Haber Girişi : 22 Ekim 2013 23:57

Sizin temayülünüz ne peki?

Sizin temayülünüz ne peki?

Başka partilerde durum nedir bilmiyorum ama AK Parti’de temayül yoklamalarının sonuca esaslı bir tesirde bulunmadığını biliyoruz.

Peşin hükümlü olmak istemeyiz, lakin görünen odur ki, 30 Mart 2014 seçimleri için de durum aynı.

Yani parti genel merkezi, delegelerin kendilerini önemli kişilermiş gibi hissetmeleri için onlara soracak; “mevcut başkandan memnun musunuz” ya da “kimi aday olarak görmek istiyorsunuz”

Delege ne cevap verirse versin, parti patronları nasılsa günün sonunda bildiklerini okuyacaklar!

Oysa gerçek anlamda ve kâmil manada yapılacak bir temayül yoklaması, partinin de işini kolaylaştırır.

Öyle ya, “siz filancayı istediniz biz de aday gösterdik” deme hakkı doğuyor.

Yanlışsa da doğruysa da tüm vebal parti tabanının…

AK Parti, iktidara geldiğinden buyana yapılan tüm seçimler öncesinde temayül yoklamaları yaptı. Bazılarında çıkan sonuç her ne kadar partilileri de şaşırttıysa da, temayül temayüldür anlayışıyla sonuçlar Ankara’ya ulaştırıldı…

Fakat parti yönetim katı bu iradeye geçmiş seçimlerde itibar etmedi.

Önümüzdeki seçimde de itibar edip etmeyeceğini bilmiyoruz.

“Temayül yoklamalarında yüzde yüz bir isabet kaydedilir” demiyoruz. Zira biliyoruz ki birçok temayül yoklaması, al gülüm ver gülüm dümeni içinde geçer. Ancak “Bu durum her zaman böyledir” demek de insafsızlık olur.

AK Parti kurmayları, “Erzurum’da kimi aday gösterirsek gösterelim kazanırız” inancını amentü belledikleri için, çoğu defa temayül yoklamalarını da laf olsun torba dolsun kabilinden yaptı.

Eskiler ne güzel demiş; Halep oradaysa arşın da burada diye…

Tek tek kimseye sormaya ne hacet; çık sokağa fazla değil bir saat siyasi havayı kokla… Sen de görürsün Erzurum’daki manzaranın encamını…

Buna rağmen temayül yoklaması yapılacak, hatta belki de bu satırlar kaleme alınırken yapılıyordur bile…

İlk soru şu olacak:

“Mevcut başkanla devam edilmesini ister misiniz?”

Tahmin edeceğiniz gibi bu sorunun cevabını kestirmek için kâhin olmaya gerek yok…

Önümüzdeki hafta da şu sorulacak:

“Kimin aday gösterilmesini istersiniz?”

İşte burada işler karışacak gibi görünüyor.

Çünkü her gönülde ayrı bir aslan yatıyor.

Delegenin bir kısmı Murat Kılıç’ı, bazıları Sadullah Kara’yı, kimileri Bekir Korkmaz’ı, birileri Muzaffer Gülyurt’u yahut da Mustafa Ilıcalı’yı veya Sadettin Aydın’ı işaret edecek.

Ahmet Küçükler diyenler olacak, hatta ismi aday adayları arasında geçmeyen birileri işaret edilecek.

Çok çok yüksek ihtimalle ilk sırada, “ben aday olmayacağım” diyen Recep Akdağ çıkacak…

Bu durumda AK Parti kurmayları ne yapacak?

Ben size söyleyeyim:

Muhtemelen o sonuçlara bakmaksızın, daha dar bir çevreden edindiği intiba ve merkezdeki faktörler üzerine “adayımız filanca kimsedir” diyecek.

Değişimin ayak seslerini duymuyor olmak için kütük gibi sağır olmak gerekir.

Çünkü yeni dönem yeni isimlerle “ben geliyorum” diyor.

Netice olarak, bu temayül yoklaması, parti delegelerinin kendilerini önemli kimseler gibi hissetmelerinin dışında, esasa taalluk eden bir yanı yoktur. Buna rağmen seçim atmosferine renk katıyor ve medyaya malzeme çıkıyor.

Keşke delege bazında değil de, hâkim nezaretinde üye çapında bir ön seçim yapılsa…

Siz o zaman göreceksiniz siyasetin cilvelerini…

AK Parti’nin on binlerce üyesi var. Yarısı dahi bu ön seçime katılsa –ki, en az elli bin üye demektir- bu, halkın yüzde yüze yakın iradesi anlamına gelir.

Ne hikmetse AK Parti ön seçimi hiç sevmiyor.

Bu ve önümüzdeki hafta da böyle geçecek.

Aday adayları o kapı senin bu kapı benim koşturup duracaklar, delegeler kendilerine sorulan sorulara cevap verecekler.

 

Asıl gümbürtü Kasım’ın ortalarında, bilemedin sonuna doğru kopacak.