Be mübarek, yedi canlı mısın sen? Bir zamanlar, kıyamet bile kopsa ikinci kez yeniden aday gösterilmeyeceğin yazıldı çizildi. Sonra görevden alınacağın haykırıldı! İkisi de olmadı. Bu kez de Koronadan ölmek üzere olduğun duyuruldu. Ama sen dün dipdiri ve heyecanlı olarak benimle konuştun.
Yıl kaçtı şimdi hatırlamıyorum. Rahmetli Turgut Özal’ın eşi Semra hanım bir televizyon programında konuşuyordu.
Semra Hanım sohbetin bir yerinde dedi ki, “Rahmetli Bölükbaşı’nın söylediği gibi.”
Çok geçmeden ilgili yayına Osman Bölükbaşı bağlandı ve yine kendisine özgü o üstün mizah anlayışı ile Semra hanıma takıldı:
“Yahu Semra Hanım ben daha ölmedim, haydi kocan beni rakip görebilir de senin benle ne alıp veremediğin var!”
Semra hanım hakikaten utandı, üzüldü. Öyle ya Osman Bölükbaşı çok eskilerin bir siyasetçisiydi ve o gün itibariyle ölmüş olması lazımdı.
Halbuki rahmetli Bölükbaşı yaşlı da olsa o gün hayattaydı, ama bunu Semra hanım bilmiyordu.
Bu örneği şunun için veriyorum…
Bazı yayın organları yazdı ki, “Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen Korona oldu. Şu anda da Ankara’da özel bir hastanenin yoğun bakımında tedavi görüyor.”
Gayet doğal, olma ihtimali yüzde yüze yakın.
Bu ülkede hastaneleri ve ambarlar dolusu parası olan Ali Koç korona oluyorsa Mehmet Sekmen de olabilir.
Kendisiyle konuşamasam da mahiyetindeki birinden haber alma ihtimaliyle Başkan Sekmen’i aradım.
(Nasıl ki Korona olduğundan beri kendisini arayıp da bir türlü ulaşamadığım Mehmet Emin Öz gibi)
Telefon çaldı, derken eski tabirle ahizenin öteki ucunda, “Buyur Mehmet beyciğim” nazik ifadesiyle Sekmen vardı.
“Sayın başkan matbuatta bir şeyler yazılıp çizildi” dedim.
“Hayır; hayır… Tamamen yanlış. Yoğun bakımda olsam ben sizinle şimdi nasıl konuşuyor olabilirdim?”
Evet; en doğru soru buydu ve o soru da dipdiri sesi ile benimle konuşan Sekmen’den geldi.
Sekmen Korona olamaz mı?
Olur; hem de belki senden benden bile önce…
Ama olmamış ve ama, Ankara’da özel bir hastanede yoğun bakımda yatmıyor.
Telefonda sohbet ettik.
Değil Korona, nezle olmuş bir insan emaresi bile yoktu ses tonunda…
Besbelli ki birileri, seçimle alaşağı edemeyeceklerini düşündükleri Sekmen’i Koronaya havale etmek istemiş.
Neyse…
Öldürmeyen Allah öldürmüyor işte…
Böylelikle anlaşıldı ki…
Sekmen karşıtları bir kere daha yanlış karta oynamış.
Allah’tan kendisine sağlık niyaz etmek yerine, komşusuna ölüm dileyen muhterisler, teneşirde dahi müzmin muhalif olmayı sürdürürler…
Ezcümle:
Üzgünüm lakin Mehmet Sekmen ne yoğun bakımda ne de çok murat ettiğiniz üzere ölümle pençeleşiyor.
Dipdiri ayakta ve o yine atom karınca haliyle meydanda…
sayın sekmene söyleyiniz lütfen cadeler köstebek çukurundan farksız, erzurum sahipsiz midir. 1 kamyon asfaltla bunlar yapılabilir. mng avm önünün rezalati nedir. gez mahallesi sehristan önü nedir. Sayın sekmen hiç mi arabayla caddelerde gezmiyor bilemiyorum.