Haber Girişi : 02 Kasım 2020 00:00

Peki biz hazır mıyız?

Peki biz hazır mıyız?

İzmir’i vuran 6,6 büyüklüğündeki felaket, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki Erzurum ve çok sayıda ilin muhtemel bir deprem karşısındaki durumunu yeniden tartışmaya açtı…

Erzurum’un yaşadığı en büyük deprem, resmi kayıtlara geçen ve binlerce kişinin ölümüyle,binlerce evin de yerle bir olmasıyla bilinen meşhur “1859 zelzelesi”… İzmir depremi, bir kez daha gözlerin “deprem üssü” olarak bilinen Doğu’ya dönmesine yolaçtı.


1924’TE ERZURUM YIKILIYOR

Bu tarihten sonra Erzurum, Erzincan,Bingöl, Ağrı Kars, Muş, Van ve daha birçok şehrimiz, hemen her yıl irili ufaklı depremlerle beşik gibi sallanmış durmuş. 1924 Pasinler depremi ise yaşattığı ağır yıkım yüzünden uzunca yıllar dillerden düşmeyen bir felaket olarak tarihteki yerini alıyor. Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra meydana gelen bu felaket sonrası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Erzurum’u ziyaret ederek ahaliye geçmiş olsun diyor.


1983 DEPREMİNİN BİLANÇOSU ÇOK AĞIR

Erzurum’un,son 150 yıllık yakın tarihinde şehrin depremle imtihanı hiç bitmemiş. Bu depremlerin hafızalara kazınan en ağır olanı ise, kuşkusuz ki 1983 depremidir. Üç gün önce İzmir’i yıkan 6,6 büyüklükteki depremin daha şiddetlisini 6,9 ile Erzurum yaşamış ve toplam bin 155 vatandaşını kaybetmişti.


DEPREM ÜLKESİ TÜRKİYE…

Daha Elazığ depreminin açtığı yaralar henüz sarılırken ve yaşanan acılar tazeliğini korurken, yüzde doksanı itibariyle deprem kuşağı üzerindeki ülkemizde, bu kez de kara haber İzmir’den geldi. Bayraklı’yı adeta yerle bir eden Ege Denizi kaynaklı deprem, herkesin o soruyu bir kez daha birbirine sormasına sebep oldu.


ERZURUM’DA ÇÜRÜK YAPILAR YIKILDI AMA…

Şehirlerimiz depremlere ne kadar hazır? Depremlerle başı dertte olan Erzurum halkı üç günden beri bu soruya cevap arıyor. Şehir merkezindeki bina stokunun genel durumu iyi… Son yıllarda aralıksız yapılan eski yapıların sökülmesi yani kentsel dönüşüm,Erzurum merkezde şartları olumlu bir yöne çevirdi. Ancak aynı şeyi kırsal için söylemek ne yazık ki mümkün değil.


BAŞKAN SEKMEN, “BİNA STOKUMUZ KÖTÜ DEĞİL” DEDİ

Bu durumu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e sorduk. Aldığımız cevap her ne kadar yüreklere su serptiyse de yine de tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Çünkü şehirde hala sökülmesi gereken binlerce eski yapı mevcut. Ve en önemlisi de Erzurum ikinci derecede deprem kuşağı üzerinde olan bir şehir.


ERZURUM’DA BÜYÜK BİR DEPREM OLUR MU?

Erzurum yakın gelecekte bir deprem bekliyor mu? Konunun uzmanları, kestirip atamıyorlar. “Hayır” diyemedikleri gibi, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın aktif bir hat olması yüzünden, “Her an büyük bir depreme bölge olarak hazırlıklı olmalıyız” şeklinde cevap veriyorlar. Her depremin ardından “depreme karşı hazırlıklı olmalıyız” sözünü slogan gibi tekrarlayıp duruyor ama işin doğrusu kimsenin doğru dürüst bir hazırlığı da yok.

İŞTE ERZURUM’UN 100 YILLIK DEPREM TARİHİ:

2014 yılında yayımlanan bilimsel bir makalede, Erzurum’un yüz yıllık deprem tarihi araştırılmış ve bu çerçevede meydana gelen depremler ve yaşanılan can ve mal kayıpları tek tek gün yüzüne çıkarılmış.

İşte o araştırmadan bir bölüm:

Cumhuriyet’in ilk yıllarında (1924) Erzurum’da etkili depremler yaşandığı bilinmektedir. Erzurum ve yöresine ait 1900-2014 yılları arasındaki 114 yıllık dönem incelendiğinde; 08.11.1901 tarihinde 6.1 şiddetinde bir deprem ve 2000 ağır hasarlı bina, 13.05.1924 tarihinde 5.3 şiddetinde bir deprem ve 700 ağır hasarlı bina, 13.09.1924 tarihinde 6.8 şiddetinde bir deprem, 221 can kaybı ve 477 hasarlı bina, 03.01.1952 tarihinde 5.8 şiddetinde bir deprem, 133 can kaybı ve 701 hasarlı bina, 03.06.1952 tarihinde 94 can kaybı, 25.10.1959 tarihinde 5.0 şiddetinde bir deprem, 18 can kaybı ve 300 hasarlı bina, 30.10.1983 tarihinde 6,9 şiddetinde bir deprem, 1342 can kaybı ve 3241 hasarlı bina,30.10.1983 tarihinde 6.8 şiddetinde bir deprem, 1155 can kaybı ve 10 bin 333 hasarlı bina, 18.09.1984 tarihinde 6.4 şiddetinde bir deprem, 3 can kaybı ve 570 hasarlı bina, 18.09.1984 tarihinde 5.9 şiddetinde bir deprem ve 1417 hasarlı bina, 18.10.1986 tarihinde 5.3 şiddetinde bir deprem ve 3 can kaybı,24.04.1991 tarihinde 4.5 şiddetinde bir deprem ve 1 can kaybı, 03.12.1999 tarihinde 5.5 şiddetinde bir deprem ve 1 can kaybı, 25.03.2004 tarihinde 5.1 şiddetinde bir deprem, 17 can kaybı ve 4291 hasarlı bina, 8.03.2004 tarihinde 5.3 şiddetinde bir deprem ve 7 can kaybı olmak kaydıyla, en küçük 4.5, en yüksek 6.9 şiddeti arasında, toplamda on altı adet depremin meydana geldiği ve ağır kayıplara neden olduğu kayıtlıdır.

Ne yazık ki Erzurum ve yöresinde 114 yıllık bir süreçte meydana gelen depremlerden kaynaklanan can ve mal kayıpları incelendiğinde, depreme karşı gerekli tedbirlerin alınmadığı, binaların depreme dayanıklı malzemeden ve usullere göre yapılmadığı açıkça görülmektedir.

Hâlbuki 13.09.1924 tarihinde meydana gelen depremin akabinde Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Paşa’nın “Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur" sözleri depremin engellenemeyeceği ancak onun zararlarından korunma yollarının olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Kaynak: Tarih ve Günce- Nurhan Aydın- Elif Ergün

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.