Haber Girişi : 20 Nisan 2020 11:14

PARAMPARÇA ÜZERİNE

PARAMPARÇA ÜZERİNE

Artık yavaş yavaş yükselmeye başlayan evde sıkıldık ifadelerine birçoğumuz gibi ben de anlayışla yaklaşamıyorum. Zira sıcak bir ev ortamı, yiyecek yemeği bulunan, entelektüel faaliyetler için kitabı, interneti elinin altında olan kimselerin evde sıkıldık demesi hakikaten can sıkıcı. Parklarda bahçelerde gezmek, sevdiklerimizle dilediğimiz gibi görüşmek elbette herkesin arzusu ancak bu arzu; tüm dünyanın boğuştuğu sıkıntılar karşısında evde sıkılma şımarıklığı için yeterli bir sebep değil. Bunun yanında karantinanın da sınıfsal olduğunu söylemeye gerek bile yok. Başını sokacak bir evi olmayan, akşam ne yiyeceği düşüncesi ile gününü geçiren, internet bağlantısı, bilgisayarı olmayan ve belki de evinde şiddet, istismar olayları olan insanların karantinası düşünüldüğünde bu koşullardan birine bile maruz kalmaksızın evde sıkıldığını söyleyip duranların üstlendiği şımarık çocuk rolünü sizin değerlendirmenize bırakıyorum.

Bugünkü yazımda evde sıkılma gibi bir lüksümün olmayacağı kadar yoğun ders ve sınav trafiği arasında izlemeye fırsat bulduğum bir Türk yönetmenin bol ödüllü,2017 yapımı Türkçeye Paramparça ismiyle çevrilen filminden bahsetmek istiyorum. Film, daha önce sözde Ermeni soykırımı ile ilgili Kesik filmini çeken ve son zamanların en ünlü Türk asıllı Almanlarından olan Fatih Akın’a ait. Akın, bu kez de Almanya’daki aşırı sağı, hatta neo-Nazileri ve bununla ilgili yargılama sürecini beyaz perdeye taşıyor. Filmde zamanında uyuşturucu ticareti sebebiyle hapis yatmış bir Türk’ün, Alman eşinden evliliklerinden olan çocuğuyla birlikte ofisine düzenlenen bombalı saldırıda öldürülmesi anlatılıyor. Öldürülen Türk’ün narkotik geçmişi sebebiyle bir süre bu saldırıyı Türk mafyasının, onlar değilse Kürt mafyasının onlar da değilse Arnavut mafyasının yapmış olacağı düşünülüyor. Akın, Almanya’da yabancılara en çok da daha az gelişmiş ülkelerden gelen yabancılara olan bu önyargıyı ortaya koymak için eline geçen fırsatı çok güzel değerlendiriyor.

Cannes film festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Diane Kruger’in canlandırdığı eşini ve çocuğunu kaybeden Katja’nın, yas sürecinden sonra avukatı ile birliktemahkeme süreci başlıyor. Hakkında kuvvetli şüpheler bulunan iki neo-Nazi, sanık sıfatı ile mahkemede. Sanıklardan birinin yine Alman babası, oğlunun siyasi görüşü sebebiyle kendisi ile görüşmediğini ve garajda patlayıcı hazırlamak için kullanılan malzemelerin bulunduğunu belirtiyor. Yine bu kişilerin neo-Nazi faaliyetlerle ilgisini ortaya koyan kanıtlar getiriliyor mahkemeye ancak mahkemenin vardığı sonuç masumiyet karinesi gereği suçsuzluğu ispatlanana kadar herkesin masum olduğu ve sanıkların suçluluğu ispatlanamadığı için beraat edecekleri yönünde oluyor. Daha sonra filmin, kadının kendi adaletini aramaya yönelik sürecini anlatan bölümüne geçiliyor filmin ancak izleyici olarak adaleti sağlamakta yetersiz kalan mahkeme sürecinde takılıp kalıyorsunuz. Bu ırkçı cinayet de gerçek hayatta maalesef onlarcasını işittiğimiz faili meçhul neo-Nazi cinayetlerinden biri olarak tarihe karışıyor. Yani Alman polisinin sağ gözü kör olduğundan yine işlevini yerine getirememiş oluyor.

Akın, Kruger’in de eşsiz oyunculuğu ile haberlerde duyduğumuz ve hayatını kaybedenleri sayıları ile bağdaştırdığımız bu ırkçı cinayetlerin temelinde yatan dramı ortaya koymakla kalmıyor Cannes’e taşınan filmi ile dünyayı sadece yükselen neo-Nazi’ye karşı değil, bunlara gözünü kapatan yönetimlere, yargı sistemine karşı uyarıyor. İnsan hayatının değerinin başka bir sıfata gerek olmaksızın yalnızca insan olduğundan geldiği düşüncesi ile barışamayan insan grupları her dönemde ve her ülkede bulunur ancak bunların Hitler Almanyası gibi bir sonucu doğurup doğurmayacağı; devletlerin, bağımsız yargının, eğitim sürecinin, basının nasıl bir tavır takındığı ile şekillenir. Dileriz Almanya’da bir kez daha yakın geçmişindeki yapısal hataları tekrarlama, en azından demokrasi adı altında ırkçılığa fırsat verme hatasına bir daha düşmez.

Etiketler : rabia
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.