Sözde Arap Baharı henüz Trablus steplerine ulaşmamış,Kaddafi de mukadder sonundan bihaber kumdan kalesindeydi.
Her sabah yaptığı gibi o sabah da kahvaltı yaptıktan sonra şekersiz kahvesini istedi. Kahvesini içip fincanını ters çevirdi ve hemen ardından da sarayın kadrolu falcısını emretti:
Bak dedi. Bugün falımda ne göreceksin?
Falcı kadın, fincanı usulca kaldırdı dünya haritasına dönen karman çorman çizgilere baktı.
Gördükleri karşısında dehşete kapılmıştı.
Yutkundu, yutkundu, durdu.
Kalp atışları hızlanmış, nefesi kesilecek gibi olmuştu.
Nasıl diyecekti, Efendim sarayınızın etrafında bir kargaşa, toz duman ve kan görünüyor.
Kıvırdı.
Efendim dedi. Ben diyeyim elli yıl, siz deyin altmış yıl sonra sarayınızın çevresinde bir küçük itiş kakış olacak!
Kaddafi, yaşlı falcı kadının yüzüne öfkeyle baktı, canı çok sıkılmıştı.
Bak falcı kadın, eğer bu dediklerin çıkmazsa seni çok feci biçimde cezalandırırım.
Değil mi ki
Kaddafinin altmış yıl daha yaşayacağına dair nasılsa elinde senedi vardı!
Bunu, şunun için anlatma ihtiyacı duydum.
Devlet, (daha doğrusu başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Onun gibi düşünen tam inanmış bir avuç adamdan başkası yok.) FETÖye karşı amansız bir mücadele veriyor ya
İşte bu mücadelede, devletin içerisinde tıpkı Kaddafi gibi düşünenler var.
Onlar, misal diyorlar ki, Biz şimdi yalın kılıç FETÖye karşı savaşırsak ya elli yıl sonra FETÖ yeniden devleti ele geçirirse bizim halimiz nice olur?
Tam da böyle düşünenlerin almadıkları tedbirler ve gösteremedikleri cesaret yüzünden, hemen her gün ya askeriyede ya mülkiyede, ya adliyede ya da emniyette düzinelerce FETÖ mensubu çıkıyor.
Bu devletin sunduğu imkânı sonuna kadar hem de tepe tepe kullanan kimi çakal sürüleri, kendilerine verilen yetkileri kullanmayarak FETÖ ile gizli gizli flört ediyor.
Ya elli yıl sonra geri gelirlerse
Son birkaç gün içerisinde 50 mülkiyeli FETÖ ile iltisaklı oldukları gerekçesiyle açığa alınmıştı.
İllaki dikkatinizden kaçmamıştır.
Bu mülkiyeliler en az on ildendi.
Ama bir tek Erzurum Valisi Okay Memiş konuştu ve medyaya gündem olan o müthiş sözü söyledi:
Pes yani.
Dün de söylemiştik.
Bazı valiler şöyle düşünüyor, aman ben bu topa girmemeyim, aman ben hedef tahtasına oturmayım, aman ben kimseyle kötü olmayayım, aman ben elli yıl sonramı tehlike altına atmamayım!
Vali olayım, saltanat süreyim, yediğim önümde yemediğim ardımda olsun
Ama FETÖ ile boğuşan başkaları olsun, ben devletin nimetlerini öğüteyim.
FETÖ işte onların arasından çıkıyor.
Misal; Uzundere kaymakamı
Adam, şu avuç içi kadar olan Uzunderede öyle bir saltanat kurmuş ki, jandarma çavuşunu da yanına alarak o yemekten bu yemeğe o keyiften bu keyfe dolaşıp durmuş.
Oysa herifçioğlu FETÖ artığı
Bu tosunların üçü de meşum darbe girişiminden önce kaymakam olmuşlar
Ama bu, AK Partiyi de İçişleri Bakanlığını da sorumsuz kılmaz.
Bu tosunlar kaymakam olurken de FETÖcüydüler bugün de FETÖcüler
Ben şunu öneriyorum:
Bu tosunlar kaymakam olurken illa ki o gün ki bazı AK Partili vekiller belki de bakanlar mutlaka bunlara referans oldu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soyludan istirham ediyoruz, o dosyalar açılsın ve bakılsın ki bu tosunlara hangi AK Partili vekiller ya da bakanlar kefil olmuş.
İşte o kefaleti bulduğunuz ve o ipleri kesip attığınızda siz asıl bu mücadeleyi başarıya ulaştırırsınız.
Sayın Soylu, siz ki bakan olduğunuzdan beri tüm samimiyetimle söylüyorum, emsaline zor rastlanır bir mücadele ve çaba içerisindesiniz.
Bir yandan terör örgütlerine göz açtırmıyorsunuz, bir yanda felaket bölgelerinden ayrılmıyorsunuz bir yandan da FETÖ denilen bu şerefsiz küresel çeteye karşı çarpışıp duruyorsunuz.
Allah razı olsun
Ve fakat Sayın Soylu, hala bu ülkede siyasetçiler eliyle devletin en kılcal damarlarına bölücüler yerleştiriliyor.
Buna nasıl bir tedbir alacaksınız?
Sayın Bakan, ne siz ne biz Kaddafi gibi fal baktıracak durumda değiliz.
Lakin Sayın Soylu, bu baykuşların ötüşleri de hiç mi hiç hayra değil