Bir seçim sürecine giriyoruz, yıllardır sloganlara esir edilen toplumumuz bu süreçte daha yoğun bir şekilde sloganlarla uyuyup, sloganlarla uyanacak, diyemeyeceğim, çünkü sloganlarla hep uyuyacağız.
Sloganlar; kendi rahatları, saltanatları ve güçleri devam etsin diye dünyevi ideolojilerin sahipleri tarafından beyinlere ve düşüncelere vurulan prangalardır.
Sloganlar; bir koyun sürüsünde en önde giden koyunun boynundaki çan gibidir. O çan ne yönden çalarsa koyunlar da o tarafa yönelirler. Ve bilinir ki o çan sesi uçurumun dibinden gelirse, o koyunların hepsi kendini uçurumdan aşağıya atar.
Hangi taraftan olursa olsun sloganlar tarafından abluka altına alınan kişilerin ortak özelliği; düşünmeyen, sorgulamayan mücadele gücü olmayan, teslimiyetçi karakterler olmalarıdır.
Ülkemizde sosyal hayat, siyaset, bilim, eğitim, din, politika, yönetim, ekonomi aklınıza ne geliyorsa bütün alanlarda ve hayatın her seviyesinde meseleler yeterince sorgulanmadan, anlaşılmadan dünyevi bir ideolojik kılıfa ve ardından aldatıcı sloganlara dönüştürüldüğü için, bu tip teslimiyetçi insanlar içeriğini ve sonucunu sorgulamadan başka insanlara karşı garip bir teslimiyet içine girmektedirler.
Bu durumda sloganlar; kendi aklını kullanamayan, üretemeyen, başaramayan toplumları teslim almak, yönlendirmek ve insanları kendi ideolojileri doğrultusunda kullanmak için birileri tarafından piyasaya servis edilmektedir.
Hiç kimse unutmasın ki;
Sloganlarla işler yürüseydi bir Türk dünyaya bedel olurdu.
Sloganlar başarı getirseydi ülkemiz dünyanın en adil, en gelişmiş, en huzurlu, en müreffeh ve barış içinde yaşayan ülkesi olurdu.
Sloganlarla başarı gelseydi her seçimde her parti iktidar olurdu.
En basitinden bakalım; sloganlar işe yarasaydı GS, FB, BJK her yıl şampiyon olurdu ki sloganlar ancak bu tip sportif faaliyetlerde işe yaramasa bile eğlenceli olabilir.
Ve bilmeliyiz ki;
Sloganlar; aklını kullanmayan, düşünmeyen, okumayan, sürü psikolojisi ile hareket eden insanları aldatmak ve de sürü dışına çıkmalarını engellemek için kullanılan etkili bir metottur.
Toplum olarak nasıl tartıştığımızı, nasıl düşündüğümüzü ve olaylara nasıl baktığımızı düşünürsek; birilerinden duyduğumuz fakat sorgulamadığımız sloganlarla tartışmayı tercih ettiğimizi, çoğu kere sloganlarla bilinçli olarak uyuşturulmuş olan beynimize yerleştirilmiş olan kalıplaşmış düşüncelerin etkisiyle kendimize, inancımıza ve değerlerimize ait olmayan yanlışları bile savunduğumuzu görüyoruz.
Öte taraftan bu sloganları bizlere enjekte edenler ise ertesi gün hangi sloganla gündemimizi meşgul ederek bizleri köleleştireceğinin hesabını yapıyor.
Bilmeliyiz ki sloganlara esir olmak, sloganlarla yaşamak; inancımız, değerlerimiz ne olursa olsun onları başkalarına teslim etmekten ve aldatılmaktan başka bir işe yaramıyor.
Ve bizler kendi inancımızı, kimliğimizi, kişiliğimizi, değerlerimizi, kültürümüzü bilmedikten, okumadıktan, anlamadıktan ve yaşamadıktan sonra bilmeliyiz ki şeytan sağdan gelsin, soldan gelsin, yukarıdan gelsin, aşağıdan gelsin sloganlarıyla bizleri her seferinde kendine esir etmekte ve istediğini bizlerden almaktadır.
