Haber Girişi : 17 Mayıs 2015 22:25

SİYASETTE TAŞI GEDİĞİNE KOYMAK

SİYASETTE TAŞI GEDİĞİNE KOYMAK
TDK sözlüğünde "Humor" kelimesine gülmece, dalga geçme, hafife alma anlamı verilmiş.  Biz, mizah, latife diyelim. Lakin kavram, bunlardan öte ve daha derin bir manayı ifade ediyor. Humor'un batı kültüründe büyük bir yeri var. Bizde geliştiğini söyleyemiyoruz. 
Siyasetçilerin, bazen hakarete bile varan bir üslupla değil de yüksek zekâ ve kültür mahsulü nükte ile kendini ifade etmesi ne büyük meziyettir.
Hele şu seçim ortamında adayların,   kendilerini dinleyenlerin yüzüne tatlı tebessüm çiçekleri serpiştirmeleri ne hoş olur değil mi?
Bu temennimizi dile getirdikten sonra, arzu ederseniz size, Nejat Muallimoğlu'nun Politikada Nükte kitabı ile diğer kaynaklardan aldığımız birkaç siyasi nükte örneği ile zihnimizi tatlandırıp, gönlümüzü şenlendirelim. 
***
Bir vakitler ABD Temsilciler Meclisi Başkanlığı yapan ünlü hatip Carl Albert, bir seçim nutkunda şunları söylemiş:
"Görüyorsunuz, ben çok kısa boyluyum. Bir gün bir kasabada heyecanlı bir nutuk irat ettikten sonra küçük bir çocuk yanıma gelerek dedi ki ? Efendim bugün bana gerçekten ilham verdiniz. Çok teşekkür ederim.
Çocuğa, ona ilham veren sözlerimin hangileri olduğun sordum. Dedi ki :" Bana ilham veren nutkunuzdaki her hangi bir sözünüz değildi. Sizin gibi karides boylu minicik bir adam Temsilciler Meclisine başkan seçilirse, kendimin de bir gün Cumhurbaşkanı olabileceğimi düşündüm de onun için size teşekkür ettim."
***
Eski çağların büyük hatibi Demostes, General Phocia'ya demiş ki:  "Atinalılar bir gün gazaba gelecek ve seni öldürecek!" Tarih, generalin şu cevabı verdiğini kaydediyor: "Ve akılları başlarına geldiğinde de seni!"
***
Ünlü İngiliz nüktedan Richard Brinsley Sheridan, Londra'nın bir caddesinde yürürken kraliyet ailesinden iki dükle karşılaştı. Biri dedi ki "Aziz dostum, biz de yürürken kulaklarını çınlatıyorduk. Yalnız bir nokta üzerinde anlaşamadık: sen büyük bir aptal mısın, yoksa büyük bir sahtekâr mı?" Sheridan, kollarıyla iki dükün arasında küçük bir mesafe açtı ve aralarına girdikten sonra her ikisinin ellerinden tutarak şöyle dedi : " Bunda bilmeyecek ne var, ben ikisinin ortasındayım!"
***
İngiltere Parlamentosunun ünlü hatiplerinden Benjamin Disraeli, bir seçim konuşmasında şöyle demiştir: " Oylarınızı istemek için karşınıza çıkan adayların hepsi, zerrece şüpheniz olmasın, çeşitli duygu ve etkiler altında bu işi yapıyorlar. Ben de öyleyim. Bu hislerimin neler olduğunu sizlere de söyleyeyim: Ben şöhrete aşığım. Halk arasında itibar kazanmak, memleketin gözleri üzerime dikilmiş olarak yaşamak en büyük emelimdir ve benim gibi hayata zorluklarla başlayan bir kimsenin böyle yüce şeyler peşinde koşabilmesi de gerçekten ne şaheser bir şey!"
***
Abraham  Lincoln  (1809-1865),  başkanlık  seçimlerinde,  rakibi  Douglas  ile  kıyasıya mücadele  etmiş.  Birbirlerinin  ipliğini  pazara  çıkarabilmek,  seçmenin  gözünden  düşürebilmek  için  her  imkanı  kullanmışlar.  Bu arada en çok karşılıklı içki düşkünlükleri üzerinde durmuşlar.
Lincoln,  Douglos'ı eleştirdiği bir seçim konuşmasında şöyle demiş:
"Bay Douglas sizlere babasının mesleğinin fıçıcılık olduğunu söylemişti.  Bundan zerrece şüphem yok.  Çünkü  (Douglas'ı göstererek) şimdiye kadar gördüğüm viski fıçılarından en iyisini o yapmış."
***
Lincoln dikkati çekecek kadar  çirkin  biriymiş.  Fakat o,  çirkinliğini bile yeri geldiğinde espri konusu yapmaktan çekinmezmiş. Rakibi Douglas bir konuşmasında Lincoln'ü ikiyüzlülükle suçlamış. Lincoln da bir seçim konuşmasında ona cevap vermiş: ? Eğer benim Bay Douglas'ın iddia ettiği gibi iki yüzüm olsaydı şu gördüğünüz yüzü hiç kullanır mıydım?
***
Zamanın çoğunluk partisi lideri Lyndon Johnson, bir kanun tasarısı ile ilgili bir takım bilgi ve cetvelleri zabıtlara geçirtmişti. Senatör Dirkson bu münasebetle dedi ki: Çoğunluk partisi liderinin Zabıtlara geçirdiği cetveller doğru olabilir. Ama onun teklif ve cetvelleri bana yirmi katlı bir binadan düşen adamı hatırlatıyor. Adam altıncı kattan geçerken bir arkadaşı bağırıyordu: Mike, şimdilik iyi görünüyorsun!"
***
ABD Kongresinde bir senatör, nutkunu kelime cambazlıkları ile süsleyen rakibini ülkenin ıssız bir bölgesinde ilkokul öğretmenliği için başvuruda bulunan çaresiz bir gence benzetti. Mutlaka Öğretmen olmak isteyen Genç, mülakatta kendisine sorulan "Dünya düz müdür, yuvarlak mı" sorusuna şöyle cevap vermişti: "İkisini de öğretebilirim, efendim!"
***
Cumhuriyetçi Parti Başkanı adayı Roosevelt seçim konuşması yapıyormuş. Bir seçmen de ha bire ona laf yetiştiriyormuş:
? Ben bir demokratım, beni kandıramazsın! 
? Neden demokratsın? 
? Çünkü dedem demokrattı, babam demokrattı, ben de bir demokratım. 
Roosevelt, "Bu herife iyi bir ders vereyim" diye düşünmüş ve sormuş:
? Arkadaş, diyelim ki büyük baban bir eşekti, baban bir eşekti, o zaman sen ne olursun? 
Seçmen cevap vermiş:
? Bir cumhuriyetçi...
***
Churchill bir gün şişman bir kişi olan İşçi Partisi liderlerinden Bevan'a göbeğini işaret ederek sormuş:
? Hamile misiniz Bay Bevan? 
? Evet. 
? Ne bekliyorsunuz, kız mı, oğlan mı? 
? Karnımdaki kız olursa,  kraliçenin,  erkek olursa kralın adını vereceğim;  ama karnımdaki gaz çıkarsa Churchill diyeceğim.

***
Amerikalı senatör John Randolph'un bir nutkundan aldığımız şu sözleri ile yazımızı bitirelim : "Hayat, hayatın yüklediği vazifeler kadar önemli değildir."

Etiketler : vahdet
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.