Haber Girişi : 02 Şubat 2015 13:53

ÖZGÜVEN PATLAMASI

ÖZGÜVEN PATLAMASI
Seçimler yakın, henüz adaylar bile belli değilken ülkemizde büyük bir çoğunluk kendini milletvekili veya bakan koltuklarında otururken hayal ediyor.
İstifa etmeye hazırlanan, hali hazırda yaptığı işi, görevini becerememiş, kendine emanet kurumları berbat etmiş onlarca insan var ve hiç biri demiyor ki benim kapasitem, bilgi birikimim, geçmiş tecrübelerim milletin emaneti olan, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan koltukların sorumluluğunu taşımaya yeter mi?
Gerçi son yıllarda gelişen bir inanç var ki; insanlar kendilerinin de rahatlıkla bakan, milletvekili, rektör, genel müdür olabileceğini düşünüyor ve onlar bile yapıyorsa ben onlardan çok daha iyisini yaparım özgüven patlamasını yaşıyor.
İşte bu noktada hemen her seçim zamanı karşımıza dikilen, onulmaz bir özgüvene sahip, şu an hangi makamlarda olurlarsa olsunlar, kifayetsizliklerini göremeyen muhteris kişilikler aklımıza geliyor.
Bu ihtiras sahibi tipler; kendini ve haddini bilmeyen, hududa riayet etmeyen, kapasitesini değerlendiremeyen, eksikliklerini önemsemeyen, ne kadar niteliksiz ve beceriksiz olduğunu kabul etmeyen tiplerdir.
Bu kişiler kendi eksiklerini önemsemedikleri gibi,  karşısındaki nitelikli insanları da yok saydıkları için her makama, her mevkie kendilerini layık görürler.
Bu kişilerde oluşan hadsizliğin ve bu saçma sapan özgüvenin ana sebebi bilginin ve asaketin getirdiği tevazuunun aksine, cehaletin, bilgisizliğin yetersizliğin kişinin özgüvenini artırmasıdır.  Böylece hedeflerini elde etmesi açısından kişinin bütün negatif özellikleri kendi açısından pozitife dönüşmektedir.
Hani "Kişi kendini bilmek kadar arif olamaz" denir ya günümüzde mesleki veya siyasi yükselmelere bakınca kişi kendini bilemedikçe yükselir diyebiliriz.
Bu durumda da; gerçek bilgi, yetenek ve zekâ sahibi insanlar millete hizmet edebileceğine inansa bile böylesi insanlarla mücadele edemedikleri ve alçak gönüllü davrandıkları için her zaman geri planda kalırlar.
Ve acı olan bir gerçekte şudur ki; atama ve seçme makamında bulunanların çoğu da bulundukları yere kifayetsiz olmalarına rağmen ihtiraslarıyla geldikleri için görevlendirmelerde veya atamalarda bilgili, etkili, becerikli ve cesur insanlar yerine ya emirlerinden çıkmayacak basiretsiz insanları ya da her zaman kullanabilecekleri kifayetsiz insanları tercih ederler.
İşte bu sebepledir ki "ben olmasaydım" diyerek konuşmalarına başlayan, her an övülmeyi, alkışlanmayı, pohpohlanmayı bekleyen, bencil, kibirli, hadsiz insanlar hak etmedikleri, kapasitelerinin çok üstünde olan makamları işgal etmiş durumdadırlar.
Seçim yakın olduğu için özellikle bu günlerde, aslında her zaman makam ve siyaset adına ortalığa düşenlere iyi bakın neler göreceksiniz neler.
Bu durumu ilgili kişilerin kendileri düşünsünler, değerlendirsinler diyeceğim ama kifayetsiz ve ihtiraslı olan insanlar bütün bunları düşünebilseler zaten utanır ve bütün makamlardan uzak dururlar. Bu nedenle bu kişileri etrafında bulunan insanların uyarmaları ve milletin hayrı için hatta durdurmaları gereklidir.
Burada söz konusu olan diğer bir durum; kifayetsiz, ihtiras sahibi insanlar pohpohlandıkça kullanılabilir hale gelmektedirler ve etraflarındakiler tarafından rahatlıkla yönlendirilebilmekte ve kullanılabilmektedirler. İşte bu sebeple siyasetin içinde olanlar kullanabilecekleri insanlar dururken, becerikli, ihtiras sahibi olmayan insanları siyasette ve makamlarda görmek istememektedirler.
Şimdi bekleyelim, izleyelim, görelim. Neler olacak, neler bitecek.

Etiketler : ERZURUM
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.