Birinci Rizekent Köyü Şenliği'ne katılmayı çok arzulamış, ona göre plan yapmıştım. Evdeki hesap çarşıya uymadı, bu güzel faaliyete katılmak nasip olmadı.
Bir resmî program nedeniyle karayolu ile Muş'a geçtim. Sosyal medya takipçilerimin malumudur, çünkü paylaştım onlarla yolda tanık olduğum çok güzel bir olayı. Kardeşim Vefa ile Varto yakınlarında seyir halindeyiz. Bir baktım ulu dağların görkemli eteklerinde usta çobanların güttüğü koyun sürüleri, bin taneli tespih gibi dizilmişler. Bende bir tarifsiz sevinç sormayın gitsin. Paylaştığım fotoğrafın altına "Hangi manzara bundan daha güzel olabilir?" Diye yazışım, bu çocukça sevincin tezahürü.
Bir vakitler Erzurum'da cağ kebap yemeğe gitmiştik arkadaşlarla. Eski ahbabım olan şef garsona "Kebabın lezzetini galiba Erzurum kuzusuna borçluyuz" demiştim övünçle. "Balıkesir kuzusu yediğin abi" cevabını alınca bir hayli bozulmuştum. Büyükbaş hayvancılığın geliştiği Erzurum köylerinin otlaklarından kuzu melemeleri çoktan kesildi, ara ki koyun- kuzu bulasın. Neden bilmiyorum, ama vaziyet bu. Sanırım Varto dağlarını güzelleştiren koyunlu kuzulu manzara bu yüzden gözüme, gönlüme hoş geldi. Bizim dağlarımız da sürü sürü koyunlar göreceğimize ilişkin umudumu koruyorum.
Güzel köyüm Rizekent'in zengin programlı, harika ikramlı şenliğinden mahrum kalışımı izah edeyim derken sözün ucu buralara geldi dayandı. Öncelikle çok başarılı geçtiğini haber aldığım bu faaliyeti tertipleyen gençleri alkışlıyorum, emeği geçen herkese şükranlarımı iletiyorum. Bu şenliğe ve benzeri nice kültürel etkinliğe maddi manevi destek veren Sn. Büyükşehir Belediye Başkanı ve onun himayelerinde takdire şayan örnek faaliyetler icra eden ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR A.Ş.' den Allah razı olsun. Çok güzel hareketler bunlar, çok güzel.
Delikanlılarımızın paylaştığı videolar arasında mehteran konserinden bölümleri izlerken içimden şöyle geçti : "Bu muhteşem musikiyle beş kıta inledi asırlarca, bu müzikle cihan devleti kuranların torunlarının köyünde yankılanması ne hoş zafer nağmelerinin."
Böyle güzel şenliklerle hep şen ol, bizden evvel ebedi âleme göçenleri, bir mücevheri süslü kutusunda saklar gibi saklayan güzel köyüm.
Arefe günü ziyaret ettiğimde, rahmetli büyüklerimle sağlıklarında gezdiğim, sofra kurup çay içtiğim yerleri dolaşırken sormuştum, bir Türküden mülhem başlıktaki suali : "Şen ol köyüm şen ol, sende nem kaldı?" Cevabım kısacıktı "Yüreğim!" Yüreğimin, gönlümün kaldığı diyarları şenlendirenlere selam olsun...
