Haber Girişi : 22 Nisan 2014 20:40

Rafineri...

Rafineri...

Projenin fikir babası işadamı Nevzat Çakır…

En az 20 yıldır bu projeyi savunur durur. Nerede ne zaman bir politikacı veya devlet adamı görse başlar anlatmaya:

"Erzurum’un ekonomik kurtuluşu rafineriden geçer"

Haksız da sayılmaz hani...

Rafineri, kurulduğu yeri abadeden bir sanayi...

Batman ve Mersin bugünkü kalkınmışlık seviyelerini birinci derecede rafineriye borçludurlar.

Nevzat Çakır, esasında otomotiv sektöründe olan bir işadamı ama geçmiş yıllarda baba mesleği nedeniyle petrolcülük yapmış.

Dolayısıyla bugün başından aşağı zenginlik dökülen Batman’ın 20 yıl önceki halini çok iyi biliyor.

Ve adı gibi emin ki, Batman bugünkü zenginliğe o rafineri sayesinde ulaştı.

İstiyor ki Erzurum da aynı yolu izlesin ve Erzurum da artık "maküs talihi"ni yensin.

Malumunuz petrol ve doğalgaz boru hatları Erzurum’dan geçip gidiyor.

Şayet buraya bir rafineri kurulursa üretilecek mazot, benzin ve türevleri hem tankerlerle büyük merkezlere taşınacak, hem de Ovit üzerinden bir hatla Rize limanına inecek. Böylelikle denizden de başka ülkelere sevkiyat yapılacak.

Üstelik Erzurum bu meseleye hiç de yabancı bir şehir değil.

Şimdi aktif olmayan ama vaktiyle son derece önemli bir işlevi olan NATO boru hattı Erzurum’dan geçiyor ve burada askeri araçların ve uçakların yakıt ikmali yapılıyordu.

Nevzat Çakır, bu gerçeği de bilen birisi olarak, Erzurum’a petrol rafineri kurulması için çalmadık kapı bırakmıyor.

Şimdiki adresi de Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen...

Seçimden bir hafta önce, Sekmen ile Çakır biraraya gelmiş ve bu rafineri hususunda etraflıca konuşmuşlardı.

Geçenlerde bizim gazetede haber olmuştu. Başkan Sekmen, rafineri meselesine öyle bir sahip çıkmış ve inanmış ki, hiç zaman kaybetmeden bu düşünceyi Enerji Bakanı Taner Yıldız’la paylaşmış.

Bakan Bey de sıcak bakmış. Ancak bu çapta bir proje bir kişinin kararıyla olacak bi iş değil. İlla da Başbakan Erdoğan’ın benimsemesi ve inanması gerekiyor. Sekmen’in şimdiki hedefi, ilk fırsatta durumu Başbakan’a açmak ve destek istemek olacak.

Kişisel kanaatim şudur:

Mesele o noktaya kadar gelirse eğer Başbakan Erzurum’a asla hayır demez.

Çünkü bugüne kadar Erzurum’a dair önüne hangi proje gittiyse hepsine evet dedi, hepsinin takipçisi oldu.

Erzurum bugün kalkınmasını tamamlayamamış bir şehir ise -ki, öyledir- bunun sorumlusu ne hükümettir, ne de Başbakan...

Sorumlu bizzat bu şehri yönetenler, bu şehir adına siyaset yapanlardır.

Neyse madem olmuşla ölmüşe çare yok; o halde önümüze yani yarınlara bakmak ve yeniden geleceğe dair planlar üretmek zorundayız.

Mehmet Sekmen bu işe uygun bir isim...

O kumaş onda var...

Baksanıza bir işadamının önerisine anında sahip çıkıyor ve sıcağı sıcağına meseleyi Ankara’ya taşıyor.

Sanırım yedi veya sekiz yıl önceydi. Rusya’dan çok büyük bir şirketin teknik elemanları Erzurum’a gelmişti. Burada doğalgaz çevrim santrali kurmak için etüd yapıyorlardı. Bu gelişmeden haberi olan dönemin Ulaştırma Bakanı, adamlara pres uyguladı:

"Çevrim santralini Erzurum’a değil Erzincan’a yapın"

Ruslar baktı ki işin ucunda sıkıntı doğacak, taslarını taraklarını toplayıp gittiler.

Gidiş o gidiş. Ne Erzurum adamları arayıp sordu, ne de adamlar geri dönüp baktı.

Bugün yeni bir fırsatla karşı karşıyayız.

Vaktiyle Tahsin Bayramoğlu, "Ovit tüneli, Ovit tüneli" deyip dururken,  öyle zannediyorum ki kendi partilileri bile Hacı’yla istiskal ediyorlardı. Fakat bugün Ovit tüneli bitmek üzere...

Evveli ta Osmanlı’ya dayanıyor ama yakın tarihteki fikir babası da il genel meclisi üyesi Tahsin Bayramoğlu’ydu.

Ve Tahsin Bey, en az 30 yıl boyunca dillendirip durduğu o Ovit Tüneli’nin bitmesine tanık olacak.

Demek ki gün geliyor, olmaz denilen nice büyük hayaller gerçeğe dönüşüyor.

İstanbul’da birilerine Boğaz’ın altında tüp geçitler olacak, İstanbul’a ikinci ve üçüncü hava limanları yapılacak, kanallar açılacak denseydi, kimse inanmazdı, söyleyene deli derlerdi.

Oldu...

Tüp geçit de oldu, hava limanları da...

Şimdi sıra Kanal’da…

Aynı şey Erzurum için de geçerli.

Nevzat çakır’ın 20 yıldır bıkmadan tekrarlayıp durduğu rafineri düşüncesinin kuvveden fiile geçmemesi için önümüzde ciddi hiç bir engel yok.

Yeter ki Tayyip Bey evet desin.

 

Görün bakın Başbakan da evet diyecektir.