Vakit gece yarısı.
Duvardaki saat, umursamaz bir şekilde ??tik tak?? larıyla bana eşlik ediyor.
Elime almış olduğum ve bütün meth-ü senalara dayanamayarak okumaya çalıştığım kitabı bir an önce bitirebilmek için gayret sarf ediyordum.
Beklentilerime cevap bulamadığım sahifelere hızlıca göz gezdirirken, yaptığım bu işin sadece göz egzersizi olduğunu anlıyor ve sinirleniyordum.
Kitabı mı okuyordum, yoksa o mu beni okuyor anlamış değildim.
Son bir karar ile yerimden fırlayarak elimdeki kitabı bir daha okumama niyeti ile kitaplığımın ??en ilgisizler?? bölümüne selam ve dua ile uğurluyorum?
Rahat değildim , canım çok sıkılmıştı.
Bir şeyler yapmalı, ruhen rahatlamalıydım.
??Kur?an mı okusam acaba??? diye geçirdim içimden.
Çünkü biliyor ve inanıyordum Kuran?ın kalpleri ferahlatıp ruhları yumuşatacağını.
Ama birden bu niyetimi değiştirmiş, iki saat sonra cemaate kıldıracağım sabah namazında uzun uzun okuma kararını vermiştim.
Bütün bunları düşünürken elimi bir anda kitaplığımın sık kullanılanlar bölümündeki ?? koleksiyon serisi?? nde bulmuştum.
Yıllar öncesinde başlayıp halen devam eden bir tutkumu hatırlamış, Beyazıt ve İstiklal Caddesi?ndeki sahaflardan aldığım eski kitap ve musiki plaklarının o zamanlar beni ne kadar mutlu ettiğini yeniden yaşamıştım.
Odanın açık penceresinden duyduğum martı sesleri , gecenin karanlığına ve yalnızlığıma adeta meydan okuyor, birazdan okunacak sabah ezanını ve yeni bir günü müjdeliyordu.
Ben ise , sıkıntılı geceme huzur veren ve büyük bir aşkla dinlemekte olduğum koleksiyon serisindeki o esrarengiz sesin sahibini, kıymetli hemşehrimi ve meslektaşımı düşünüyordum.
O?nu devamlı dinliyor, iyi tanıyordum.
O; Sesinin güzelliği neticesinde musikiye küçük yaşlarda gönül vermiş, Hafız Melek Efendi?den dini musiki, ilahiler öğrenmiş, Küçükpiyalepaşa Camii imamı Hafız Cemal Efendi?den hafızlık icazeti almış, ardından İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirmişti.
Sultan Selim Camii Başimamı iken musikiye ilgisinden geceleri genellikle uyumamış, açılır kapanır kontrplak bir masanın başucunda mum ışığında sabahlara kadar kendi kendine nota öğrenmişti. Şöhretini ve hayatını anlayabilmek için onun gibi düşünmek gerekirdi.
Hem de hiç şüphelenmeden , sorgulamadan.
O; Son dönem Türk musikisi bestecilerinin en büyüğü ,??hafız hanende ve gazelhan?? kuşağının en önemlisi ve son temsilcisiydi.
O? nun tatlı, yumuşak ve zengin sesi adeta her şeyden ziyade Kur?an okumak için yaratılmıştı.
Altmış üç yaşındayken Rabbinden ruhunu teslim almasını rica etmiş , mihrabının asıl sahibi Peygamberinden daha fazla yaşamayı kendisine yakıştıramamıştı.
O; din hizmetini hep asli vazifesi olarak görmüş, arkadaşları tarafından kendisine ??hafız?? diye hitap edilmesini istemişti.
Yüzlerce bestesi radyo ve televizyonların repertuarına girmiş , vazgeçilmez olmuştu.
Nice sanatçılar onun besteleriyle zirve yapmış, bir nesil onun şarkılarıyla büyümüştü.
O; vasiyeti üzerine kabir taşında yazdırdığı gibi ??Sultan Selim Camii Şerifi Başimamı ve Sultanahmet Camii Şerifi İkinci İmamı ve Hatibi meşhur bestekar Hacı Hafız Saadettin KAYNAK?? tı.
*****
Hicran-ü elem sine-i pür hünumu dağlar
Mahrum-ı emel gönlümü dünyaya ne bağlar
Öldürdünüz aşk-ı perişanımı gömdüm
Bir türbe ki ruhum gelen ağlar, giden ağlar
Üstadın kendi sesinden pek bilinmeyen bu hüzzam şarkısını dinlerken , şahlanan duygularıma gem vuramıyor, bir İmam ?Hatip meslektaşı olarak onu örnek alabileceğimi, asli görevimle beraber sanata ve kültüre kendimi nasıl adayabileceğimi düşünüyordum.
Hatta daha da ileri giderek kabir taşıma neler yazılabileceğini şimdiden hayal bile ediyordum.
Fakat hayallerim , gecenin finalini ilan eden müezzinin o yanık sesiyle dağılmış ; sabah ezanı okunmaya başlanmıştı. Bu arada karşımdaki apartman dairelerinin ışıkları teker teker yanmış, cemaatle namaz kılmanın daha faziletli olduğuna inananlar Caminin yolunu tutmuştu bile.
Şafak sökmek üzere?
Martı ların çığlıkları artmış, kubbedeki güvercinler uğuldamaya başlamıştı.
Beni davet ediyorlardı.
Gitmeli, namazı kıldırmalıydım.
Uzun uzun da okuyacaktım.
Tıpkı bu geceki misafirim ??sahnedeki imam?? gibi
Fatihalarla ruhunu aydınlatacaktım.