İngiltere merkezli bir düşünce kuruluşu olan The Legatum İnstutite, Dünyada ki ülkeleri refah düzeylerine göre sıraladı. 2016 yılında birçok parametre kullanılarak yapılan, ülkelerin ekonomi,suç oranı,düşünce özgürlüğü gibi sosyal konuların baz alındığı, ve bizzat ülkelerin kendi istatistiklerinden yararlanılarak yapıldığı bu çalışma da her yıl olduğu gibi ne yazık ki ülkemiz , aynı kategoride yer aldı.
Türkiye Genel sıralamada 78. en iyi derecesi 49 la ekonomik kalite, 52 ile sağlık,74 le iş ortamı, en kötü derecesi ise güvenlik ,sıralaması 126. Sonrada Afganistan,Suriye, Muz Cumhuriyetleri falan filan geliyor. Yani süslü salonlarda masal ülkesi gibi gösterilmeye çalışıldığı gibi değil durum.
Hadi diyelim ki, Bize kasıtlı yapıyorlar bu derecelendirmeyi ( Genel algı öyle ya ) yapanlar. Milyonlarca mahkemelik dava, enerjimizin yarısını götürmüş durumda, Sokak ortasında dövülen öldürülen kadınlar, uyduruk ihmallerden sakat kalan ,ölen işçiler,en ufak tartışmada yaralanan ölenler, Kişi başına neredeyse bir dilenci düşmesi, taciz tecavüz haberlerinden kusma derecesine geldiğimiz bu dibe vuruş, aşağılık diziler, randevu evi programları, korkudan yazılamayan makale, roman, hikayeler. Uzat uzatabildiğin kadar. Bunlarda mı kasıtlı ! Hem hani hepimiz kardeşdik !
Vatan severliği hiçbirimize bırakmayanların,Vatanın dünya klasmanında refahını 78. yapanlar bu hezimeti de üstlenmeli. Ama olur mu !? bahane üretmekte 1.ligi kimseye kaptırmayan yeteneksiz takımı yüzlerce bahane üretip haklı çıkarlar emin olun.
"Ya sesim güzel değil ben aslında iyi türkü söylerim de" Ee söyleme...veya kendine söyle niçin bize işkence ediyorsun ?
"Olur mu,ben söylemesem başkaları söyleyecek" kabilinden abuk subuk bahaneler.
Gençlerimizin çoğu, ellerinde ingilizce setlerle,hayallerinde Avrupa veya Amerika'ya gitme düşüncesiyle,ebeveynlerine bir servet harcatıyorlar. Oysa gönüllerinde Vatan,arkadaş,Türkiye sevdası olduğu halde.
Mesaj net , Yani diyorla ki ; Bu bizim birbirini yiyen ihtiyarlardan bize hayır yok. Bari Global dünyaya ayak uyduralım. Hergün biraz daha düşen refah seviyemizi kendimiz yükseltelim veya yüksek olan yerlere göçelim.
Fakat bu mesajı dahi alamıyor veya almıyor yaşlı Devletlu çok bilenler.Özel okulların sonundan kolej yazılarını sildirmekle önemli bir iş yaptıklarını zannedenler. Akabinde Akademisyenlere özellikle İngilizce Dil sınavı açıp milyonlarca lira sadece sınav parası harcıyorlar. Çoğu işletme garson alırken dahi gençlere ingilizcen varmı ? diye soruyor. Bu çelişki hiçbirimizin gözünden kaçmıyor aslında.
Daha fazla sıralayacak olursak veya suç-suçlu oranı çıkaracak olursak ömrümüz yetmez. Hem bir kazancımız da olmaz. Önemli olan çözüm bulmak.
Kısaca ; Biz bir bütünüz bu çarpıklık da hepimizin ortak malı. Kasmayalım kendimizi beyler ,sırtımız tutulur yoksa. Hiçbir çözüm elde edemediğimiz gelenekçi uygulamalardan vazgeçip Akılcı çözümler üretmeliyiz. Bir kişiyi mutlu eden Kralcı tutumdan her kişiyi mutlu eden demokrasi tutumuna gerçekten geçerek. Demokrasi nöbeti tutarak değil, demokrasiyi yaşayarak ,yaşatarak. Gerçek bu.
Böyle diyor Realite.