Yüz vardır tebessüm ettirir insanı. Yüz vardır ağlatır. Yüz vardır özlemle beklenir. Yüz vardır nefret ettirir. Ne yüzler vardır anlaşılamayan. Hangi yüzlerdensiniz bilinmez ama gelin görün ki, yüze yansıyan kalbin iç dünyasıdır. Ve yüz, ruhun aynasıdır. Siz ne kadar saklasanız da içinizdekileri, yüzünüz sizi ele verir. Bu konuda da insanın ihtisas yapmasına gerek yok, birazcık tecrübeli olması yeterde artar bile. Ruhsal bulanıklığı olmayan, hümanist, çevreyle barışık insanların yüzüne yansıyan ışık hüzmeleri; tüm dünyayı bile aydınlatacak kuvvettedir.
Zaman o kadar değişti ki anlatamam size. İnsanlar birbirlerinin yüzüne güle güle aldatır oldular. Yüzüne konuştukları ile içinden geçirdikleri arasında Everest tepesi kadar fark var desem inanın mübalağa yapmış olmam. Biri, yekdiğerini kandırmanın yollarını çok iyi bulmuş. İnsan aklının ve fikrinin dumara uğratıldığı, şeytanın bile pabucunun ters giydirildiği, plan üzerine planları müşahede edince inanın kanınız donuyor. Hangi yüzlerin sizin dostunuz, hangisinin düşmanınız olduğunu bile takdir edemiyorsunuz?
Yüzüne her yüze gülenin dost olmadığını anlamanın çok güzel bir yolu var. Vereceğim ipuçlarını karşılaştırın hayatla ve yakınınızda bulunan insanlarla. Sınamaktan korkmayın. Yapacağınız çok basit. Karşınızdakilerin hareketlerini iyi tahlil edin. Tabiri caiz olacaksa eğer; ince eleyip birazcık sık dokuyun size karşı hareketlerini. Eğer hareketleri yapmacıksa ve bayağı bir şekilde sizi atlatıyorsa, yoktan sebeplerle sizi kırıyor ve üzülmenizi istiyor, etrafa sahte gülücükler savuruyorsa o insana karşı önlem almanız gerekiyor demektir.
Perhiz kavramını bilmeyenimiz yoktur. Sadece yediklerinizle yeterli kalmamalı perhiz kavramı. Ruhsal boyutu olumsuz etkileyen insanlarla da perhiz yaparak onlarla görüşmenize kısa bir süre ara vererek kendinizi emniyet altına alabilirsiniz. Bu; bir anlam da istenmeyenlere karşı bireysel kilit mekanizmasıdır. Yüreğinize ve hayatınıza girecek insanlar için manevi birer şifredir. İstemediğiniz; sizi sahte gülücükler ve sahte yüzlerle aldatmaya çalışan insan kitlelerinden uzaklaşmanızın diğer adıdır.
Bir büyüğümüzün, eşime yıllar evvel söylediği söz şimdi kulaklarımda çınlar oldu.”-Yavrum. İnsanlar kısım kısımdır. Kimileri yaz gibi, kimileri kış gibidir. Kış gibi olanlarla fazla muhabbet etme, seni dondurur. Ayazda kalır ölürsün. Yaz gibilerin sıcaklığı da seni sarhoş etmesin, onlarda seni yakar kavurur. Susuzluktan ölürsün.”demişti. Gerçektende öyle. Etrafımızdaki, yakınımızdakileri iyi tahlil etmezsek; ya donarız ya da yanarız.
Yüzleri sahte görünümlü, yani kısacası ortama ve çevresel etkenlere karşı renk değiştiren insanlar aslında karşısında bulunanları değil, kendilerini kandırıyorlar. Takınmış oldukları etrafı aldatan maskeleri bir gün muhakkak düşecek. Yapılması gereken çok basit, her şeyi zamana bırakmak. Tabi siz daha erken davranıp açıklarını veya yapmış oldukları densizlikleri yüzüne vurmazsanız eğer. Ama zamanın bu maskeyi düşürmesi sizinkinden daha acı olacaktır. Buna emin olun. Zaman siz kadar merhametli olmaz. Sizin söylemeye utandıklarınızı da bir paçavra gibi yüzüne atabilir.
Önemli olan tek olgu; sabretmek. Geçenlerde çok değer verdiğim bir dostuma ve sevdiğim bir insana; sabrın meyvesinin çok tatlı olduğunu hatırlattım. Ama sabrın başlangıcının da soğandan daha acı olduğunu belirttim. Çünkü sabır beklemektir. Haksızlıkta olsa, yeri geldiğinde susmaktır. Filiz filiz yeşertmektir doğru bildiklerinizi. Ve her doğruyu her yerde söylememe sanatının adıdır bir anlamda.
İnsanların iç dünyasındaki sahte davranışlarının veya sahte düşüncelerin yanardağ misali fışkırması ve alevler sarkıtması an meselesi. Çünkü gün yine bugünkü gün. Değişen tek şey insanların davranışlarının hayatlarına egemen oluş şekilleri.
Olumsuz düşünce ve duyguların bastırılması adına elinizden geleni yapmanız gerektiğini unutmayın. Her gelen sese kulak verip icraata dökmeye kalkarsanız sonu riskli bir sonuç sizi bekliyor olabilir. Yüzünüz iç dünyanızla barışık olsun ki, her insan sizden feyz alsın, bereketlensin.
Aşk eri mevlananın asırları aşan o muhteşem dizeleri, ruhumuza ruh üfürsün. Üfürsünde aklımız başımıza devşirilsin:”-Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol;
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.”
Hayatın sizi daraltıp- sıkmadığı; sahte yüzlerden uzak bir yaşam geçirmeniz dilek ve temennilerimle. Sağlıcakla kalın efendim…
Yüzünüz Hep Gülsün…