Devlet Su İşleri 8. Bölge Müdürlüğü tarafından 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı.
Devlet Su İşleri 8. Bölge Müdürlüğü tarafından 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Yeryüzünde bulunan suyun sadece yüzde 3'ünü oluşturan sulak alanlar geçmişten beri gelişmiş medeniyetlerin dikkatini çekmektedir. Medeniyetin başlangıcı olduğu düşünülen Sümerler, Mezopotamya'nın Fırat ve Dicle kıyılarında yıllarca hüküm sürmüş, Mısır medeniyeti de Nil kıyılarında gelişmiş, Nil'in taşkın alanlarında yıllarca tarım yaparak büyük ekonomik fayda sağlayarak uygarlıklarını sürdürmüşlerdir. Bütün bu uygarlıkların temel ortak noktası ise sulak alanlardan faydalanarak tarımsal aktivitelerini gerçekleştirmek olmuştur. Aynı zamanda bu uygarlıkların çöküşünü hazırlayan etmenlerden biri de aşırı tarım ve aşırı sulama istekleridir. Bu bakımdan, sulak alanları koruyarak, gelecek kuşaklara en sağlıklı şekilde ileterek bu önemli mirasa sahip çıkmak milli güvenliğimiz açısından en mühim sorumluluklarımızdan birisidir. Bunun son derece bilincinde olan Bakanlığımız da başta sulak alanların korunması ve planlanması, su kaynaklarının geliştirilmesi için çalışmalarını bütün gücü ile sürdürmektedir. Ülkemizin bu amaçla taraf olduğu sulak alanların korunması için düzenlenmiş ilk uluslararası belgelerden biri olan Ramsar Sözleşmesi'nin imzaya açıldığı 2 Şubat tarihi, sulak alanların korunmasının önemine kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yılından bu yana "Dünya Sulak Alanlar Günü" olarak kutlanmaktadır. Üç kıtanın kesiştiği bir konumda bulunan ve ayrıca göçmen kuşların önemli göç yollarından ikisinin geçtiği ülkemizde; 14'ü Ramsar statüsüne sahip olmak üzere 135'in üzerinde Ulusal Öneme sahip ve çok sayıda da mahalli öneme sahip sulak alan bulunmaktadır. Ülkemizde gerek sağladıkları fiziki fonksiyonlar, gerek biyolojik fonksiyonlar gerekse kültürel - rekreasyonel fonksiyonlar göz önüne alındığında sulak alanlar çok önemli ekosistemlerdir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, dünya sulak alanlarının yüzde 50'si sazlıkların kesilmesi, tarım amaçlı kurutmalar, sanayi kirliliği, içme suyu amaçlı kullanımlar, büyük baraj inşaatları nedeniyle yeterli su alamama ve yapılaşmalar nedeniyle yok edilmiştir. Oysaki sulak alanlar, kuşlar için yuva olmanın yanında bulundukları bölgenin su rejimini ve iklimini dengeleyen, balıkçılık, tarım, hayvancılık, saz üretimi ve rekreasyonel kullanımlarla da bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlayan çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptirler. Yok olmaları sadece ekosistemin bozulması değil, ekonominin de bozulması anlamına gelir. Sulak alanlar olmadan toprak olmaz, yaşam olmaz. Sürdürülebilir ve güvenli toplum, su gereksinimini bağımlı olduğu ekosistemlere ya da gelecek nesillerin olanaklarına zarar vermeden karşılayan toplumdur. Bu nedenle Sulak Alanlarımızın korunmasının hepimiz için güzel ve artan bir hayat kalitesi sağlayacağının altı çizildiği bu günde, toplumun her kesimi ile gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Dünyanın bırakılması için el birliği içerisinde sulak alanlara gereken önemin ve titizliğin gösterilmesi ümidi ile 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü'nüz kutlu olsun"