ERVAK Başkanı Erdal Güzel’e çağrımdır:
Saim Özakalın’ı, Hakan Oral’ı ve Murat Urkuç’u ara lütfen…
Erzurum, senelerce dönemin ETSO Başkanı Lütfü Yücelik ile dönemin Ticaret Borsası Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu arasındaki bir ceviz kabuğunu doldurmayacak lüzumsuz bir tartışmaya, küskünlüğe hatta husumete sahne olmuştu.
Birinin “kara” dediğine diğeri illa ki “beyaz” derdi!
Kazara bir toplantıda aynı salonda olsalardı düşman ülkeler gibi mevzi alırlardı!
Öyle ki bu kavga yüzünden Erzurum’un iş dünyası bile kamplara bölünüp, “Lütfücü” ya da “Hakkıcı” diye saf tutardı!
Neyse ki bu anlamsız ve saçma sapan çekişme, her iki ismin sahneden çekilmesiyle nihayet buldu.
Her iki ismin yerine genç insanlar geldi.
En başından beri “birlik-beraberlik” mesajları verdiler, memleket için “sen-ben değil, biz varız” dediler.
Yani tam da olması gerekendi.
Lakin ne olduysa oldu, bu genç başkanlar (ETSO Başkanı Saim Özakalın ve Ticaret Borsası Başkanı Hakan Oral) sudan sebeplerle birbirlerine girdiler. Yetmezmiş gibi kavgaya bir üçüncü kişi de eklendi; o da Organize Sanayi Başkanı Murat Urkuç…
Türkiye büyük bir felakete duçar kaldı. Yediden yetmişe hepimizin canı sıkkın, hepimiz yer yer fevri çıkışlar yapabiliyoruz.
Öyle zannediyorum ki, işte bu sıkıntılı ortam nedeniyle, Saim de Hakan da Murat da maksadını aşan ifadeler kullanmış birbirlerine…
Gereksiz bir gerginlik…
Değerli hemşerilerim, kıymetli kardeşlerim…
Gün ne kavga günü ne de sen ben deme günü…
Sizler bu şehirde, sizlerden önceki kötü bir anlayışı yerle bir etmiş ve ezber bozmuş kimselersiniz.
Sizler bu şehrin yarınlarına dair yeni şeyler söyleyen iş insanlarısınız.
Yakışır mı sizlere çocuksu bir alınganlık göstermek?
Yakışır mı sizlere nefsi çıkışlarda bulunmak?
Tam da Erzurum iş dünyası sizlerden yeni atılımlar yapmanızı beklediği şu günlerde, size hiç yakışır mı birbirinize gol atmaya çalışmak…
Buradan ERVAK Başkanı Erdal Güzel’e sesleniyorum:
Erdal ağabeyi, sen bu şehrin akil insanlarından birisin.
Bu sebeple bugünden tezi yok, bu üç genç kardeşimizi davet et bir araya getir ve aradaki bu saçma sapan soğukluğu nihayete erdir.
Erzurum’un kavgaya, itişip kakışmaya, sen-ben hesabı gütmeye ne takadi var ne de vakti…
Saim’i de, Hakan’ı da Murat’ı da tanırım, bilirim, güvenirim…
Her üçü de ayrı ayrı kıymete haiz kimselerdir.
Onların birlikteliği ve hizmet yarışı bize lazım, kavgaları ve çekişmeleri değil…
Burada yazılanlara göre kedi köpek muhabbeti var. Gerçi onlarında evcilleştiğini, herkes aynı sofranın başında ekmeklerini paylaştığını görür. Hatta Erzurum da artık tilki ve köpeklerin birlikte gece devriyesi attığını bilir. Benimde önerim bu işi her kim yapacaksa bir kayın çubuk alsın eline bunları katsın önüne, Kayseri, Konya yada antebe gırcıklarına çeke çeke götürsün uysallaşacakları ana kadar eğitime tabi tutsunlar. Bu şehri hiç kimsenin küçük insanların egolarına kurban etmeye hakkı yok.