PKK'nın önemli kamp bölgelerinden birisi olan Metina bölgesine Türk savaş uçaklarının tarafından yapılan hava operasyonundan kurtulmayı başararak güvenlik güçlerine teslim olan 4 terörist, güvenlik güçlerine verdikleri ifadelerinde PKK'nın kendilerine para karşılığında kandırarak saflarına kattıklarını söyledi. Hava operasyonundan şans eseri kurtularak güvenlik güçlerine teslim olan teröristler, PKK'nın Gara, Metine ve Zap kamplarında zor şartlar altında yaşamak zorunda kaldıklarını anlatarak, kendilerinin girmelerinin yasak olduğu ve istihbarat raporlarında "PYD unsurlarına eğitim verilen bölge" olarak geçen Gara kampının kuzey doğusundaki yere, çok sayıda yeni model arazi araçları ve kamyonlarla sandıklar içinde mühimmat taşındığını, bu işi yapanların Kürt değil, İngilizce konuşan kişiler olduğu bilgisini verdi.
Bu hava taarruzlarının yaşandığı gece sağ kalmayı başararak örgütten kaçan birisi yaralı 3 terörist, arazide karşılaştıkları 2 teröristi de yanlarına alarak Ekim ayı başında Türkiye'ye sığındılar ama güvenlik kuvvetlerine sadece 4 tanesi teslim olabildi. Zira arkadaşlarından biri hava saldırısı esnasında bacağından yaralanmış ve kan kaybı sonucunda yarı yolda hayatını kaybetmişti. Metina'dan kaçan 3 teröristten biri olan A.C, verdiği ifadede özetle, örgüte 4 yıl önce batı illerinden birinden para karşılığında en büyük abisi ile katılmayı kabul ettiğini, aslında terör örgütüne katılmamak için ailesiyle birlikte anne, baba ve beş kardeşi ile bölgeden ayrıldıklarını ama çaresizlik nedeniyle bu yola başvurduklarını ve çok pişman olduğunu anlattı.
Abisi ile Zargali denen bir bölgeye götürüldüklerini ve bir haftaya yakın burada kaldıktan sonra abisinden ayrıldığını ve bir daha da hiç haber alamadığı bilgisini veren A.C, müteakiben Kandil'de 4 ay süreyle eğitildiğini, yaşam şartlarının çok ağır olduğunu, kendilerine orada yetiştirdikleri hayvanlar kadar bile değer verilmediğini, verilen yemek benzeri şeylerin iğrenç denecek seviyede olduğunu, 4 ayın sonunda Gara kampına gönderildiğini ve Ağustos ayı başında Hava Kuvvetlerinin çok ağır taarruzlarından dolayı büyük kayıplar verdiklerini, 400 kişinin barındığı kampta bir hafta içinde yarıdan fazlasının öldüğü ve çok sayıda yaralı olduğu bilgisini paylaştı.
Yaralılarla birlikte kendisinin önce Zap sonra da sağlık tesisleri açısından önem arz eden Metina kampına gönderildiğini aktaran A.C, 3 yılı aşkın bir süre Gara'da kaldığını ve gördükleri karşısında bu örgütün aslında Kürtlere değil yabancı istihbarata veya bazı ülkelere hizmet ettiğini anladığını; zira Gara kampının kuzey doğusunda Avaşin'e doğru olan bir bölgesinde kendilerinin kesinlikle gitmelerinin yasak olduğu özel bir bölge bulunduğunu ve burada Suriye'den gelen çok sayıda Kürt gencinin eğitildiğini duyduğunu güvenlik güçleri ile paylaştı.
A.C, "PYD unsurlarına eğitim verilen yer" olarak istihbarat raporlarında geçen bölgeye hemen her hafta kendi kamplarının içinden geçen çok sayıda yeni model arazi araçları ve bazen de kamyonların gittiğini; bazen araçların kampta durarak sandıklar içinde bir şeyler bıraktıklarını, bu kişilerin kesinlikle Kürt olmadığını, batılı ülkelerden insanlar olduğunu, çünkü İngilizce bilen arkadaşlarıyla sohbet ettiklerini ve ayrıldıklarını söyledi. A.C isimli terörist, bu konvoy trafiğinin Ağustos ayı başına, Türkiye'nin hava taarruzları yapmasına kadar yoğun bir şekilde devam ettiğini, bu hava saldırılarından sonra zaten Gara kampının neredeyse yerle bir olduğunu ve hemen saldırılar sonrası sağ kalanlarla birlikte Metina bölgesine geçtiklerini, aslında o esnada da kaçmak için çok fırsat olduğunu ama hava taarruzları esnasında kampın adeta bir alev topuna dönüştüğünü ve bir an önce canlı kalabilmek adına gruba katıldığını belirtti.
A.C isimli terörist, diğer iki teröristle karşılaştıkları bölgede kan kaybından ölen kişinin çocukluk arkadaşı olduğunu, beraber kaçtıklarını ama cesedini arazide bırakmak zorunda kaldıklarını ve "Keşke Türkiye'de ölseydi de burada gömülseydi" şeklinde güvenlik güçlerine bilgi verdi. Sonradan gruba dahil olan iki terörist ise, bulundukları bölgede yer altına merdivenle inilerek gidilen büyük bir deponun olduğunu, içeriye kendilerinin girmelerinin yasak olduğunu; ama hava taarruzları başlayıncaya kadar ki dönemde (24 Temmuz 2015) her hafta sandıklar ve bidonlar taşıyan bir yük kamyonunun gelerek buraya malzeme aktardığını, malzemeleri taşıyanların da kamyonla beraber geldiklerini, kendilerinin sadece nöbet tuttuklarını, kan kaybından ölen teröristi de buraya bıraktıklarını ifade ettiler.
Bu istihbaratı değerlendiren özel birimler ise aynı gece yanlarına sonradan gruba katılan iki teröristi de alarak Türkiye'den Metina bölgesinin yakınındaki bu deponun bulunduğu bölgeye sızmışlar ve hedefin koordinat tespitini yapıp, dönüşte yanlarına ölen teröristin de cesedini alarak döndüler.
A.C adlı terörist, askerlerin dönüşlerinde arkadaşının cesedini getirdiklerini gördüğünde büyük bir şaşkınlık yaşadığını belirterek, gözyaşları içinde askerlere, "Öl deyin sizin için öleyim komutanlarım. Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir vefadır. Mutluyum çünkü bu 4 sene boyunca askere kurşun atma fırsatını Allah bana vermedi çok şükür. Ölüden hediye olur mu, evet olurmuş demek ki, sağ olun, var olun" dedi.
Diğer iki terörist tarafından verilen ifadede hedefin doğruluğunu teyit eden güvenlik kuvvetleri, koordinatları Hava Kuvvetlerine iletirken, 11 Ekim 2015 tarihinde Irak'ın Kuzeyi Metina ve Zap bölgelerine yapılan hava harekatında teröristlerin gösterdiği depo da dahil olmak üzere hedefler tam isabetle imha etti. Her iki bölgede de toplam 35 terörist etkisiz hale getirildi.
Kaynak: Akşam