Önce Metehan’a gittim, sonra Atatürk’e geldim

Dün Havuzbaşı’nda 9.Kolordu Komutanlığı’nın önünden geçerken…

Önce Metehan’a gittim, sonra Atatürk’e geldim

Tarihçilerimiz, atalarımızın düzenli orduya geçişini Metehan’dan başlatınca haklı olarak diyoruz ki, “Türk Kara Kuvvetleri’nin 2233 yıllık mazisi var.”

Dünyaya mührünü vurmuş esaslı mı esaslı bir geçmiş…

Şiarı kahramanlık olan ordumuz bugün de şanına yaraşır destanlar yazıyor.

Milat’tan çok önce kurulmuş, belli disiplini ve insani ölçüleri olan bir askeri yapılanma…

“Zafere giden her yol ama akla gelip gelmeyen her yol mubahtır” anlayışı yerine…

“Zafere giden her meşru yol mubahtır” düsturu esas alınmış.

Değil mi ki bu kıymetli irade yüzünden bizim ordumuz, gerek Irak’ta gerekse Suriye’de teröristlere karşı verdiği mücadele, sivillere zarar vermemek için olağanüstü bir çaba harcıyor. Hatta tabiattaki öteki canlılara, kültürel ve tarihi değerlere karşı da son derece hassas…

Katil İsrail gibi yahut da geçmişi soykırımla dolu Almanya gibi etrafı yakıp yıkmıyor.

Malumunuz…

Kısaca Mecelle olarak bilinen Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından İslam hukuku esas alınarak hazırlanmış daha çok borçlar, eşya ve yargılama hukuku esaslarını ihtiva eden bir kanunnamedir.

Orada şöyle bir hüküm var:

“Tut ki savaştasınız. Düşman gemisi sizin top menzilinize girdi. Ateş etmeniz halinde düşman donanması ölümcül darbe alacak. Ve fakat size son anda bir muhabere geliyor: Düşman gemisinde sivil kimseler var! Siz şayet o gemiye ateş edip batırırsanız katil olursunuz.”

Vay be…

Şu ölçüye, şu adalet duygusuna, insana değer biçen şu anlayışa bir bakar mısınız?

Teşbihte hata olmaz demiş eskiler; tam da bugün ki Amerika ve Avrupa kriteri (!)

Hani bir de utanmadan sıkılmadan “evrensel insan hakları” diyorlar ya!

Mezar taşlarıyla iftihar etmek belki yarınlarımızı inşa edemez, ama tarihimiz bizim Çoban yıldızımızdır.

Bugün için de, tarihimiz:

Öğretmenimizdir, pusulamızdır, mihmandarımızdır.

Bosna’da, Sırp keskin nişancılar kurdukları pusularda Müslümanları adeta kuş gibi avlıyorlardı.

Boşnakların canı çok yanıyordu.

 Bir gün Boşnak komutan Bilge Kral’a (Aliya İzzetbegoviç (Boşnakça: Alija Izetbegović )gelip serzenişte bulundu:

Efendim, bize izin verin. Bizim de keskin nişancılarımız var. Biz de Sırpları tek tek öldürelim.”

Bilge Kral Aliya şu muazzam cevabı verdi:

“İyi de Sırplar bizim öğretmenimiz değil ki…”

Ötekisi hikaye…

Müslümanca bir ölçü, Allah rızasını gözeten bir irade…

Bugün Gazze’de Filistinli masum insanlar hunharca katlediliyor, insanlığın donup kaldığı muameleye reva görülüyor.

Siz hiçbir Filistinlinin bir Yahudi esire işkence ettiğine tanık oldunuz mu?

Şayet öyle bir şey olsaydı; aylardır dünyaya televizyonları köpürterek servis etmez miydi?

Metehan’ın 2233 yıl önce kurduğu bir kara kuvvetleri ordumuz var.

Gittiği her yerde merhamet tohumları ekiyor.

Mehmetçik; önüne çıkan nehri kurutup ormanları yakmak yerine köprü yapıyor, ağaçları yakmadan kendine yeni bir yol buluyor.

Ülkemizde hem de aramızda olan kimi hainler kendilerine ısrarla Sırp sniperi rehber ediniyor!

Dün Havuzbaşı’ndan aşağıya doğru yürüyordum.

Hemen sağımda o güzel taş binasıyla ve kapısında, “Erzurum 9. Kolordu Komutanlığı” yazan tabelayla göz göze geldim.

Hani hayal ya…

Kendi kendime dedim ki, “Keşke, Metehan bu manzarayı görseydi.”

Metehan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e uzanan izler saklıydı sanki o kırmızı taşlı binada…

Atasının izinde, şanlı bir ordu…

Sen daha kaç bin yıllar gör ey Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı…

Selam olsun tüm Mehmetçiğe…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ali er 10 Temmuz 2024 13:18

    Derya hanım güzelde br yazı yazarmısın lütfen. Bu ordumuz bu kadar değerli iken. 1. kuleli askeri lisesini niçin kapattınız. 2. Gata askeri hastaneyi niçin kapattınız. 3. erzurumda ordu evini astsubay ordu evini yktınız ve askeri lojmnaları yıkma peşinde olanlar niçin böyle yapıyor. 4. 9. klordunun olduğu yeri istmlak edp rektör evini de yıkıp orayı külliye haline getrme planından haberiniz var mı. 5 .askeri kışlalalrı yıkup niçn boşaltıp orhanize sanayiye hayvan otlatma yerine çevirdiniz. 6. Askeryey özel bir düşmanlığınız mı var. yayınlarsanız çok sevinirim.

  • Levent Sütçü 09 Temmuz 2024 13:44

    Derya hanım; merak edip kendi kendine sordunmu hiç. Son yıllarda (uzunca bir süredir 8-10 yıl kadar) 9. Kolordunun komutanı Korgeneral değilde Tümgeneral rütbesinde. Metehanı,Atatürkü bırakda önce bir kendine bu soruyu sor.Erzurumun Paşasının rütbesi neden 3 yıldız korgeneral değilde 2 yıldız tümgeneral.Erzurumdaki garnizon Kolordu seviyesinde olmasına rağmen.