CHP de, İYİ Parti de ya da muhtemel bir ittifak mahalli seçime giderken tek bir soruya cevap arıyorlar: Erzurum’da AK Partili Mehmet Sekmen’i nasıl aşarız?
Sekmen, yerel yönetimlerde soğanın cücüğüdür…
Seçim için artık çetele tutmaya başladık; haksız da değiliz doğrusu… Öyle ya, belediye başkanı seçimine şunun şurasında dokuz ay kaldı. Partiler ya da ittifaklar yakın bir gelecekte adaylarını belirleyip ilan etmeli ki, toplum da adaylar arasında bir mukayese yapma imkanı bulsun. Hani Mehmet Sekmen Erzurum’da üçüncü kez aday gösterilirse karşına çıkacak adayların vay haline, ama yine de erkenden görmek istiyoruz kim kaç hokka geliyor…
Genel seçim de cumhurbaşkanlığı seçimi de değil mi ki artık geride kaldı.
Kimse, oturup kalkıp kim nasıl kazandı, kaybedenler niye kaybetti sorularını, temcit pilavı gibi millete dayatmasın.
O muhasebeyi yapması gereken partilerdir, partilerin kurmay heyetleridir.
Mevlana diyor ya, “Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Mahalli seçimler kapıda; artık belediye başkan adaylarını konuşmaya başlayalım.
9 ay sonra yine sandıklara koşacağız yine hür irademizle oy kullanacağız.
Bu kez belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini ve mahallemizin muhtarını seçeceğiz.
En az genel seçim kadar önemli.
Mahalli yönetimler, genel seçimlerin sonuçlarını şekillendirir.
Başarılı belediye başkanları, tıpkı (AK Parti) Erzurum’da olduğu gibi genel seçimlerde partisinin oyunu artırır.
Papatya falı bakmaya gerek yok.
Ayan beyan görünüyor ki, belediye seçimlerinde Erzurum’da (eğer bu ittifak devam ederse yahut da yeni bir ittifak kurulursa) Cumhur İttifakı’nın adayı ile yarışacak.
Dokuz ay sonrası için şimdiden iddialı bir kelam etmek, en azından izana ve irfana yakışmaz.
Söyleyebileceğimiz şudur:
Erzurum’da bir yanda Cumhur İttifakı’nın adayı olur, öbür yanda artık adı ne olacaksa İYİ Parti’nin adayı…
CHP de HDP de bu yarışta favori olamaz.
O halde madem Cumhur İttifakı belediye seçimlerinde Erzurum’da ipi göğüsleyecek bir yapıda, adayı kim olmalı?
Güneydoğu ve Doğu insanı soğana, hele de soğanın cücüğüne hastadırlar.
Öyle kimseler var ki, sorsanız ki onlara, “yemekte sana pirzola mı verelim pilavlı ayranlı soğanlı bir yemek mi?”
Soğanın cücüğü aşların başıdır.
Lafı şunun için uzattım:
Nasıl ki soğanın en leziz ve en muteber yeri cücüğü ise, adaylık için isimleri geçen zevata bakınca, Mehmet Sekmen’den başkanı söylemeye dilim de fikrim de el vermiyor.
Mehmet Sekmen, yerel yönetimlerde soğanın cücüğüdür.
İki dönemdir büyükşehir belediye başkanı, üçüncü dönem için de var gücüyle çalışıyor.
Erzurum’a öyle imzalar attı ki ancak seneler sonra değerleri anlaşılacak.
AK Parti’nin dolayısıyla da Cumhur İttifakı’nın bu hakikate sırtını döneceğine zerre kadar ihtimal vermiyorum.
Meral Hanım masadayken (önceleri) “kazanabilecek bir aday” deyip duruyordu, haksız da çıkmadı hani…
Cumhur İttifakı da meseleye aynı noktadan bakıp görecek ki, “kazanacak aday” şimdilik Mehmet Sekmen’den başkası değil.
Hakaret ve küfür etmeden dilediğiniz gibi eleştirebilirsiniz; kendi favori adayınızın ismini yazabilirsiniz.
Ben illa da Mehmet Sekmen diyorum.
Kendisi üçüncü kez için ne düşünüyor, onu da bilmiyorum doğrusu…
sayın yazar beledye uçan kuşa borçlu kugulu park satlıyor yoncalık otobüs durağı satılıyor ve siz soğan ccüğü diyorsunuz. pes diyorum. 1 defa olsun borçtan bahsettiniz mi. bir defa olsun tarihi yoncalık duragı niçin satılır dediniz mi.
sayın doğan; halk arasında dolanan soğan cücüğü kıssasını sizinle paylaşmak isterim; "hikayeye göre bir kral (ya da padişah, vezir, ne derseniz) her gün yemeğini yakınlarındaki dağda yaşayan çobanla yemektedir. ama bir huyu vardır, yemekte soğanın cücüğünü kimseye kaptırmaz bu kral. her yemekte soğanlar kırıldı mı hemen cücükleri kapıp mideye indirir.bir gün sohbet sırasında bu çobana sorarlar: "kral olsan ne yapardın?" "ben kral olsam her gün soğanın cücüğünü yerdim!" der çoban."
sogan cücüğü mü?