Bakanlarımıza sınırlarınızı kapatabilirsiniz, peki gönüllere set çekebilir misiniz?
Büyük, gelişmiş ve demokratik güçlü bir Türkiye olsun istemeyen Batı, bu niyet ve emelini en başından beri, sinsi bir şekilde Türkiye aleyhine işletip duruyordu. Bugün artık Batı, tetikçi
olarak kullandığı FETÖ ve PKK gibi şer odaklarının da
ihanetiyle, sinsi planını
gizleme ihtiyacı duymadan alenen uygulamaya çalışıyor!
Batı, referandumda niye
"hayır kazansın" diyor!
Başta Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda gibi faşizme teslim olmuş ülkeler üzerinden Türkiye'ye kin kusan Batı, 17-25 Aralık yargı darbe girişimi, ardından da 15 Temmuz'daki kanlı darbe teşebbüsü ile ulaşamadığı emeline, 16 Nisan referandumuyla kavuşmayı hâyel ediyor! "Hayır oyları çok çıkarsa, Türkiye yeniden siyasi ve iktisadi istikrarsızlığa mahkûm olur, böylelikle yeniden Batı'ya muhtaç kalır" biçiminde ahlâksız bir politikanın peşine takılan Batı, bu uğurda artık çirkin ve rezil yüzünü gizleme ihtiyacı duymadan oyun içinde oyun kuruyor!
Batı artık tebdili kıyafetle
karşımıza çıkmıyor!
Avrupa'da yaşayan üç milyonu aşkın vatandaşımıza yönelik çeşitli ahlâksız politikalar yürüten kokuşmuş bu anlayış, zannediyor ki bakanlarımızla gurbetçilerimiz arasına yasaklardan oluşan duvarlar örersek, referandumda "Hayır" oyları daha çok olur! Çanakkale'de yazdığımız o büyük destanımız ve İstiklâl Savaşımızdan bu yana, Türkiye'nin karşısına hep tebdili kıyafetle çıkan Batı, bugün geldiği nokta itibariyle öyle bir utanmazlık hali sergiliyor ki, kendi vatandaşları bile "bu kadarına da pes" diyor.
Batı, faşizmin kanlı
çukurlarına gömülüyor!
Önceki gün Hollanda'da ortaya konulan o net tavır göstermektedir ki, evrensel değerlerin sözde savunuculuğunu yapan Batı, aslında kendi çürümüşlüğü ve içine saplanıp kaldığı faşizm bataklığında boğulmaya doğru gidiyor. Karşısında; ekonomisini, kalkınmasını, siyasi düzenini ve istikbalini kurtaran bir Türkiye görmek istemeyen Batı, şimdiye kadar tetikçileri eliyle yapmak istediği ancak başaramadığı yıkımı doğrudan gerçekleştirmenin peşine düştü! Başını Almanya ve Hollanda'nın çektiği bu şer ittifakı, kafayı öyle bir yedi ki, baksanıza 16 Nisan'ı "kurtuluş ipi" olarak görüyor!
Batı'ya karşı "Evet"
dememizin haklı sebepleri...
16 Nisan'da "Evet" dememizi gerektiren onlarca gerekçemiz var. Fakat son günlerde ülkemizin karşı karşıya kaldığı kimi hadiseler göstermiştir ki, yalnızca "Evet" demek az kalacaktır. "Evet'in yanı sıra millet olarak ayağa kalkıp, üzerimize kurulan tuzaklara karşı da teyakkuzda olmak zorundayız. Bu sebeple 16 Nisan'da diyeceğimiz "Evet", başka bir yanıyla da sadece bir 'evet' değildir. Bu "Evet", aynı zamanda Türkiye'yi, Suriye veya Irak'a çevirmek isteyen tüm düşmanlara ve ihanet çevrelerine karşı da "dur" demek, onların kanlı oyunlarını bozmak anlamına gelmektedir. Şayet mesele, iki parti arasında bir tercih yapmak olsaydı, kim neye inanıyorsa onu seçsin denilirdi. Lakin görüyorsunuz ki mesele, bir beka meselesidir.