluktan akan su?

Maalesef musluktan akan su için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Bu şehir şebekesi böyle kaldığı sürece siz dünyanın en kaliteli kaynak suyunu dahi sağlasanız, bizdeki musluklardan sağlıklı su elde etmeniz imkânsız.

Şebeke iflas etmiş de ondan...

Bu durumda muhalefet de haklı, "biz Erzurum’un elli yıllık su ihtiyacını karşıladık" diyen iktidar da...

Evet; Erzurum’un muslukları yıllardır "tııııssss" seçi çıkarmıyor.

Evet; Erzurum’da kimse bir yudum su için mahalle çeşmelerinin önünde sıraya girmiyor.

İyi de; bu akan suyun sağlıklı olup olmamasına bir cevap değil ki...

"Erzurum’da su sorunu yok" diyenler haklı, bu ifade zerre kadar yanlış değil...

Peki "Erzurum’un musluklarından akan suyu kana kana içebilir misin?" sorusuna, hiç düşünmeden "evet" demek de mümkün değil.

Çünkü:

Erzurum’un musluklarından (şehir şebekesinden ötürü) hiç de sağlıklı içme suyu akmıyor.

On yıl belediye başkanlığı yapan Ahmet Küçükler’in görmek istemediği gerçek işte budur...

Muhalefetin yanlışı ise, su’yun da su’yunu çıkaracak derecede su üzerine polemik yapmasıdır.

Erzurum’un musluklarından yüksek kaliteli içme suyunun akabilmesi için belediyenin en az 500 milyon liralık yatırım yapması gerekiyor.

Mesela Kamil Hoca’ya sorsak, " Belediye başkanı olmanız halinde bütün enerjinizi ve mesainizi altyapıya mı ayıracaksınız, yoksa göze hitap eden işlere mi?"

Sevgili dostlar...

Erzurum’da kalite açısından bir su gerçeği var; hem de gizlenemeyecek ölçüde...

Lakin unutmayınız ki bu, öyle beylik laflarla geçiştirilecek bir gerçek değil.

Çünkü:

Erzurum’un su şebekesi eski ve bu yüzden de en kaliteli su oraya gelse bile bozulur.

Bizim şebekemiz bozuk!

Bu şehir musluklarından günde ancak yarım veya bir saat su akan bir şehirken, bugün 24 saat suyu olan bir şehir oldu.

Bu hakkımız değil mi?

Hakkımız; elbette hakkımız...

"On yıldır niye bu şebeke yenilenmedi, niye bol su’ya rağmen biz musluklarımızdan kaliteli su içemiyoruz?" diye sorarsanız, işte orada baştan sona haklı olursunuz.

On yılda bu şehre onlarca uyduruk işler "hizmet" adı altında dayatılmak istendi, ama on yıldır bu şehrin şehir şebekesine el vurulmadı.

Çünkü:

Altyapıya yapılan yatırım görünmüyor.

Erzurum, Anadolu’nun yaylasıdır, bu sebepledir ki kış’ımızla olduğu kadar, buz gibi suyumuzla da nam salmış bir şehiriz.

Kış’ımız hâlâ devam ediyor, ama su’yumuz için aynı şeyi söylemek imkânsız.

Sonuç olarak: Su’yumuz gitti, kış’ımız kaldı.

Bir de artık göçerlerin bile gelmediği yaylamız...

...Ve fakat buna rağmen bana deseniz ki "seni Paris’te residencelerde yaşatacağız, Erzurum’dan çık gel"

Eğer kabul edersem Allah beni kahretsin...

Erzurum... Erzurum... Erzurum...

Evet; illa da Erzurum...

Musluklarından 24 saat akan ama içemediğimiz suyuna rağmen Erzurum...

Biliyorum bu şehre dair ne varsa birileri iğdiş etmeye çalıştı, su’yun su’yunu çıkarmaya çalışmaları da bu vasıldan...

Yine de gelin biz Erzurum diyelim....

Merak edenler için söyleyeyim:

Bendeniz musluk suyu içmiyorum, (ama büsbütün içilmez olduğundan değil)

Kaynak suyunu tercih edenlerdenim.

Fakat musluklarımızdan 24 saat şırıl şırıl su akıyor olmasını da son derece önemsiyorum

Şebekemiz bozuk olabilir lakin suyumuz var.

Unutmayalım ki...

 

Dün o suyumuz da yoktu...