Malumunuz Meclis şu an tatilde, 1 Ekimde yeniden toplandığında gündeme almasını beklediğimiz ilk konulardan biri de CHPli vekiller tarafından verilen ve Kılıçdaroğlunun da ilk imzacısı olduğu Siyasi Ahlaksızlıkla Mücadele Kanunu ve Siyasi Etik Kanunu teklifleri. Kanunun CHP için nasıl bir mesaj olduğunu anlamak için gündeme şöyle bir göz atmak
yetecektir. Türkiyenin dört bir tarafında yerel yöneticilerin, belediyeleri akrabalarının
istihdam yuvası haline getirmesi, açıklaması yapılamayan harcamalar ve Türk siyasi tarihi için maalesef kanıksanmış nice siyasi etiğe uymayan davranış
Üstelik bu haberler, iddialar tek bir partiye yönelmiş de değil her partinin yolsuzluklarla anılmasının sebebini oluşturan bir iki belediyesi, vekili bulunuyor muhakkak. İşte böyle bir tabloda CHP, biz yolsuzlukların hiçbir surette arkasında durmamakla birlikte bir de üstüne önlenmesini istiyoruz mesajını veriyor.
Elbette mesaj peşinde koşan tek parti CHP değil.
İlgili kanun tekliflerinde sonra MHPnin hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı
Feti Yıldızdan açıklama geldi. Yıldız açıklamalarında Bahçelinin onlara anlattığı
Napolyonun İspanya kralı ile diyaloğunu aktarıyor ve kim neye ihtiyacı var ise onun için savaşır, MHPnin etik yasasına ihtiyacı yok çünkü siyasi etiğe zaten sahiptir diyor.
Herhangi bir siyasi parti bu iki kanun teklifigibi şovmen bir hareket üzerinden bu kadar
isabetsiz reklam yapmayı/yapamamayı nasıl başarır, şaşılacak iş doğrusu. Gerçekten CHPnin içinde bulunduğu zor durumda üzerindeki dikkatleri dağıttığı, genel merkez ve yerel yönetimlerinin gerekirse ayrı düşünülmesi için altyapı oluşturduğu, MHPnin partilerin hesap verilebilirliğinin artması için ellerinden geleni yapacakları fikirleri ile yola çıkılabilecekken; Yıldız, Cumhur İttifakı sonrası hükümetten bir şey istemediklerini, işihale takiplerinin bulunmadığını söylüyor.
Bir diğer ifadeyle MHPnin etik kuralları takip etmesi gerektiği yahut yasadan korkacağı
bir işi zaten yok. Bir de Yıldız, bütün siyasetçilerin temelde uyması gereken ahlak; ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü konusunda ne kadar titizlik gösterdiği olmalıdır diyor.
Bu söylemlerin birkaç açıdan ele alınması mümkün. Fakat benim sormak istediğim ilk soru şu, sahiden bakanlık istememiş olmak yahut ticari işlerle pek de meşgul olmamak nasıl bir gurur meselesi? Yani MHP yaptığı her işte zaten siyasi ahlakı takip eder, biz ne böyle yasalardan ne de daha katılarından müteessir oluruz demek dururken niçin Yıldız adeta MHPnin hiçbir faaliyette bulunmadığını kanıtlamak istercesine MHPnin etik yasasına ihtiyaç duymadığını
belirtir, anlamış değiliz.
Bir diğer taraftan Yıldızın bakanlık istemediklerine ve aktif iş yapmadıklarına dair
söylemlerinden şu mu çıkmalıdır, MHP belirli bir oy kitlesi ile yanında durduğu
parti bakımından hayati öneme sahip olması avantajını kullanarak siyasi hayatta var olan
bir partidir. Yine bu parti, ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü olarak ifade ettikleri bir olguya
biat etmektedir ki bu olgunun ne olduğunu kendileri de tanımlayamamakta, üstelik bu kavramın içinin nasıl doldurulduğu da tutarsız değişiklikler göstermektedir.
Yıldızın açıklaması benim için süreci yönetmeye yönelik son derece başarısız bir
adımdır. Dilerim yeni yasama dönemi başladığında bu söylemler unutulur da MHP yeni haklı gerekçelerle yasaya karşı çıkar.
Öte yandan etik yasasına verdiği destekleyici tavrı ile henüz kurulmamış partisinin
reklamını yapan Davutoğlundan reklamcılığa dair Yıldızın öğrenmesi gerekenler var.