Kısa adı STK olan Sivil Toplum Kuruluşları belli ilgi gruplarını temsil etmek üzere organize olmuş kuruluşlardır. Sivil Toplum Kuruluşların, toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel gelişiminde, birlik ve beraberliğinin pekişmesinde, millet olarak güçlü olmada önemli katkısı vardır.
Sivil örgütleşmesini tamamlamış ve aktif hale getirmiş ülkeler gelişimlerini daha çabuk tamamlamışlardır. Amerika?da bir milyon iki yüz elli bin sivil toplum örgütü aktif halde çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye bu sayının çok gerisinde bulunmakta, ülkemizde aktif dernek sayısı seksen bin, vakıf sayısı ise kırkbir bin olduğu resmi rakamlarda verilmektedir.
Malum olduğu üzere dernekler kişi toplulukları, vakıflar ise mal topluluklarıdır. Ülkemizde birçok hayırlı faaliyet bu dernekler ve vakıflar eliyle yürütülmektedir. Son zamanlarda özellikle Kur?an-ı anlamaya yönelik platformlar oluşturulmakta, toplumun Kur?an bilgisini artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler, seminerlerin yanı sıra yarışmalar düzenlenmektedir.
Onlardan bir tanesi basından da ilanlarını takip ettiğimiz ?Kur?an?ın anlamıyla buluşma platformu? tarafından düzenlenen Kur?anı ve manasını yüzünden okuma yarışmasıdır. Diğer bir yarışma ise bir başka platform ?Kur?an?ı anlama platformu? tarafından önümüzdeki aylar içinde düzenlenecek, üniversite sınavına benzer ama soruların Kur?an-ı Kerim?den hazırlandığı bir yarışma olacaktır.
Bu yarışmalar, bu gayretler Kur?an?ın topluma yayılması, anlamının kavranması yolunda önemli hizmetlerdir. Şu rakamlara bakarsak bunun önemi daha rahat anlaşılacaktır. ANAR şirketi tarafında 9-22 Ekim 2007 tarihleri arasında, 12 ilde, 2224 denek üzerinde yapılan bir anket çalışmasında halkımızın, % 94?ünün evinde Kur?an-ı Kerim?in olduğu, % 78?inin evinde mealinin de olduğu, 1/3?inin Arapça?sından Kur?an okumayı bildiği, ancak sadece % 5?inin düzenli olarak meal yada tefsirlere başvurduğu tespit edildi.
Bu rakamlar Kur?an bilgisi noktasında çok iyi bir durumda olmadığımızın açık bir göstergesidir. O bakımdan bu gayretleri çok önemsiyorum. Ancak sivil insiyatifler için bir tehlike olarak gördüğüm bir hususu da ifade etmekten geçemeyeceğim.
Sivil insiyatifler esasen dostça ve kardeşçe yaşam alanlarıdır, böyle olmalıdır. Böyle olursa daha büyük, daha verimli hizmetlere imza atma fırsatı yakalanabilir. Böyle yapılmayıp grubun menfaatlerini ön plana çıkartmak gibi ufak hesaplar içine girişilirse gayretlere yazık olur. Geçmişte her zaman ideolojik sorunlar, cemaat hesapları ortak çalışma ve alan oluşturma kapasitesini kısıtlamış, uzlaşma oluşmasına engel olmuş ve sivil insiyatifler arası koordinasyonun sağlanmasına mani olmuştur. Bu tavır Kur?an?a da aykırıdır.
Kur?an ?Hayırlarda yarışın? buyurmakta. Buna göre hayır kulvarında ne kadar çok koşturan, yarışan olursa o kadar iyi olur, Kur?an?a uygun davranılmış olur. Bu kulvarda koşturan olmasın demek veya sadece ben koşturayım demek yahut aktiviteyi düşürücü olumsuz davranışlar içine girmek bir cehalettir. Cehalet ise taassubu doğurur. Taassubun olduğu yerde de tefrika kaçınılmazdır. Bu ümmeti mahveden tefrika olmuştur.
Bu yarışmaları düzenleyenlerin vücutlarına sıhhat, çalışmalarına bereket diliyorum.