Hafif Raylı Sistem hakkındaki ikinci makalemiz 24 Ocak 2005 tarihini taşıyor.
İlkinin tarihini hatırlamıyorum. Sonra birkaç kere daha kalem oynatmışız aynı mevzuda.
Nihayet, Sayın Mükremin Uzun meseleyi ele aldı ve çok kapsamlı, ‘al uygula’ pratikliğinde değerli bir çalışmaya imza attı.
O çalışmayı ENER Projesi olarak yayınladık, kamuoyunun dikkatine sunduk.
Meraklıları aşağıdaki bağlantıdan projeye ulaşabilirler:
http://www.enerstratejimerkezi.com/Haber_Resim/rayli.pdf
***
Projeyi, öncelikle iki değerli Büyükşehir adayımız Sayın Mehmet Sekmen ile Kâmil Aydın Bey’in tetkikini arzu ediyorum.
Tabii diğer adaylarımızın da…
Halkın önüne hangi önceliklerle çıkacakları şüphesiz kendi takdirleridir.
Bize düşen proje dağarcıklarına mütevazı de olsa katkıda bulunmak…
***
İzninizle Projenin Giriş bölümünü bir kere daha paylaşalım sizinle:
Büyüme ve gelişme sürecindeki şehirlerin temel meselelerinden biri de toplu taşımadır. Dünyanın bütün gelişmiş kentlerinde bu sorun raylı sistemler devreye sokularak çözülmeye çalışılıyor.
Erzurum, şehirleşme açısından son yıllarda önemli gelişmeler gösteriyor. Yenişehir, Dadaşkent, Yıldızkent adeta birer uydu kent görünümü kazandı. Kış turizminin gelişmesiyle birlikte, kayak yolu önemli bir yerleşim merkezi halini aldı. Kombina civarı gün geçtikçe büyüyor.
Bu fiziki yatay yayılmayla birlikte, şehir merkezindeki “hareketli nüfus” önümüzdeki yıllarda artış gösterecek. Şehir merkezlerini ilgilendiren geleceğe yönelik yatırımlarla ilgili planlar hazırlanırken, “göç nedeniyle il nüfusundaki azalmayı” olumsuz bir faktör olarak değerlendirmek yanıltıcı olabilir.
“Erzurum, hızla göç veren ve nüfusu azalan bir şehir, böyle bir şehre raylı sistem gerekir mi?” yaklaşımını, bu açıdan gerçekçi bulmuyoruz. Hafif Raylı sistem söz konusu olduğunda, “Merkezi nüfus hareketliliği” ve raylı sistemle taşınacak “hedef yolcu kitlesi” hesaba alınmalıdır.
Bu açıdan baktığımızda Erzurum‟un kent merkezli nüfus hareketliliğinin önümüzdeki on yılda büyük artış göstereceğini söyleyebiliriz. Mevcut Üniversite‟nin elli bine yakın öğrencisi potansiyel “raylı sistem”in hedef kitlesidir. Bu rakama “Erzurum Teknik Üniversitesi‟nin” ve açılacak diğer Vakıf Üniversitelerinin öğrenci potansiyelini de ekleyebiliriz.
Sağlık Merkezi olma yolundaki Erzurum, önümüzdeki yirmi yılda “sağlık turizmi” patlaması yaşayabilir ve “şifa arayan” toplulukların ulaşımında “raylı sistem” bulunmaz bir imkân olarak karşımıza çıkabilir. Kış Turizmi‟nin yaratacağı ek taşıma talebi de göz önünde tutulmalıdır.
Görüldüğü gibi, geleceğin Erzurum‟unda toplu taşıma “olursa iyi olur” tarzında bir yatırım olarak değil, “olmazsa olmaz” bir proje olacaktır.
Çağdaş şehircilik, “geleceğin kenti”ni planlamaktır. Raylı sistem geleceğin Erzurum‟u için temel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu projeyi sadece “muhtemel yolcu kapasitesi” ve “maliyet” açısından da düşünemeyiz. Bu hizmet, belirtmeye çalıştığımız unsurların yanı sıra “Asrın ipekyolu merkezi” olma iddiasındaki Erzurum için bir “prestij yatırımı” olacaktır.
Büyükşehir Belediyemizin ve ona destek olacak Hükümet‟in böyle prestijli bir projeye imza atması bize gurur verir. Şu soğuk memlekette insanımıza sımsıcak, kaliteli, çağdaş bir toplu taşıma imkânı sunanlar, şehrin hizmet tarihine geçeceklerdir.
Belediyeler ve diğer kamu kuruluşlarının bürokratik yapıları, kendi kuruluşlarının görev tanımlarının gerektirdiği hizmetleri belli bir öncelik ve plan dâhilinde yerine getirirler. Belediyeler ve kamusal hizmetle görevli diğer kuruluşların tepe yöneticileri bir yandan bu rutin görevlerin en iyi şekilde yerine getirilmesini sağlarken, diğer yandan da onlara ilaveten “büyük projeleri hayata geçirebilirlerse “fark yaratırlar...”, “hizmet Lideri” konumuna yükselirler.
Özellikle Belediyeler ve kamu kuruluşlarında görev yapan bu tür “yaratıcı-girişimci yöneticiler”, şehirlerini dönüştürmeyi, hizmet atağına geçirmeyi başarmışlardır. “Yaratıcı-girişimci” üst yöneticiler, az sayıda ama önemli projeleri hayata geçirmekle bu unvana kavuşmuşlardır.
Erzurum‟un kaderini ellerinde bulunduran yöneticilerimizin bu üstün vasıfları taşıdığından şüphe duymuyorum.
Seçim öncesinde bütün siyasi partilerin yerel yöneticilerinin bu konuya özel ilgi göstermeleri ve konuyu “Parti Liderleri” düzeyinde ele almalarının, şehrin çıkarı için zaruret arz ettiğine inancım tamdır.
MÜSİAD’I DESTEKLİYORUM, BEN DE ‘HIZLI TRENİMİ İSTİYORUM’
MÜSİAD Erzurum şubesinin başlattığı ‘Hızlı trenimi istiyorum’ kampanyasını yürekten destekliyorum.
Tüm ülke hızlı demir ağlarla örülecek, Erzurum bu nimetin dışında kalacak. Olacak iş değil!
MÜSİAD’IN kampanyası dilerim yeterli toplumsal talep oluşturur, karar mekanizmalarını harekete geçirir.
Ancak, asıl vazife siyasi heyete düşüyor.
Milletvekillerinin ortak çabaları ile kolayca halledilebilecek bir mesele bu…