Yusuf Tekin’i değersiz kılmayı ve bu sebeple linç etmeyi kafaya koşmuşlar!
Koyun-kurt misali…
Ne suyun alt başında ne de üst başında olmasının hiçbir önemi yok.
“Yusuf Tekin gitsin, gerekirse maarif de biterse bitsin!” noktasındalar.
Başka bir ifadeyle tam da sözün tükendiği yerdeler.
Kabinede hiçbir bakana, Yusuf Tekin’e biledikleri gibi diş bilemiyorlar!
Oysa diğer bakanlar da yerli ve milli…
Ama İlla da Yusuf Tekin…
CHP’nin kervan liderliğini yaptığı bu hücum hattı, Yusuf Tekin’e vurdukça vuruyor!
Neyse ki tahkimat çok kuvvetli de surlarda gedik açılmıyor.
Kim Yusuf Tekin?
Yusuf Tekin, milli ve yerli bir eğitimci…
Aynı zamanda bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı.
Milli ve yerli olmayan mahut çevrenin ha bire nasırına basıp duruyor.
“Komplekslerimizden kurtulalım” diyor. Sonra devam ediyor:
“Biz de kendimize münhasır bir eğitim sistemi kurabiliriz.”
Öfkenin aklı gölgelediği meşum bir saldırı başlıyor:
“Sen okulları tarikat ve cemaatlere teslim ettin.”
Kime diyorlar?
Yusuf Tekin’e…
Yani ömrünü, yıkıcı ve yanıltıcı akımlara karşı heder etmiş kimseye…
İstismarcıya da karşı kinciye de…
Yusuf Tekin, bu ülkenin ana akımını temsil eden bir damardır.
Buna rağmen CHP merkezli bu linç girişiminde, elbette ki yalnız ve gariban değildir.
Şimdi de “Öğretmenleri sürüyorsun” yalanını çıkardılar ve yaydılar.
Bilmeyen de zannedecek ki Yusuf Tekin, bakan olarak binlerce öğretmeni sırf kendisi gibi düşünmediği için sürüyor!
Bu, yalanın yakasının açılmamışıdır…
Birilerinin şahıslarına münhasır özerklik alanlarına dokundu!
Ülkenin her okulu ve her öncecisi eşit şartlara tabii olacak.
Kimsenin, vatandaşlık noktasında başkasına karşı rüçhan hakkı olmayacak…
Her şehirde belli okullar, yalnızca seçkinlere mahsus olsun, ayrıcalıklı sınıf, o okulların alamet-i farikası sayılsın.
Yusuf Tekin ise, özetle şunu dedi:
“Öğretmenler, belli süre görev yaptığı okuldan başka bir okula tayin edilmeli.”
Özel okulları kapsamıyor bu uygulama…
Bu ülkede, kendini elitzmin fahri konsolosu gören kimileri çocuğunu zaten devlet okuluna gönderiyor ki…
Yusuf Tekin, bile isteyerek arı kovanına çomak değil; doğrudan doğruya devletin parmağını kolunu soktu.
CHP’nin birazcık kurumsal hafızası ve düzgün bir arşivi olsaydı; şu soruyla karşılaşacaktı:
O Yusuf Tekin, nasıl cemaat ve tarikatların hamisidir ki, vaktiyle FETÖ’nün boğmak için can attığı bir isimdi?
Bu yazıyı, sırf hemşerilik asabiyetiyle yazmıyorum.
Yusuf Tekin’in yapmak için murat ettiği şeylerin, bu milletin yararına olacağına bütün kalbimle inanıyorum.
Türkiye, bunca devasa projeleri kuvveden fiile geçiren bir hükümet eliyle idare edilmektedir.
Kimsenin kuşkusu olmasın ki Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, o külliyenin anlamlı bir cüzüdür.
Ülke yönetiminde, hiç bir şey rüzgarın önündeki yaprak misali değildir.
Siz MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, niye ülkenin istikbali uğruna canı pahasına cenk ettiğini hiç düşündünüz mü?
Allah acil şifa versin.
Sırrı Süreyya Önder sizce neyin peşindeydi?
Kişisel ikbal ve çıkarlarını vatanın önünde tutan kimseler, elbette ki bağımsız Türkiye ülküsünü bilemez…
Zaten yapamaz da… Söz gelimi CHP, Trabzonlu bir bakana tıpkı Yusuf Tekin’e saldırdığı gibi saldırmaya kalksaydı; gök kubbe o CHP’nin başına yıkılırdı.
Yusuf Tekin Erzurumlu ya…
Biliyorlar ki yalnızdır, sahipsizdir, garibandır.
Hadi oradan hadsizler…
Kimin menzili nereye kadardır diye merak ediyorsanız…
İşte Halep orada, arşın da burada…
Bu şehir, vaktiyse Mustafa Kemal Atatürk’ü müstevlilere teslim etmemiş bir şehir.
Mazisinde yiğitlik, cömertlik ve hamiyetperverlik var yani…
Yusuf Tekin de mademki aynı yolun yolcusu:
Yerlilik ve millilik…
O artık bu sine-i millete emanettir.