Haber Girişi : 02 Kasım 2014 22:58

Seçim yaklaştıkça..

Seçim yaklaştıkça..

Her ne kadar çoğu defa sonuçları kaale alınmasa da, seçim arifesinde “istişare toplantıları” artık adettendir.

Parti merkezleri, daha çok toplumun gazını almak ve biraz da partililere “siz önemli kimlersiniz” deyip, sırtlarını sıvazlamak maksadıyla istişare toplantıları düzenler.  Bu toplantılar alenen yapılmadığı gibi, belli kimselerden popüler isimler katılır ve kişi sayısı olabildiğince sınırlı tutulur.

O toplantının formatı, üç aşağı beş yukarı şöyledir.

Önce…

Parti büyüğü “oturum”u açar ve “ayak” verir:

“Seçim geldi çattı, partimizin vaziyeti nedir?”

Bu türden bir toplantıya ilk kez katılan “toy”lar, şaşkın ördek gibi hemen dalışa geçerler:

“Filanca kişi aday olursa çok zorlanırız, falanca olursa çok rahat kazanırız.”

Daha önce birkaç kez “istişare” etmiş olan tecrübeli partililer, asla acele etmezler. Bir süre orta sahada top çevirip dururlar. Böylelikle bir yandan parti büyüğünün eğilimini tespite çalışır, diğer yandan da ne şiş yansın ne kebap politikası güder. Çünkü o, çarıklı erkan-ı harptendir. Bilmektedir ki, bu nevi toplantılarda konuşulanlar daha toplantı nihayete ermeden, muhataplarına ulaştırılır.

Falancanın adını vererek, “o olsa iyi olur” dese, diğerleri anında onu “düşman” ilan eder ve ola ki o isimlerden biri de aday gösterilirse, üstüne üstlük bir de kazanırsa bizimkinin hali büsbütün perişan olur. Bu sebeple,  istişare toplantıları, bir nevi maslahat savma ayin’leridir.

Halbuki bihakkın yapılabilse ve neticesi itibar görse, kim bilir nice yanlıştan ve kusurlu işten uzak kalınmış olunur.

Eskiler “meşveret” demi daha çok tercih ederler. Çünkü meşveret kelimesi, dini litaratürde kıymet-i harbiyesi olan bir kelimedir.

-Adalet

-Meşveret

-Liyakat

Bu üç kelimenin kamil anlamda tahakkuk ettiği devlette, ülkede, cemiyette, sokakta ve ailede huzur olur.

Politikacılarımız nutuklarında bu kavramları döne döne dillendirirler fakat iş icraata gelince, meşveret demode olur, istişare de laylaylom…

Liyakat ve adaleti ise ara ki bulasın…

Seçim sat-ı mailine girdik ya, partilerin istişare toplantıları da tavan yapmaya başladı.

En çok da AK Parti istişare ediyor!

Geçen seçimlerde de sabahlara dek süren istişareler olmuş ama sonuçta parti patronları önceden belirledikleri isimleri ilan etmişlerdi.

Hoş bu seçimde de değişen bir şey olmayacak…

İstişare etmek, sözün gelişi…

Son bir aydan beri Erzurum’da yapılan istişare toplantılarının hemen hepsinden haberimiz oldu.

Eğer o toplantılar ölçü kabul edilecek olsa, şu kadarını söyleyeyim:

Bugün piyasada adı aday veya aday adayı olarak geçen isimlerin neredeyse hiç biri tartıya çıkamaz.

Çünkü:

Oldum olası, “kurtarıcı” aramayı pek bi seven Erzurum ahalisi, istişare toplantılarında, özlem duydukları “kurtarıcı”yı hep uzaklarda arıyor!

Yanıbaşındakinden çoktan umudunu kesmiş!

Politika heveskarlarına duyurulur.

“Benim adaylığım çantada keklik” diyenlere de bir çift sözüm olacak:

Olmaz ya…

Tut ki parti bu sefer istişare toplantılarının sonucuna ve temayül yoklamalarına itibar etti.

İşte o zaman sizin için vaziyet şudur: Yandı gülüm keten helva…

Siz oturup kalkın, parti içi demokrasisi olmadığına şükredin.

İşiniz istişare toplantılarına kalırsa gümlersiniz.

Son söz ve daha doğrusu bir soru.

O da şu:

Peki bu istişare toplantılarına katılanların liyakatından ve adaletinden emin miyiz?

Rahmetli Uğur Mumcu derdi ki, “Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamaz.”

İstişare ise, bilgiyle harmanlanmış fikirle yapılır.